Eve geldiğimden beri ağzım kulaklarımdaydı. Sorgulayan bakışları aklımdan çıkmıyordu. Ona Fransızca kibirli şehir ayısı demiştim. Korkum anlaması değildi, bugünkü yaptıkları ve dil bilgimle ilgili sorgulamasının intikamını almıştım. Yarına anlar mıydı? Yoksa iyi akşamlar yalanıma inanır mıydı? Gerçi iyi akşamlar demediğimi anladığı kesin, çünkü ben çıkarken suratında hala merak vardı.
Gayet keyifliydim. Yaptığım doğru değildi ama çok üstüme gelmişt, ne yapayım. Şimdi keyfime bir keyif daha katıp kendime güzel bir yemek hazırlamam lazım. Tavuklu makarna yapmak için malzemeleri çıkardım. Tavuk çözülene kadar üstümü değiştirmek için odama yöneldim.
PARS.
Başka bir şey söyledi buna eminim. Önümde harika bir akşam yemeği var ama ben hala o küstahın bana ne dediğini düşünüyordum. Acaba ne söyledi? İyi akşamlar deseydi türkçe söylerdi. Fransızca söyledi, çünkü anlayamayacağımı biliyordu.
Aferin sana Pars Holmes, çok zekisin tabi ki anlamadığın için Fransızca söyledi. Ama benim adım da Pars'sa ne söylediğini öğrenirim. Etimden kocaman bir parça kesip ağzıma attım. Sen de daha beni tanımıyorsun Kainat Turna. Ama tanıyacaksın. Tanıyacak ve pişman olacaksın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELMA ŞEKERİ
RomanceBirbirine zıt iki insanın karşı konulmaz aşkına hazır mısınız? Sanırım evet dediniz? O halde sizi duygusal, zeki, güzel, çalışkan Kainat ile inatçı, zeki, yakışıklı, ama ilişkilere karşı, hatta zayıflık olarak gören Pars'ın aşk serüveni ile baş baş...