Bölüm 2: Geçmiş

200 28 21
                                    

Bu bölümü RandomunYIILDZI'na ithaf ediyorum. İyi ki varsın Yıldız.

----------------

Gözünü kapkaranlık bir odaya açtı. Burası neresiydi? Buraya nasıl gelmişti? Kim olduğunu dahi bilmiyordu şimdi. Gücü tamamen ondan alınmış gibiydi. Yattığı zeminden aceleyle doğruldu ve bu başının dönmesine sebep oldu. Burası bir evdi. İçeride tahtadan yapılmış bir masa ve oturmak için tabureler vardı. Sade bir odaydı. Tahtadan bir kapısı vardı ve fazla büyük olmayan bir de pencere bulunuyordu. Odanın içinde bundan başka sadece üst kata giden bir merdiven ve üzeri epey dağınık bir yatak vardı. Zaten yorgun olan bedeni baş dönmesini kaldıramadı ve yere yığıldı. Bu kez daha sakin bir şekilde ayağa kalktı. Buna rağmen gözleri kararmıştı. Az sonra ise, dışarıdan gürültülü sesler duymuştu.

İnsanlar birazdan ruhları bedenlerinden ayrılacakmış gibi feryat ediyorlardı. Belki de gerçekten birazdan ruhları bedenlerinden ayrılacaktı. Demirlerin birbirleriyle çarpışma sesi kulaklarında çınlıyordu. Seslere daha fazla dayanamadı ve kulaklarını kapattı. Sesler artık kafasının içinde yankılanıyordu. Ağlamaklı bir ses tonuyla bağıran birinin sesi tanıdık gelmişti.

"Arla, hadi uyan gitmeliyiz. Her yer toz içinde kaldı."

"A- Avis?" Genç adam bu sözü söyledikten hemen sonra bulanıklaşan gözlerinde biriken damlacıklar, yanaklarını usulca öpmekle meşguldü. Şimdi her şeyi hatırlamıştı. Şehrin içinde yaşadığı anıları bir bir aklına geri geliyordu. Gözlerini tümüyle açtı ve başını eğdi. Zemine takılmıştı gözleri. Nefes dahi alamadan kız kardeşinin sesini dinliyordu. "Arla, biraz daha devam edersen bir daha seninle oyun oynamayacağım." Yavaşça yanaklarından süzülen ilk damla yere düştüğünde kız kardeşi Avis bağırmaya başladı.

"Muhafız amca, Arla konuşmuyor. Her yerine kırmızı boya sürülmüş. Uyandıramıyorum! Lütfen bana yardım edin!" Lucas hıçkırıklar eşliğinde binadan dışarı koşmaya başladı. Sol elini gözlerine götürüp gözyaşlarını sildi ve tüm hızıyla koşmaya devam etti. Evin arka tarafına çıkan kuytu ve karanlık dar yola girdi. Omzunu duvara çarptı ve acıyla dişlerini sıktı fakat şu an duramazdı. Karanlığın içinden aceleyle çıktığında kız kardeşini ve kanlar içerisinde yerde yatan arkadaşını gördü. Yanında ise bir dev kadar kalıplı adam, elindeki cellat baltasıyla küçük kıza yaklaşıyordu.

Adam Avis'in Arla'yı işaret eden koluna baltasıyla keskin bir darbe geçirdiğinde genç adam nefes almayı unuttu. Zaman sanki o an Lucas için tamamen durmuştu. Yavaşça yere düşen elin kopan yerinden kanlar fışkırıyordu.

Kız kardeşi gözlerini sağa çevirdiğinde abisini gördü. Kısa fakat bir ömür gibi gelen bir bakışmanın ardından küçük kız yüzünü sol koluna doğru çevirdi. dirsek kısmından kopmuş olan koluna bakakalmıştı küçük kız. Hiçbir tepki vermiyordu. Adam ikinci bir hamle yapmak için baltasını kaldırdı. Lucas, adamın baltasını tekrar kaldırdığını görünce şok halinden kendini zar zor da olsa alarak hızla koşmaya başladı. Kız kardeşi hala sol koluna bakıyordu.

Baltalı adam genci henüz görmemişti. Avis yüzünü abisine çevirdi. Yüzünde hala en ufak bir tepki kırıntısı bile yoktu. Ne kadar hızlı koşsa da genç adam kardeşinin yanına bir türlü varamıyordu. Genç kız gözlerini kocaman açmış bir halde celladının canını almasını bekliyor gibiydi.

Kalıplı adam, elindeki baltayı küçük kızın kafasının ortasına saplanacak şekilde indirdi. Lucas, adamın dibine kadar gelmişti fakat onu durduramadan balta kızın kafasının yarısının paramparça olmasına sebep oldu...

LucasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin