25. Bölüm

98 31 180
                                    

SELAAAMM.

Biliyorum völüm birazcık gecikti ama son zamanlarda baya yoğundum ve anca yazabildim. Ama güzel bir haber vereyim ki, uzun bir bölüm oldu. Geç ama uzun bir bölümle geldim umarım beğenirsiniz. 💛

Keyifli okumalar, Gece Yıldızlarım. (VOTE:16)

***

Aynanın karşısındaki bana şaşkınca bakıyordum. Her zaman gördüğüm o alıştığım kişi değildim. Daha farklı görünüyordum. Yani, zaten başka nasıl görünebilirdim ki saçlarımı kestiğimde?

Belimin biraz daha altına kadar uzanan dalgalı saçlarım şuan omuz hizamdaydı. Mor olan kısımlarım yoktu. Tamamen buz mavisiydi saçlarım. Nasıl göründüğüme gelecek olursak, bilmiyordum. Nasıl göründüğüm hakkında bir fikrim yoktu pek ama sanırım güzel durmuştu.

“Ne zaman aynada karşındaki sene kendin değilmişsin gibi bakmayı bırakacaksın?” Tam arkamda olduğunu unuttuğum Ateş, varlığını belli edince kafamı ona çevirdim.

“Ne zaman karşımdaki kızın görüntüsüne alışırsam,” diye yanıtladım onu. Bana gülümsedi ve ardından konuşmaya başladı.

“Bak eğer güzel olmadım diye düşünüyorsan şunu söyleyeyim, bu halinle de çok güzelsin.” Ateş’in böyle demesini cidden beklemiyordum çünkü dış görünüşü hiç umursadığını görmemiştim. Acaba sadece beni rahatlatmak için mi söylüyordu? Emin değildim ama içten söylemiş gibiydi. Umarım sadece ben öyle duymak istediğim için böyle düşünmüyorumdur.

Hafifçe gülümseyerek “Teşekkür ederim.” Dedim. O da bana gülümsedikten sonra saçıma son kez baktım. Artık içime siniyordu sanırım.

***

“Buz, ben çıkıyorum. Kapıyı biri çalarsa sakın açma ben olsam bile. Zaten anahtarımla girebiliyorum. Tamam mı?” Ateş’in yanında olmadığım için beni görmeyeceğini bilsem de başımı salladım ve konuşmaya başladım.

“Tamam, merak etme.” Dedim. Ardından da Ateş’in kapıdan çıktığını belirten kapı sesin duydum.

Ateş, evde birkaç eksik olduğu için ve bana da bir iki kıyafet almak için gidiyordu. Tabii başka günler de okula gidecekti. Yani büyük ihtimalle genel olarak yalnız kalacaktım.

Ateş gelene kadar bir şeylerle oyalanmak için evi temizlemeye karar vermiştim yoksa sıkıntıdan patlayabilirdim. Buraya geldiğimden beri bir hamaratlığım tutmuştu zaten sıkıntıdan.

Yaklaşık iki saat sonra temizliği bitirmiştim ama Ateş hala yoktu. Lavaboya girip elimi yüzümü yıkadım Nemli olan ellerimi artık kısa olan saçlarımın arasında gezdirdim. Yavaş yavaş aynadaki yeni görünümüme de alışıyordum. Banyodan çıkıp Mutfağa doğru yöneldim ve elime bir tane elma alıp yıkadım. Ardından da dişlerimin arasına götürerek ısırdım. Belimi mutfak tezgahına yaslayıp camdan dışarıyı izlemeye başladım. Artık cidden sıkılmaya başlıyordum ve zaman hiçbir türlü geçmiyordu.

Yaklaşık birkaç dakika sonra kapını çalma sesini duyunca bir anda irkildim, ardından ısırdığım elmayı kenara bırakarak kapıya doğru yürüdüm. Kapı deliğinden kimin geldiğine baktığımda gözlerim büyüdü. Ardından yakalanma korkusuyla kendimi herhangi bir odaya attım.

Kapının anahtarla açılma sesini duyunca içimi kaplayan panik duygusu daha da arttı. Ya bu odaya gelirse, diye düşündüm. Ardından da hangi odaya girdiğime baktım. Kahretsin! Ateş’in odasındaydım. Buraya gelme ihtimali çok yüksekti. Adım sesleri yaklaşırken ne yapmam gerektiğini düşündüm.

Yıldızlı GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin