Yeni fic🎉🎊
Evet hava yağmurlu ve kapalı olduğu için yeni kurgu yazdım...
⚠Argo, şiddet, vahşet vb. her türlü öge olacak.
Bu bölümü giriş/tanıtım gibi düşünün. Diğer bölüm başlıyoruz her şeye..
Yb ne zaman gelir bilmiyorum ama 1 haftaya 2 bölüm yazmayı düşünüyorum 2.5k lık ama belli değil..
Umarım beğenirsiniz
İyi okumalar <3
***"İsyan edecek en sadık olan,
Kızıl gözlü şeytandı onu bulan.""Burasıda ne sessizmiş.. değil mi Frank?"
Tırnaklarını üzerinde "Frank Hushman" yazan mezar taşında gezdirirken konuşmuştu siyah saçlı. Yaşadığı acıyı bastırmak için saatlerce içmiş, hiç konuşmadığı kadar konuşmuştu o gece. Ellerini saçlarından geçirirken yüksek sesle kahkaha attı gün boyu yaptığı gibi. Gözyaşları bittiğinde kahkahaları başlamıştı artık.
"Biliyor musun o çok sevdiğim Tanrı ailemi aldı benden." Gülerek konuşmuştu bir eli mezar taşındayken.
"Ha bir de sevgilimi aldı..bak onu unutmuşum." Sırıtarak kafasını gökyüzüne kaldırıp bağırmıştı avazı çıktığı kadar.
"Özür dilerim sevgilim!!..Seni unutmak istememiştim."
Hala gökyüzüne bakarken bir daha kahkaha attı beyaz tenli. Kafayı yediğine emindi artık. Ah.. ya da içtiği 8 birada onu bu hale getirmiş olabilirdi.
"Aa, Frank! Bir de ne oldu bili-Ah siktir!" Beyaz tenli aniden kafasında hissettiği acıyla hayatında ilk defa küfretmişti. Eli hızla acıyan kısma gittiğinde hissettiği ıslaklıkla gözleri irileşmiş, bakışları eline gittiğinde tekrar kahkaha atmıştı.
"Oh, Frank bak! Kafam kanamış dostum..çok iyi değil mi?" Genç olan elindeki kana bakıp sırıtırken bakışları sağ ayağının dibindeki kitaba kaydığında kaşları istemsizce çatılmıştı.
"Demek kafamı kanatan sendin." siyah saçlı eğilip kitabı eline aldığında kapağındaki kırmızı yazı dikkatini çekmişti hemen. Kırmızı yazının etrafında garip semboller yer alırken hepsinin ucu uzayarak kitabın iki kapağını birbirine bağlayan haç işaretli kilide bağlanıyordu.
Bu da..neyin nesiydi böyle?
"66..günah mı?" Beyaz tenli kan bulaşan elini kitabın üstündeki sembollerde gezdirirken avucundan damlayan kanlar sembollere düştüğü an kitaptan kırmızı ışıklar çıkmaya başlamış, siyah saçlı çok fazla kafayı bulduğuna artık emin olmuştu.
"Siktir! Millet bu yüzden mi içiyormuş sürekli?" Elinden damlayan kanlar sırayla haç işaretine benzeyen kilide doğru giderken ağzı iki metre açılmıştı genç olanın. Bunların hayal olduğuna kendini inandırırken kitabı hafifçe sola döndürmüş, kilide baktığında ise kanının haç işaretini doldurduğunu görünce kitabı fırlatmıştı hızla. Ardından başını ellerinin arasına alarak kendi kendine mırıldanmaya başlamıştı siyah saçlı.
"Hayal görüyorsun Jungkook. Hepsi hayal..çok içtin o yüzden kafan yerinde değil. Hayır delir-"
"Jungkook?"
Duyduğu sesle hızla başını kaldırmış gözlerine aniden vuran fener ışığıyla ellerini hemen siper etmişti yüzüne.
"Ah, üzgünüm." sarı saçlı genç elindeki feneri hemen kapatmış, siyah saçlıya doğru ilerlemişti yavaşça.
"Burada ne yapıyorsun Jungkook?"
"Seni ilgilendirmez Jimin. Git buradan." Jungkook oturduğu yerden kalkmış ne zaman yere attığını bilmediği çantasını omzuna takarken tek istediği şey yalnız kalmaktı. O sırada aklına o garip kitap geldiğinde onu fırlattığı yere bakmış ama görememişti.
Gözlerini devirip kendi kendine söylendi Jungkook.
"Kafayı yedim iyice."
"Ne dedin duyama-"
"Seni ilgilendirmez git başımdan." Jimin derin bir bir nefes verip yanından sarsak sarsak yürüyerek geçen Jungkook'un koluna girmiş, siyah saçlının onu sürekli itmesine karşın yine de pes etmeyince bir süre sonra Jungkook'da vazgeçmişti.
Saatler gece yarısını geçerken iki genç mezarlıktan çıkmış, sessizce ilerlemişlerdi bomboş sokakta. O sırada mezarlığın hemen üstünde uçan iki şeytan hala görebildikleri iki genci izlerken mavi saçlı olan aklına takılan soruyu çekinerek sormuştu yanındaki esmere.
"Efendim onun doğru kişi olduğuna emin misiniz?"
Esmerin yüzünde şeytani bir gülümseme belirmiş, Jungkook'un gitgide kaybolan bedenini izlerken cevaplamıştı mavi saçlıyı.
"Kes sesini Hoseok."
"Affedin-"
"Aria'ya geri dön ve emirlerimi bekle." mavi saçlı daha fazla göze batmamak için efendisinin önünde hızla eğilip saniyeler içinde kaybolmuştu.
Beyaz saçlı sonunda yalnız kaldığında, kendisi aldığı için siyah saçlının göremediği kitabın kilidindeki kanı yok etmiş; saniyeler sonra da kitabın Jungkook'un çantasında olmasını sağlamıştı.
"Jeon...Jungkook. Bakalım tüm günahları işleyebilecek misin?"
Son
Rebel
Heyoyoyo beğendiniz mi bakalım girişi?? Ben çok heyecanlandım..😇
Umarım beğenmişsinizdir. Oylarınızı ve yorumlarınızı özellikle yorumlarınızı eksik etmeyin* yb nin gelişini yorumlar belirliyoor..💜 -Bu arada kapaği nasıl buldunuz? Bence çok güzel oldu-💜
Sizi seviyorumm ❤ sağlıklı kalın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
66 Sins •Taekook
FanfictionAilesini ve sevgilisini bir kazada kaybetmesiyle hayatı altüst olan Jungkook, Tanrı'ya isyan ederek şeytana hizmet etmeye ve en büyük 66 günahı işlemeye yemin eder.