Topluluk Binasından çıkıyorum. Hiçkimseye görünmeden arka tarafa doğru ilerliyorum. Fakat Topluluk binasının arkasındaki depoda konuşma sesleri duyuyorum ve oraya doğru ilerliyorum. Bu Mel. Yanında da Topluluk liderimiz Marcus var. Gizlice onları dinlemeye başlıyorum.
- Bu Yaptığın hile. Bunu yapmamalıydık, diyor Mel.
- Bana bak sarışın cesur, ben senden daha yetkili biriyim. Bir topluluk lideri. Şimdi istediğimi yapacaksın ve bundan kimsenin haberi olmayacak , diye itiraz ediyor Marcus.
- Bunu yapamam.
Mel Israr ediyor ama Marcus onu takmıyor.
- Bana bak sarışın, ben bir topluluk lideriyim ve topluluğumdaki düzenin bozulmasını istemiyorum. Ve eğer topluluğumdan ayrılacak bir kişi dahi olursa, bu fedakarlığı kötü duruma düşürecek. Bu Yüzden hiç kimsenin fedakârlıktan ayrılmamasını sağlamalıyım. Bu yüzden senin gözetmenlik yaptığın her öğrenciye " Fedakarlık" diyeceksin. Sonuçları ne olursa olsun.
Kulaklarıma inanamıyorum. Koşarak yanlarına gidiyorum.
- Bana yalan mı söyledin?! diye çıkışıyorum Mel'e.
Marcus herşeyi duyduğumu anlıyor ve beni kolumdan çekip duvara doğru itiyor.
- Bana bak küçük kız! Hiçbirşeye karışmayacaksın. Fedakarlıktan da ayrılamazsın. Seçiminle özel olarak ilgileneceğim.
Tam ağzımı açıyorum ki Marcus devam ediyor;
- Ah. Sen benim "Çok sevdiğim" ortağım Andrew Edith'in kızısın? Jessica Edith. Bana bak bücür. Burnunu hiçbirşeye sokma. Sokarsan seni mahvederim.
Marcus'tan kendimi bildim bileli nefret etmişimdir.
Ayağa kalkıyorum
- Bu yaptığın hile!! Herkesin ait olduğu yeri bulma gibi bir hakkı var ve sen bu hakkı gasp ediyorsun! , diye bağırıyorum.
Marcus yanıma geliyor ve dudağıma yapıştırıyor. Ağzıma kan tadı geldiğinde ağzımın kanadığını hissediyorum.
Marcus sinirli gözlerle yanımızdan uzaklaşıyor. Mel koşarak bana sarılıyor ve dudağıma bakıyor.
- Mel?
- Evet?
- Benim grubum ne?
Mel derin bir nefes alıyor ve konuşmaya başlıyor.
"Sen Kuralsızsın"
Hiçbirşey anlamamış gözlerle Mel'e bakıyorum.
- Ona uyumsuz denmez miydi?
Mel başını iki yana sallıyor.
- Uyumsuzlar ve Kuralsızlar çok benzerler. Ama aynı şey değillerdir. Uyumsuzlar, smilasyonlardan etkilenmezler ama kendileri çok çabuk ifşa olabilirler. Kuralsızlar daha şanslıdır. Zor ifşa olurlar. Ve başka şeyler. Örneğin similasyon altında olan kişiyi yeteneğine göre smilasyondan çıkarabilirsin. Ama eğitilmen lazım.
Mel'e teşekkür edip, ayağa kalkıyorum ve eve doğru yürüyorum. Eve geldiğimde kapıyı Annem açıyor. Dudağımdaki yarıyı görünce korkuyor. Önemli birşey olmadığını söyleyip, onu yatıştırdıktan sonra, sofrayı kuruyorum. Babam da geldiğinde yemeğimizi yiyoruz.
Ağzımı açıyorum. Babama Marcus'tan uzak durmasını istediğimi ve bu dudağımda ki yaranın o piç tarafından yapılduğını söylemek istiyorum. Ama bunu yaparsam çok büyük sorunlar ortaya çıkacağını da biliyorum. O yüzden susuyorum.
Yemeğimiz bitiyor ve ailecek bulaşıklarımızı yıkıyoruz. Sonra birbirimize iyi geceler dileyip odalarımıza geçiyoruz.
Hemen yatağıma giriyorum. Ve ne seçmem gerektiğini düşünerek uykuya dalıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkusuzlar Yerleşkesi
FanfictionDivergent serisine aşık bir Kızın gözünden Fanfiction. ( Kitapta yalnızca divergent serisinden esinlenilmiştir. Aynı şeyleri yazmıyorum) :)