0.7

386 42 11
                                    

Odama girerek kapıyı kapatmıştım. Toplantı da olanlar neydi öyle? Açıkcası ben bile kendime inanamıyordum.

Saçlarımı geriye doğru atarak alt dudağımı yalamıştım o sıra kapım çalmıştı ve ben gir demedim biri girmişti.

"Ben manken için uy-"

"Uygunsun." net çıkan sesim ile ona doğru döndüm. Masaya yaslanarak vücudunu inceledim. Fiziği gayet iyiydi, neden istemiyordu ki?

"Ben sizin sekreterinizim mankeniniz değilim Bay Park."

Sinirlenmiş miydi o? Yoksa bana mı öyle geliyordu. Derin bir nefes alarak gözlerimi ondan çektim. Olduğum pozisyonu bozarak gözlerimi gözlerine diktim.

"1 hafta sonra çekimler başlar, yaptığın çizimleri başka birine göndereceğim o tasarlar ve sen de tasarladığı elbiseyi giyersin."

Tam ağzını açacakken tekrar konuşmaya başladım.

"Bugünlük bu kadar eve gidebilirsin."

Odamdan çıkıp onu orda tek bırakmıştım. Bizimkilerle akşam yemeğine gidecektik. Gergin hissediyordum çünkü onlar da soru soracaklardı.

Şirketten çıkıp arabamın gelmesini beklerken Mi Hyeri'yi görmüşüm. Yanıma gelerek elini koluma yerleştirmişti.

"Her ne kadar doğru karar vermesende hep yanında olacağım Jimin."

Arabamın gelmesi ile ona hafifçe gülümsedim ve ondan uzaklaşarak arabaya bindim.


"Jimin sen de az değilsin. Kaptın kızı gidiyorsun."

İçtiğim suyun boğazımda kalmasıyla öksürük tutmuştu. Jungkook'un sırtıma bir kaç kez vurmasıyla kendime gelmiştim.

"Ne alaka Namjoon hyung? Bir kere kız o kadar yapmış yani boşamı gitsin emeği?"

Namjoon hyung sadece sırıtmıştı. Herkes masa da birbirleriyle konuşurken ben sadece onları dinliyordum.

Yemeklerimizi yedikten sonra herkes evlerine dağılmıştı. Aslında yakın bir zaman da beraber yaşamayı düşünüyorduk ama sadece düşünüyorduk. İşlerinden vakit ayıramıyorduk kendimize. Hepimiz çok iyi anlaşıyoruz kavga falan da etmeyiz. Güzel bir dosluğumuz var.

Hızlıca eve girerek arkamdan kapıyı kapatmıştım. Odama çıkarak banyoya girmiştim. Kıyafetlerimi bir kenara atarak, küvetin içine girdim. Ilık suyla kendime gelirken başımı geriye yasladım ve gözlerimi kapattım. Sanırım uyuyakalacaktım.


"Chaeyoung eline böyle bir fırsat geçmiş kabul etsene kızım." Jennie'nin söylenmesi ile ona baktım.

"Zaten Bay Park benim bir şey dememe izin vermeden kendisi benim yerime izin verdi."

Kızlar gülerken ben somurtuyordum. Aşık olduğum adam öküz çıkmıştı ya! Allah sabır versin bana ne diyim ki..

Ardından kızları tek tek öperek odama çıkmıştım. Yatağıma girerek başımı yastığa tam koymuştum ki telefonuma bir bildirim gelmişti.

Sakince komidinin üstünden telefonumu alıp kimden geldiğine baktım.

Bay Kim Taehyung:
Umarım gece vakti seni rahatsız etmiyordum Chaeyoung.

Chaeyoung:
Hayır Bay Kim, bir sorun mu vardı?

Bay Kim Taehyung:
Aslında bir şey diyecektim. 3 gün sonra Jimin'in doğum günü ve ona süpriz yapmak istiyoruz. Sen ve kızlar da bizimle katılmanızı istiyoruz.

Yattığım yerden doğrularak bir kaç saniye ekrana baktım. Bugün 10 Ekim'di ve 3 gün sonra Jimin doğmuştu..

Bir anda kalbimin hızlanması ile ne diyeceğimi bilemiyordum. Gözlerim parlarken yazmaya başladım.

Chaeyoung:
Tabii ki geliriz. O zaman siz mekanı ayarlarsınız biz de dekore ederiz olur mu?

Bay Kim Taehyung:
Olur anlaştık o zaman. Teşekkürler Chaeyoung kızlara benim yerime de teşekkür et.

Chaeyoung:
Ne demek her zaman. İyi geceler.

Bay Kim Taehyung:
Güzel geceler.

Telefonu kapatıp tekrar yatağa yattım. Kendi kendime gülüyordum. Heyecanlıydım, çünkü kocacığım doğmuştu.

Yatakta tepinmeden edememiştim. Bir an önce o günün gelmesini istedim.


Kapının çalmasıyla gözlerimi aralamıştım. Bu saatte kim olabilirdi ki? Yerimden kalkarak aşağıya indim. Elimi kapı kulpuna koyarak yavaşça açtım.

"Jimin ben geldim nişanlım."

Umarım beğenirsiniz. Herkese iyi günler dilerim.

ᵞᵒᵘ ᴬʳᵉ ᴹᵃᵍᶤᶜ ↭ ᴶᶤᴿᵒˢᵉ́ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin