"Nerdesin" dedi tuhaf bir ses tonuyla.. Sanki bir hıçkırık gizlenmişti Yunus'un ses tonuna..
Endişesini aktaran bir sesle cevap verdi telefonun öbür ucundaki isim. Doğal olarak endişelenmesinde haklılık payı vardı çünkü Yunus hiç bu kadar masum bir sesle konuşmazdı: "Şevki Komutan'ın yanındayım da abi, sen.. sen iyi misin?"Aynı sesle cevap verdi Yunus Komiser: "İyiyim la iyiyim iyi! Hşş Rıza, beni ararsan Gaziler caddesindeyim. Birşey olursa haber edersin"
"Abi..bak..kim..ner..ne? Kapattı!"Yarım kelimelerle derdini anlatamayan Rıza'nın aklı Yunus Komiser'de kalmıştı ama, bundan önce ifadesi alınması gereken bir isim vardı: Şevki Komutan
Rıza'ya gözlerini ters ters dikmiş yaşlı adam, bir yandan da yardımcı olmaya çalışır hareketleri vardı. Babacan bir sesle: "Şevki Bey, Soruşturma açısından bize yardımcı olması için, size birkaç soru soracağım ve sonra rahat bırakacağım. 1-Bu evde kimle yaşıyorsunuz?"
Alaycı bir bakışla Rıza'ya bakan Şevki Komutan: "Ne şimdi bu? Dün benim kızım öldü, beni mi sorguya çekiyorsunuz?"
Rıza, sakinliğini koruyarak: "Az önce de ifade ettiğim gibi, soruşturma açısından bize yardımcı olması için, size birkaç soru soracağım ve sonra rahat bırakacağım."
Huzursuzluk çıkarmak yararı olmayacağını düşünen yaşlı adam, ilk soruyu çatık kaşlarını düzeltmeden cevapladı: "Eşim, Şebnem ile oturuyorum!"
Rıza, etrafına bakınarak: "İyi ama eşiniz nerede?"
Rıza, birden ayağa kalkan yaşlı adamdan beklenmeyecek bir tepkiyle daha karşılaşmıştı: "BU NE DEMEK ŞİMDİ! HEM CEVAP VER DİYORSUN, CEVAPLIYORUM HEM DE GEREKSİZ SORU SORUYORSUN! EĞER BİR DAHA BÖYLE SORU SORARSAN ŞİKAYETTE BULUNACAĞIM! Öfkesi geçen yaşlı adam tekrar yerine oturdu, bu hadiseden önce Kübra'nın yanına, Sinem'in kayınvalidesine gitti. Olanlardan da haberi yok."
Duygu durum değişikliğini normal olarak yorumlayan Rıza, ikinci soruyu yöneltti: "2-Bu olayla ilgili şüphelendiğiniz biri ya da birileri var mı?"
Tepki gelecek diye bekleyen Rıza'yı bu kez şaşırttı Şevki Komutan: "Olmaz mı, var elbet! Ferhat Abdi diye bir serseri.. Onun parmağı var bu işte! Ancak tetikçi de olabilir. Benim kızım İzmir'in en değerli Kriminal Şube Komiseri'ydi. O yüzden düşmanı olması gayet normal"
Rıza, yaşlı adamın durulduğunu gördükçe, kendine olan güveni artıyor, birkaç soru daha sormak için cesaret buluyordu: "3- Cinayet haberini nereden öğrendiniz?"
İki elinin arasına başını alan yaşlı adam, Sizden önce bir polis gelmişti, cinayet bürodan! Ee, Yunus! Yunus Komiser! O gelmişti. Ondan önce de.. Kürşat.. Kürşat geldi!.. O söyledi.. Kızını öldürdüler dedi. Ama ben, ben hiçbir şey yapamadım. Hiçbir şey!"
Rıza, bu kadar cevap yeterli olduğunu düşünerek, Şevki Bey, verdiğiniz doğru cevaplardan dolayı size teşekkür ederim! Kürşat arar ya da gelirse bize haber ederseniz kızınızın katilini daha kolay buluruz"
Kapıya kadar eşlik eden yaşlı adamın gözleri yaşlar dolmuş: "Elimden geleni yapacağım yeter ki bulun onu, ne yapıp ne edip bulun!"
Akşam koyuluğu iyiden iyiye sarmıştı etrafı. "Şimdi de diğer vaka ile ilgilenelim" Telefon ekranında yazan isim herşeyi anlatıyordu 'Yunus Devrem'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜLER İÇİN (Tamamlandı)
Action"Ölüm, sadece bir başlangıçtır" Eğer buna inanıyorsan, 'Bir şeyi saklamanın en iyi yolu, onu, herkesin göreceği yere koymak' olduğunu kabul edeceksin... Sir A.C. Doyle *Mesleği ile ailesi arasında yaşayan ama aldığı cezalar nedeniyle yükselemeyen;...