Yeni Planlar

33.3K 2.1K 1.9K
                                    

14.10.2020

***

''Doruk! Doruk duyabiliyor musun beni?''

''Doruk ablacım!'' Ablamın ve Cihangir'in sesleri üzerine gözlerimi yavaşça açtım. Başımda endişeli gözlerle bakıyorlardı. Etrafıma göz gezdirdiğimde diğer çalışanların da baktığını gördüm.

''İyi misin Doruk?''

''Imm... evet iyiyim. Biraz başım ağrıyor sadece.'' Yerimden doğrulmam üzerine keskin bir acı girdi başıma. Yüzümü buruştururken ablam ve Cihangir birbirlerine endişe ile bakıyorlardı.

''Merak etmeyin iyiyim'' dedim ve hızla ayağa kalktım. ''Bakın iyiyim işte. Bir şeyim yok merak etmeyin.'' Endişeli gözler ile bakan Cihangir yanıma yaklaştı. ''Doruk hastaneye gidiyoruz hadi.''

''Ya iyiyim diyorum. Odama çıkacağım.'' Eve doğru yürürken gözlerim Ayşe teyzeye takıldı. ''Hey Ayşe teyze neden 3 tane? Ovv sanırım gidiyorum ben'' Ve Cihangir'in kollarına bayılmam ile gözümün kapanması bir oldu.


*****


''Merak etmeyin endişelenecek bir şey yok küçük bir sarsıntı geçirmiş sadece.''

''Teşekkür ederiz doktor bey ben sizi geçireyim.'' Cihangir'in doktor ile odayı terk etmesi üzerine ablam bana döndü.

''İlla başına bir iş açacaksın değil mi?''

''İlgili abla rolüne ne oldu ablacım?'' Göz deviren ablam ''Sana da iyilik yaramıyor.'' deyip sinirle odayı terk etti.

Kafamı pencereye çevirip dışarıyı seyretmeye başladım. Cihangir ahıra girip kurtarmış beni. Kucaklayıp dışarı çıkarmış. Kendimi yaz dizisinde başrol oynayan salak kızlar gibi hissediyordum. Kafamı iki yana sallayıp düşüncelerden sıyrılmaya çalıştım ama o bile başımı ağrıtmaya yetti. En iyisi uyumak. Gözlerimi kapatıp uykuya daldım.

Hafif bir tıkırtı duyduğumda gözlerimi araladım. Pencereden gelen sese baktım. Bir kuş pencereyi gagalıyordu. Gülümseyip gözlerimi odadaki telefonuma çevirdim. Ancak ondan önce gözüm, yanımdaki sandalyede iki büklüm yatan Cihangir'e kaydı. Benim başımda mı beklemişti?

''İncelemen bitti mi?''

''He?'' Gözlerini açıp bana gülümsedi. ''Neden buradasın?'' diye sordum.

''Bir şeye ihtiyacın olabilirdi.''

''Anladım.'' Kafamı çevirip etrafıma bakındım. Az bir şey utanmış olabilirdim. Ne var bunda?

''Eğer daha iyiysen yemeğe inelim.''

''Tamam.'' beraber yemeğe indik. Verandadaki masada oturmuştu ablam ve abim.

''Daha iyisin değil mi?'' dedi ablam. Evet yine aynı hale bürünmüştü. Kafamı salladım. Abime kısaca olanları anlattım. Dikkatli olmamı tembihledi. Sofraya oturdum ve yemeğe başladım.

''Abi! Yarın kızlar geliyor.''

''Tamam canım. Ama bir yere ayrılmak yok. Çiftlikte takılacaksınız.''

''Tamam merak etme.'' Evet yine başlıyoruz. Deniz'in kendini beğenmiş gerizekalı arkadaşları. Her sene birkaç gün de olsa bir araya gelmek zorunda kalıyorduk ve her sene aptal bir anı kalıyordu geriye. Kabus gibi günler beni bekliyordu.

Yemeği bitirdikten sonra odama çekildim. Uykum kaçmıştı. Biraz dolaşmak için bahçeye çıktım. Belki yine Cihangir'i görebilirdim değil mi?

Müştemilata doğru yürüdüm. Sadece bir pencerenin ışığı yanıyordu. Biraz yaklaştım. Perdesi aralıktı. Sapıklar gibi yaklaştım ve ne göreyim... Muhteşem sırt kasları. Evet soyunuyordu. Deniz olsa bayram ederdi ama ben biraz utanmıştım. Altındaki pantolonu da çıkaracağı esnada pencereden uzaklaştım ve geldiğim yönden geri döndüm.

KORUMA | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin