Everything Has Changed

6.Bölüm / Lego House

20.05.2010
  Harry ilk şatını devirirken bende boynunu sömürüyordum. Onu kızlar ona bakamasın diye damgalıyordum. O bana aitti. Benden başkasına asla ait olamazdı.

  Geriye çekilip yaptığım esere gurur duyan bir gülümseme ile baktım. O kadar harika ve uyumlu duruyordu ki...

  Masanın üzerine dizilmiş şatlardan bir tane daha aldığımda Harry bana ters bir bakış fırlattı. "Bu kadar yeter Ella." elimdekini geri aldı. "Sadece dört şatla kafayı buldun. Daha fazla içersen neler olacağını görmek bile istemiyorum. Şimdi uslu bir kız ol ve beni damgalamaya devam et."

  Kıkırdadım.

  Etrafımız terli ve birbirine girmiş çiftlerle doluydu. Gürültülü müziği tenimde hissedebiliyordum. Müzik, derimi yırtıp içime girmeye çalışıyordu sanki.

  Biraz ilerimizdeki düzüşen çifti gösterdim. Kız kafasını zevkten dolayı geriye atmış, çocuğa boynuna rahat ulaşabilmesi için izin veriyordu. Çocukta bu fırsatı çok iyi değerlendiriyordu. Tek eli kızın eteğinin altında, diğeri eliyle ise uzun sarı saçlarına yapışmış daha da geriye çekiyordu.

  "Biz neden onlar gibi yapmıyoruz Harold? Bende istiyorum." deyip elini bacağıma doğru kaydırdığmda ilk başta izin versede hedefe yaklaşınca elini hareket ettirmeyi kesti.

  "Çünkü sen bar köşelerinde düzüşemeyecek kadar özel birisin. İlk seferin özel olmalı." onlara tiksintiyle baktı. "Özel bir günde ve benimle."

  Surat astım. "Ama o özel gün bir türlü gelmiyor."

  "Beni her seferinde atlatan sensin." dedi burnuma dokunarak.

  "Şu an atlatmıyorum. Lütfen Harold? Bu gece yapamaz mıyız? Şu lanet bekaretten kurtulmak istiyorum."

  Elini elimden kurtarıp yüzümü kavradı ve yüzüne iyice yaklaştırdı. "İlk seferinde sarhoş olmanı istemiyorum Ella. Aklın yerindeyken bana yalvanmanı duymak istiyorum."

  "Eğer istediğin buysa..."

  "Hayır Ella. Bu tartışmaya açık bi konu değil. Bu gece yapmayacağız." gözlerinde kıvılcımlar belirmeye başlamıştı.

  "Hani bu gece ilklerimin günü olacaktı?"

  "Bekaretine artık sahip olmayacaksın ve bu bana pek 'ilk' gibi gelmiyor. Daha çok 'son'."

  Neredeyse ağlayacaktım. Gözlerim yaşlarla kaplanmıştı. "Beni istemiyorsun." diye mırıldandım ve ayağa kalkmak için hamle yaptım. Ama o beni durdurdu.

  Elimi kavrayıp malum bölgesine yerleştirdi. "Hissediyor musun? Ne kadar da sert." beni bacaklarının arasına çekti. "Senin yanındayken sürekli bu haldeyim ve sen bana seni istemediğimi mi söylüyorsun?"

  Boşta kalan elimle saçlarını kavradım. "Hissediyorum." Dudaklarını dudaklarıma çektiğimde etrafımızdaki tüm hava çekiliyormuş gibi hissettim. Beni daha rahat öpebilmek için kucağına çekti. Kucağına iyice yerleşip nefessiz kalana kadar onu sertçe öptüm.

GÜNÜMÜZ

  "Bebeğim." diye mırıldandı Harry uykusunda. "Evet devam et."

  Ona kaşlarımı çatarak baktım. Uykumdan beni inlemeleri ve üstüme çıkmaya çalışırken verdiği büyük mucadele uyandırmıştı. Ve bu her ne kadar iğreç bir uyanma şekli olsada... Ah hadi ama! O benim Harold' um yıllarca benim yanımda yatmasını hayal ettikten sonra ta-daa işte tam yanımdaydı. Bu yüzden onun yaptığı hiç bir şey iğrenç değildi ve olamazdı da.