Düşünüyordum.
Bu olayların nasıl olur da bu hale geldiğini, geçmişimi ne kadar yanlış bildiğimi, babamın benden neler sakladığını..
Babam şu an karşımda olamazdı Onu sorularımı soramazdım veya bana attığı yalanların hesabını soramazdım.
Annemle aranızda neler yaşandı? Annem neden seni öldürmek istedi? Annemi gerçekten sevdin mi?
Kimden alacaktım bu cevapları?
Kim bana açıklama yapacaktı?
Tek yapabildiğim babamın mezarının başında oturup, cevabını asla alamayacağım soruları sormaktı.
Annemi gördükten sonra şok olmuştum. Onu görmeyi hiç beklemiyordum. Çünkü öldü sanıyordum. Ölen insanı beklemek.. Hayır. Ben annemi görme hayalini çocukken bile kurmamıştım. Babam aklıma bunu sokmuştu. Annem ölmüştü. Geri asla gelemezdi.
"Ama geldi." dedim sesli düşünerek. "Annem geri geldi baba."
Hakan'ın dediklerinden sonra aklıma gelmişti elbet. Belki demiştim kendi kendime. Ya beni terkettiyse?
Evet terk etmişti. Terk etmese yanıma gelirdi. Güçlü bir kadındı. Beni yanına alabilir veya sonradan beni görmeye gelebilirdi. Babam engelledi desek? Babam öleli aylar olmuştu. O zaman onu engelleyen ne olmuştu?
Babamı öldürdüğü için yüzüme mi bakamamıştı?
Ya da başa benim geçeceğimi tahmin edememişti. Sonuçta ben ve babam beş yıl hiç görüşmemiştik ve sanıyordu ki ilişkimiz tamamen bitti.
Babamı ortadan kaldırmıştı. Belki ailesini de kaldıracaktı ama benim başa geçmem ona engel olmuş ve geri çekilmişti.
Hala içimde anneye olan bir merhamet vardı. Kendimi kandırmaya çalışıyordum. Bana kıyamadığı için geri çekildiğini düşünmek istiyordum. Bana kıyamamıştı çünkü beni seviyordu.
Alaycı bir ifadeyle güldüm kendime.
"Sevgi insanı çok aptallaştırıyor baba." dedim mezar taşına doğru. "Bir neden bulmaya çalışıyorum içimde. Anneme olan sevgim sönüp gitmesin diye. Biliyorum ama. Ne olursa olsun seni öldürdü. Belki beni de öldürmek isteyecek. Anneme karşı savaşacak mıyım baba?"
Bir kaç saniye sustum. "Savaşmak zorundayım." dedim sonra sanki babamdan destek almış gibi. "Annem öldü. Geri asla gelemez."
O benim annem değildi.
Evet.
O benim annem olamazdı.
Annelik sadece doğurmakla olmuyordu.
Onu gördükten sonra hemen kafeden çıkmıştım. Direkt mezarlığa gelmiş ve bir süre ağlamıştım. Bir saat sonra düzelmiştim. Bu yaptığımdan şu an pişman olmuştum. Onun için tek bir gözyaşıma değer miydi? Sanmam.
Görüşmeye bile farklı birini yollamıştı. Benimle yüzleşmeye cesareti bile yoktu. Ayrıca beni telefonda tehditte etmişti.
Duyduğum ses onun sesiydi.
Evet en acısı buydu. Annemin sesini unutmuştum ve tanıyamamıştım.
Onun sesi olduğunu bilsem..
İç çektim.
"Annem öldü." dedim tekrardan. "Söyle baba. Annen öldü de. O senin annen olamaz de."
Gözümden yine bir damla yaş süzüldü. Hemen elimin tersiyle sildim.
Ne demiştik daha demin? Değmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABAMIN EMANETİ
General FictionSadece soyadınız aynı olan kişilerle aile olabilir miydiniz? Ecrin,kendi hayatını kurmuş,kendi başına yaşayan bir kızdır. Bir gün babasının eski dostu onun yanina gelir ve ona kötü bir haber verir. Bu eski dost bu kötü haberi vermekle kalmaz,aynı...