Secret 💣

874 139 83
                                    

Birkaç gün boyunca bu konu üstünde düşündükten sonra en sonunda Magnus ile konuşma kararı almıştım. Raphael'den kaldıkları yerin adresini öğrendikten sonra atıma atlayıp hızlıca yola koyuldum.

Birkaç saatlik at yolculuğunun ardından, köyün biraz dışına kurulmuş ve diğerlerinden farklı gözüken eve doğru ilerlemeye başlamıştım. Dışarıdan bakılınca bir soylu evi olduğu barizdi.

Yaklaşınca attan indim ve atın kayışını tutup yürümeye başladım. O an bahçede sebze toplayan kadını fark etmiştim.

Dikkatli bakınca onun Magnus'un annesi olduğunu anlamıştım. Başını kaldırdığı zaman göz göze geldik ve beni görünce kolunda duran sepeti yere bırakarak yanıma geldi.

"Sizi burada görmek ne büyük şeref prensim, hoşgeldiniz. Verin bana, atınızı ben bağlarım."

"Gerekmez, çok durmayacağım zaten. Ben Magnusl'a konuşmaya gelmiştim, benim için onu buraya gönderir misin?"

Kadın son derece kibar bir duruşa sahipti, onu ilk gördüğümde de böyle düşünmüştüm.

"Tabii, gidip ona söyleyeyim. Prensim yalnızca bir şey rica edeceğim. Zaten kendine yeni yeni geliyor, lütfen onu üzecek bir şeyler yapmayın."

"Bu konuda söz veremem."

Abel buruk bir gülümseme ile içeriye ilerlerken ben de atımı yanda duran ağacın dalına bağlamıştım. Zaten çok geçmeden Magnus bahçeye çıkmıştı. Beni görünce yüzünde küçük bir gülümseme oluşmuştu.

"Benimle konuşmak istemişsin."

"Evet. Konuşabileceğimiz uygun bir yer var mı?"

"Arka tarafta bir kamelya var, istersen orada konuşabiliriz."

Başımı olumlu anlamda salladığım zaman Magnus önden yürümeye başlamıştı. Çok geçmeden üstü çiçeklerle kaplanmış kamelya gözüme çarpmıştı.

"Babam böyle şeylerle çok ilgilidir."

"O burada değil mi?"

"Hayır." Deyip kamelyaya oturdu Magnus. "Kılıç ustasının yanında çalışıyor."

"Oradan aldığı para ile mi geçiniyorsunuz?" Deyip eve bakmıştım çünkü bu imkansız gelmişti.

"Annem bir soylu Alec, babamın çalışması bile gerekmiyor aslında."

"Madem annen bir soyluydu neden onun topraklarına yerleşmek yerine buraya yerleştiniz merak ediyorum."

"Ailesi onu istememiş, bir askerle kaçtığı için. Kabul etselerdi ülkeler arasında büyük bir savaş çıkacaktı  ama sonrasında her şey tatlıya bağlanınca annem onlarla barıştı. Geri dönmeyi kabul etmedi. Eğer ki bizim buradan gitmemizi istersen, bunun için geldiysen oraya döneceğiz. O yüzden sıkıntı yapma, gidecek bir yerimiz var."

"Gitmenizi istemek için gelmedim." Deyip elimi ortada duran masanın üstüne koydum ve parmaklarım ile küçük bir tempo tutturdum. Gözüm o an Magnus'a kaymıştı. "Clary ve Jace evlenecekler."

"Biliyorum, evlenme teklifi ettiğini koşarak gelip bana anlatmıştı. Çok mutlu olmuştu, heyecandan kabul de edemedim diyordu."

Gözüm Magnus'a kaydığında heyecanlı heyecanlı bunları söylerken ne kadar tatlı gözüktüğünü hatırlamıştım.

"Asıl konuya geçmeden önce sana bir şey sormak istiyorum." Deyip arkama yaslandım. "Sana evlenme teklif ettiğimde cevabın ne olacaktı?"

"Bilmem... hiç düşünmedim bunu." Deyip önüne baktı. "Yani tabii ki evet demek isterdim ama olduğumuz durum düşünülürse... ya da... düşünmezdim direkt evet derdim. Yalan söylemeyeceğim."

Should See Me in the CrownHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin