Yeni Başlangıçlar

101 3 0
                                    

Kimberly Black

Yatağımdaki kıpırdanmalar beni rahatsız ederken burnumu kırıştırıp gözlerimi sıkıca kapadım. Minik bir havlama sesi duyduğumda gözlerimi istemeyerek açtım. Köpeğim Max kolumu yakaladığında umutsuzca inleyip yatakta doğruldum. İkiz kardeşim James odama daldığında yastığımı kafasına attım.

''Ya giyiniyor olsaydım !? Bir türlü öğrenemedin kapıyı çalmayı !''

Bağırdığımda söylenerek yastığımı geri attı ve saçlarını düzeltmeye başladı. Gözlerimi devirip ayağa kalktım. Ekstra mini şortumla askılı bluzümle her yerim açıkta olsa da sonuçta kardeşim olduğu için umursamadım.

''Günaydın tatlım, bu sana gelmiş.''

Annem yanağıma bir öpücük kondurup açık pembe bir zarfı bana uzattı. Kaşlarımı çatıp mektubu aldım. Üstüne bakmadan yırtıp zarfla aynı renk olan kağıdı çıkarttım.

''Sayın Kimberly Black,

Modest yönetimi olarak size bir teklif sunmaktayız. One Direction'ın stilisti geçen hafta ayrılmış bulunmaktadır. Onun yerine geçecek kişinin siz olması gerektiğini düşünmekteyiz, lütfen arayın.

Sevgilerle,

-Modest"

''Ne yazıyor?''

James merakla yanıma
geldiğinde şaşkınlığımı üzerimden atıp James'in üzerine atladım. Ben bağırırken o, saçlarını bozduğum için homurdanıyordu.

''İngiltereye, One Direction'ın stilistliğini yapmaya gidiyorum!''

---------------------------------------------

Diana West

Elimdeki alışveriş poşetlerini yere atarak ağrıyan kolumu silkeledim. Her zaman olduğu gibi bir topuklu ayakkabı almak için çıkmıştım ve sonuç tüm mağazaları talan etmemle bitmişti.

Şimdi fark ettim de topuklu ayakkabı almamışım.

Kendi kendime gözlerimi devirip guruldayan karnımı doyurmak üzere mutfağa girdim. Normalde olsa çeşit çeşit yiyecekler yapardım ama şu an açlıktan ölmek üzere olduğum için dolaptan mısır gevreğini çıkartıp kaseye boşalttım. Aklıma bugün sütü almadığım geldiğinde ayağa kalkarak kapıya yöneldim. Yerden sütü aldığım sırada bahçemize ekstra taş postacı çocuk girdi. Ağzımın suyu akarken bunun çocuğun taşlığından mı yoksa artık yok olmaya başlayan midemden mi kaynaklandığını anlayamadan çocuk elindeki açık pembe mektubu uzattı.

"Günaydın,bu mektup size."

Mektubu alırken sazan gibi başımı salladım. Tanrım, şu an bu çocuğun üstüne atlamak istiyorum.

Çocuk bakışlarımdan art niyetlerimi anlamış olacak ki geldiği gibi hızlı adımlarla bahçeden çıkıp yan tarafa doğru gitmeye başladı. Mutfağa girdiğimde sütü tezgaha bırakıp muhtemelen fatura olduğunu düşündüğüm zarfı elime aldım.

"Fatura pembe mi olur !" diyen iç sesimi umursamıyoruz elbette.

Zarfı yırtıp kağıdı açtım. Özenli bir el yazısıyla yazılmış olduğunu görünce kaşlarımı kaldırarak okumaya başladım.

"Sayın Diana Green,

Sizi One Direction'ın dans eğitmeni olarak görmek isteriz. Dansınızı izledik,bir süredir de sizi takip ediyorduk zaten. Kararımızdan emin olunca da size teklif etmek istedik. Detaylar için lütfen arayınız.

-Modest"

Ağzım sudan çıkmış balıkların ağzı gibi açılıp kapanırken gözlerimi büyültüp tekrar okudum. Biri benimle kafa mı buluyor diye düşünürken kağıdın arkasında yazan telefon numarasını görerek çığlık atmamak için elimi ısırdım. Elim telefona uzanırken hızla numarayı girip aramaya başladım.

"Alo?"

"M-merhaba,ben Diana. Bana mektup atmışsınız. Ben..."

"Ah,merhaba Diana! Ben Paul. Çocukların koruması gibi bir şeyim aslında. Yani One Direction'ın. Teklifi düşündün mü?"

Düşünmeye ne gerek var kanki, diyecek olsam da kendimi frenledim.

"E-evet düşündüm. Kabul ediyorum."

Amerika sıkmıştı beni zaten. Hem bir bahaneyle One Direction'la Dünya'yı gezerdim işte.

"O zaman bu pazartesi İngiltere'ye gelin? Biletlerinizi ayarlayalım,hemen başlayın. Yalnız uyarmam gerek... Onlar biraz... Tamam,dansın d'sini bile bilmiyorlar ve öğrenmeye de pek hevesleri yok gibi."

"Hiç sorun değil!"

Kısa bir sessizlikten sonra Paul'un kıkırdamasını işittim.

"Aynı konuşmayı az önce Kimberly ile yapmıştım. O da stilist olarak bu pazartesi başlayacak. Tebrikler."

"Teşekkür ederim."

Telefonu kapattığımda zıplayarak çığlık atmaya başladım. Telefonuma mesaj geldiğinde hemen açtım.

"Biletleriniz alındı. Pazar günü saat 15.30'a İngiltere/Londra biletiniz hazır. Detaylar birazdan yollanacak.-Paul."

Telefon numaramı nereden buldu diye düşünürken zaten ev adresime mektup atan birinin telefon numaramı bilmemesinin saçmalığını fark ederek bu düşünceyi zihnimden attım. Yüzümdeki şapşal gülümsemeyle midemi doyurmaya başladım.

---------------------------------------------

Isabella Collins

Alarmın öten sesiyle uyandım. Uykumun bölünmesinin verdiği sinirle alarmı kapattım. Kalkıp pofuduk terliklerimi ayağıma geçirdim. Bugün en yakın arkadaşım Alexandra'nın yeni kafesinin açılışında piyano çalıp şarkı söyleyecektim.

Piyanoyu 5 yaşından beri çalıyorum ama kendi sesimi çok beğenmiyorum. Yine de Alexandra'yı kırmak istemedim.

Ilık bir duş alıp üzerime siyah bir elbise,onun üzerine siyah deri ceket ve siyah dantelli bir çorap giydim. Saçımı maşa yapıp hafif makyaj yaptım. Takı olarak uzun bir kolye ve birkaç yüzük taktım. Kahverengi askılı çantamı da takıp siyah topuklu ayakkabılarımı giydim.

Kapıyı açtığımda yerde toz pembe bir zarf gördüm. Geç kalmak istemediğimden aceleyle zarfı yırtıp okumaya başladım.

"Sayın Isabella Collins,

Yapmış olduğunuz başvurudaki piyano ve keman videonuzu çok beğendik. Sizi One Direction müzisyeni olarak görmekten mutluluk duyarız. Bizi arayıp detayları görüşmeyi umuyoruz.
Sevgilerle,
-Modest"

Bu mektubun şokuyla titreyen elim telefonu bulmakta zorlansa da Modest'ı arayıp detayları görüştüm. Hala aldığım haberlere inanamıyordum. Sıradan olan hayatımın İngiltere'de One Direction'ın yanında ne kadar da değişeceğini düşündüm. Sonunda hayallerim gerçek oluyordu, nerdeyse bütün genç kızların hayali olan teklif bana gelmişti.

Mektubu da yanıma alıp bu haberi paylaşma hevesiyle Alexandra'nın kafesine gitmek üzere yola çıktım.

CoincidenceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin