Kapüşonlu kişi yavaşça arkasını dönerek "Durun ben bekçiyim. Yanlış anlamayın. Orada birini gördüm ilerliyorken siz geldiniz ve o kişiyi kaçırttınız. Lütfen şimdi gidin." Dedektif:
- Dur, şimdi anlayacağız. Arkadaşı merkeze alalım. Siz de ormanı biraz araştırın. Kapüşonlu kişi kelepçelenerek merkeze götürüldü. Sorgu başlandığında bekçi titriyordu. Dedektif ellerini arkada bağlayarak volta atmaya başladı. Konuşmaya başladı :
- Evet, anlat bakalım bekçi !
Bekçi:
- Ne anlatayım? Boş yere yakaladınız getirdiniz beni buraya.
Dedektif :
- Bakın o ormanda kimse yokmuş.
Bekçi:
- Tabi, kaçtı daha doğrusu kaçırttınız.
Dedektif :
O ormanda işlenen cinayetten haberiniz var mı ?
Bekçi :
- Evet, var. O gün ormanda değildim. İzin günümdü. Eğer ormanda olsaydım cinayeti önleyebilirdim.
Dedektif :
- Şu an bir şüpheli de sizsiniz. Ayağınızı denk alsanız iyi edersiniz.
Bekçi "Tabi ki" deyip dışarı çıkar. Dedektif, o kadını bulmak için çok çalışması gerektiğini anlar. Dedektif, asistanıyla birlikte gece yarısı çalışmaya başlar :
- Belki de o kadınla bekçinin anlaşması vardı. İkisi de işlemiş olabilirler. Yarın sabah ormana gidip o bayanı sorgulamalıyız. Sabah olur.
Tüm polisler dedektif önderliğinde ormanı köpeklerle ararlar. Amir dedektifin yanına gelerek :
- Bulduğun bıçaktaki kanla kurbanın kanı uyuşuyor. Cinayet silahı o. Parmak izi bulunamamış. Cinayet eldivenle işlenmiş olabilir. Dedektif ormanda bir kulübe olduğunu görünce hemen kulübenin girişine üşüşürler. Dedektif hafifçe kapıyı iteler ve kapının açık olduğunu görünce adımını içeri atar.
