Önceki Bölümden Kesit:
Dorpi Kortis'in yüzüne bir süre bakıp "Haaahhh" dedikten sonra "Gerçektende hiçbir şey hatırlamıyorsun." dedi. "Burada işçi derken çalışanlardan bahsetmiyoruz. Bu sadece bir lakap. Sana en başından anlatmaya başlayayım..."
----------------------
"Tarihte milyonlarca bilim insanı bulunmaktadır. Ama bazıları unutulamayacak şeylere imza atmıştır. Örneğin Albert Einstein, Isaac Newton, Herodot, Aristo, Antoine Lavoisier, Leonardo Da Vinci, Nikola Tesla, Richard Stallman, Linus Torvalds, Galileo Galilei, Alan Turing, Dennis Ritchie ve bunlar gibiler... Bu insanlar birbirinden tamamen bağımsız olarak hayatlarını sürdürmüşlerdir. Yaptıkları buluşlar da birbirlerinden bağımsızdır. Tüm dünya bu şekilde düşünüyordu. Taa ki 2046'ya kadar... Kyle Philson adında bir bilim insanı, bu saydığım bilim insanlarının ve onlarcasının hayatını araştırmaktaydı. 2046 yılının ekim ayının 18'inde kafasına takılan bir soru yüzünden Einstein'ın eskiden bulunduğu evleri, bölgeleri teker teker gezmeye ve incelemeye başladı. Tabii ki bulunduğu evlerin çoğu çoktan yıkılmıştı ve yerine yeni binalar yapılmıştı. Ama hala yıkılmamış olan bir evi kalmıştı. Son olarak orayı ziyaret etmeye karar verdi. Gittiği ev çok kötü durumdaydı. Çürümüş, rutubetle dolmuştu. İçeri girdiğinde her yerin boş olduğunu fark etti. Tüm eşyaları alınmıştı. Her odaya tek tek göz attı. Sonuncu odadan da bir şey çıkmayınca tüm bu gezinin boşa gittiğini düşünerek duvara sert bir tekme attı. Duvar o kadar çürümüştü ki ayağı duvardan içeri girdi. Ayağını geri çektiğinde duvardaki koskoca deliği gördü. Ne yapacağını şaşırdı. Önce panikledi ama duvarın içinde bir şey fark etti.
Bu tahtadan yapılmış sert bir kutuydu. Kutuyu eline aldığında öylesine heyecanlanmıştı ki açmadan önce 10 dakika hoplayıp zıpladı. Ardından elleri titreyerek kutuyu açtı. İçerisinde bir kağıt vardı. Merakla kağıdı okumaya başladı.
'Bu mektubu ne zaman bulup okursunuz bilmiyorum ama eğer okuyorsanız yüzyıl, hayır bin yılın gizemini çözmüşsünüz demektir. Tebrikler.
Gizemin ne olduğunu merak ettiğinizi hissedebiliyorum. Bundan dolayı uzatmadan anlatayım. Dünyada yıllarca devam eden çok fazla gizem yoktur, çünkü bu gizemler herkes tarafından bilindiği için bir süre sonra illaki çözülürler. Peki bu gizem hiç kimse tarafından bilinmeseydi. Sadece bazı kişiler tarafından bilinseydi, kaç yılda, on yılda, yüzyılda çözülürdü?
Bu gizemi ilk kim başlattı ben de bilmiyorum ama bu kişinin gerçekten de çok ileri görüşlü olduğunu söyleyebilirim. Bu gizem kısaca beyin ile ilgili, beynin nasıl çalıştığı, rüyalar, verilen kararlar hatta zihin kontrolü, kısacası beyin hakkında her şey bu gizemin içine giriyor. Bu gizem şu şekilde çalışıyor. Bunu başlatan kişi döneminin bilgi ve teknolojisiyle birlikte kendi yorumunu da katarak beyin hakkında araştırma yapıyor. Yaşlandığı zamansa bu gizemi, bir sır olarak tutup araştırma yapmaya devam edebilecek başka bir dahiye aktarıyor.
Bu kadar basit. Tabi bu sırrı çözmek imkansıza yakındı çünkü bu sırrı aynı anda bilen en fazla iki kişi olabiliyordu ve bu kişilerde bu sırrı mezarlarına kadar götürebilecek kişilerdi. Bana da 1920 yılında Wilhelm Conrad Röntgen vermişti bu gizemi. Bu gizemi korumak için bayağı bir çaba harcamam gerekti, tıpkı başkaları gibi. En sonunda ben de Edsger Dijkstra'ya vermeye karar vermiştim. Hatta 1950 yılında vermeye niyetlendim ama ona bu gizemi vermek yerine buna niyetlendiğim gün yani bugün bu mektubu yazmaya başladım.
Şimdi soracaksınız 'Yüzyıllardır saklanan bir sırrı neden başkalarına anlatmaya karar verdim?' Çünkü bu gizemin asıl amacına ulaşmayı başardım. En azından ben öyle düşünüyorum. Bu bilgileri dünya ile paylaşmadığım her saniye dünyaya daha çok zarar veriyormuşum gibi hissediyorum. Bu yüzden bu gizemi, yani beyin ile ilgili birçok şeyi açıklığa ulaştırabilmek için aylarımı, yıllarımı harcadım. Belki de görelilik teorisi üzerinde bile bu kadar durmamışımdır. Bu kadar uğraşın bir sonuç vermesine ne kadar sevindiğimi anlatamam. Bu yüzden bu mektubun ekinde bugüne kadar olan bütün dahi insanlar birleşip ortak bir şekilde oluşturdukları bir tez yer alıyor. Beynin bütün sırlarını aydınlatan bir tez...
Bu kadar önemli bir tezi risk alarak bir kutuya koyup saklamamın sebebi şu aralar ortalığın kızışmış olması. Dünya bu kadar büyük bir kaosun içindeyken kimse bu tezin önemini yeterince iyi anlayamaz. Bende bu yüzden doğru zamana kadar bu tezi saklamaya karar verdim. Bu tez gün yüzüne çıktığına göre artık gözüm kapalı gidebilirim. Bu arada senden, yani bu mektubu bulan ilk kişiden ve bütün insanlıktan bir isteğim var:Lütfen buradaki bilgileri gelişmek için kullanın, savaşmak ve birbirinizi yok etmek için değil. Önceden de dediğim gibi 'Eğer atom bombasını icat edeceklerini bilseydim, atomu hiç parçalamazdım.' Umarım bu insanlığa faydalı olur. İşte benim ve tarihteki en büyük dahilerin sahip olduğu en büyük mirasımız.
Size güveniyorum. Artık savaş olmasın.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diğer Dünya
Action"Hata yapmaktan korkma." derdi büyüklerimiz. Ama tuhaftır ki her şey bir hatayla başladı. Küçük bir hatayla... Oyunun yapay zekası hatalı yapıldığı için artık doğru düzgün çalışmıyor. Hatta oyunun içinde ölen bir insanı gerçek hayatta da öldürebiliy...