Hışımla yorganımı sağ tarafa fırlatarak kalktım yataktan.Telefonumun alarmı bilmem kaçıncı kez çalarken terliklerimi giyerek banyoya doğru ilerledim. İnanamıyorum! İşe geç kalmıştım ve bir saat sonra çok önemli bir toplantım vardı. Apar topar elimi yüzümü yıkayarak çıktım banyodan. Dolabımın kapağını açtım ve bir kere göz gezdirerek ne giyeceğimi buldum. Kıyafet konusunda kararsız değilimdir, hemen ne giyeceğimi bulurum.Annemden gelen bir yapı işte .. Hızlı adımlarla aşağı indim, su ısıtıcısına suyu koydum ve onun ısınmasını beklerken dün akşamki dağınıklığı toparlamaya çalışıyordum. Oturma odasının ortasında bulunan masanın üstünde ne kadar kağıt varsa hepsini sunum dosyasının içine koydum ve dosyayı da laptop çantasına sıkıştırdım. Isıtıcıdan gelen sesle mutfağa koştum ve iyi ki mutfağım ve oturma odam birleşik ki, hemen yetiştim. Hemen kahvemi yaptım ve yavaş yudumlarla içmeye çalıştım. Kahve bardağımı tezgahın üzerine koyarak oturma odasında koltuğun üzerinde bulunan laptopumu çantaya koydum ve çantanın ağzını kapattım. Elime kahve bardağımı aldım ve hızlı adımlarla odama çıktım. Odama girip telefonumu elime aldım ve hemen Yağmur’u aradım,
“Alo Yağmur,ben biraz gecikeceğim gelenleri biraz oyalamaya çalışır mısın?”
-Eh be Zeynep, bugünde de geç kalınır mı .. Tamam, o iş bende. Hadi sende elini çabuk tut.
“Süpersin Yağmur” diyip telefonu kapattım. Elimde kahvem ve telefonumla birlikte aşağıya indim. Kahve bardağımı mutfak tezgahına bırakarak bir omzuma laptop çantasını geçirdim, diğer omzuma da kendi çantamı. Masanın üzerinden arabanın anahtarını alarak evden dışarı çıktım. Hızlı adımlarla merdivenden aşağı indim ve arabama binerek şirketin yolunu tuttum.
**
Şirkete geldiğimde, toplanın başlamasına 15 dakika kalmıştı. Oh be,yetiştim !! Asansörle 5.kata çıktım ve odama girdim. Tam masanın üzerine çantalarımı bırakacakken arkamdan gelen Yağmurun sesini duydum.
- Maşallah Zeynep, ben bile senin hızına yetişemem.
“Çok konuşma Yağmur, geldiler mi sen onu söyle”
- Yok bee, adamlar geç kalsalar bir şirkete helikopterle gelirler.
Bu dediği komiğime gitmişti, ki Yağmur bu konuda haklıydı da.
Hemen laptop çantasından sunum dosyasını çıkararak kağıtları bir düzene koymaya çalışıyordum. Çekmecemden yedek sunum dosyasını çıkardım, gerekli kağıtları yerleştirdim ve dosyayı kapattım. Saatime baktım ve son 5 dakika .. Üzerimdeki montu ve çantamı koltuğa koydum. Kilitli çekmecemden ayna ve birkaç makyaj malzemesi çıkararak masanın üzerine koydum. O sırada Yağmur bana şaşkınlıkla bakıyordu
- Saçmalama, 5 dakika içerisinde makyajı yetiştiremezsin.
“Çok fazla yapmayacağım zaten, yetiştiririm”
Yağmur inanmaz gözlerle kenardaki koltuğa oturarak beni izliyordu, bende o sırada gözlerime eyeliner çekiyordum, gözlerimi hallettikten sonra dudaklarıma çok cırtlak olmayan kırmızı tonlarında bir ruj sürdüm. Birazda yanaklarıma allık sürdüm ve çantamdan çıkardığım parfümü sıktım mı, tamamdır.Makyaj malzememi toparlayarak kilitli çekmeceme koydum, elime sunum dosyasını ve laptop çantamı alarak Yağmur’la birlikte odadan çıktık. Bizim şirkette ne olur ne olmaz, odanın kapısını kilitlemek lazım ..
Toplantının başlamasına son 2 dakika.. Yağmurla birlikte toplantı odasından içeri girdik, kimse yoktu. Bende hemen içeriyi havalandırmak için bir pencere açtım, odanın etrafı tamamen camla kaplıydı ve İstanbul’un eşsiz manzarası şirketin sadece bu odasında görünüyordu. Bu yüzden, en ağır misafirlerimizi burada ağırlıyorduk. Yağmur’a laptopu açıp son kontrolleri yapmasını söyleyerek çantamdan laptopu ve dosyayı çıkardım. Yağmur masaya oturmuş, laptopta son düzenlemeleri yaparken bende odanın içerisini turlayarak yapacağım sunumu tekrarlıyordum. O sırada içeriye diğer şirket çalışanları girdi,bende tekrar yapmayı keserek Yağmur’un yanına oturdum. Yağmur gözleriyle ‘hallettim’ mesajı verirken çok heyecanlıydım. Konuklar ha geldi ha gelecek. Bu reklamı kesinlikle satmalıydık.. Şirket sahibi Emir bey ve asistanı Simge hanımda içeriye girdiler. Off, çatlayacağım şimdi,nerde kaldılar?, der demez konuklar girmeye başladılar. Sanırım hayatımda en son üniversite sınavlarında bu kadar heyecanlanmıştım.. Bu adamları kesinlikle bu reklam işine ikna etmeliydim, çünkü onlar Sayerlerdi .. Bu iş olursa bizim şirketinde, benim ve Yağmur’unda adı çıkardı..
-1.BÖLÜM SONU
NOT: Hikayeyi beğendiyseniz vote yapar mısınız? Bana ulaşmak isterseniz kişisel twitter hesabım, @BuseEzgiin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeşilin En Güzel Tonu
RomanceZeyKer hikayesidir. Hikayenin bazı yerlerinde +18 bulunabilir.