Uyarı - Not : Yemek den önce okumamanızı tavsiye ederim. Psikolojisi kaldırmayanların okumamasını tavsiye ediyorum !
~~~~~~~~~~
İnsanlarla aynı dili bile konuşmayan, hiçbir zararı olmayan bir hayvana neden zarar verirdi bir kişi ?
Verdiği gibi nasıl bir ceza almazdı ? Ya da nasıl tedavi görmesi için bir kliniğe yatırılmazdı ?
Küçücük bir kaplumbağaya tekme atmak ve buna gerekçe olarak: 'Yavaş yürüyordu, yolumdan çekilmedi, ben de onu yolumdan çektim' diyen bir zihniyetin akli dengesinin yerinde olduğunu mu düşünüyorlardı cidden !
Gece, Yavuzun gönüllü veterinerlik yaptığı hayvan kliniğine gelmişti. Kaplumbağaya ne olduğunu sorduğunda, duyduklarıyla, ona bunu yapanın da işkenceyi hak ettiğini düşünmüştü. Çünkü onun yaptığı da masum bir canlıya işkenceydi.
Hayvan onun için hazırlanan küçük bakım yerinde ürkek ürkek önüne koyulan yeşillikleri yiyordu.
"Hayvancağız da büyük bir travma oluşturmuş yaşadığı şey. Onu tedavi için getirdiklerinde o kadar zorlandık ki bir an olsun kabuğundan çıkmadı. Tedavisi bitmek üzere ama onu sahiplendirmek istiyorum. Bir kez daha oraya koyup, sudan sebepler için öldürülmeye kalkılmasına göz yumamam."
"Bu kaplumbağayı sahiplendire bilirsin belki. Ama ya diğerleri ? Her gün onca hayvan sokakta öylece yürürken, bir ruh hastası tarafından darp ediliyor. Hepsine ne sen, ne de bir başka veteriner yardım edemez."
"Sağ ol ya çok güzel moral verdin," dedi Yavuz yüzünü asarak.
"Biliyorum bir kanun gelmedikçe onları koruyan hiçbir şey olmayacak. Ama ben elimden geldiği kadar onlara yardım edeceğim.""Edeceksin ama hep bir hayvan daha bu sebeplerden öldürülecek. Neyse. Kırk defa heyecandan arayıp yapmak istediğin şey neydi ? Artık gösterecek misin, yoksa burada bu konuyu mu tartışacağız?"
Yavuz ensesini kaşıyarak güldü ve saatine baktı.
"Saatin gelmesini bekliyordum, gelmiş de." dedi ve gülerek Gecenin elini tutup yürümeye çalıştı. Ama sadece çalıştı.
Gece istemediği sürece, onu bir yere götüremezdi. Arkasını dönüp Gecenin yüzüne baktı.
"Eski filmlerdeki gibi el ele, ceylan gibi seke seke kırlarda yürümüyoruz. Yolu göstermen yeterli !"
Gecenin ciddi tavrı karşısında elini hızla bıraktı Yavuz. Bir anlık hevesle yaptığı şey karşısında gördüğü tavır, yanaklarını kızartmıştı.
"Pardon" dedi hızla.
Yolu gösterdiğinde, önünden geçip gitti Gece.
Yavuzun gösterdiği yere gelince, yumuşak yatağında yatan, kolları alçılı bir sincap karşıladı Geceyi. Yatağından dikkatle aldı ve başını baş parmağıyla okşadı Yavuz.
"Seyir halinde bir arabanın üzerine düşmüş, kollarını kırmış. Seninle beslemek istemiştim, yemek saatini bekliyordum."
Yavuz kısaca sincabın da durumundan bahsetti Geceye. Başını kaldırdı ve Gecenin gözlerine birkaç saniye bakıp çenesiyle ilerideki masayı gösterdi.
"İlerideki kabı uzatır mısın canım."
Gece sonuna eklediği hitabı duymazdan gelerek, kabı aldı. Yavuzun elinde etrafa bakan cingöz sincaba kutudan aldığı fıstıkları uzattı. Hayvan açıkmış olmalı ki hızla yemeye başlamıştı. Gece belli belirsiz bir tebessümle gülerek, sincabı hem besledi, hem de başını sevdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN SESSİZ İNTİKAMI (TAMAMLANDI)
Misterio / SuspensoBir intikam nasıl böyle vahşi olabilir ? Bir katile intikam mı yoksa kan mı daha haz verebilir ? Bir kadın nasıl böyle bir katile dönüşebilir ? Hepsinin cevabını almak istiyorsan, bu kanlı dünya'ya sen de davetlisin... ( Not: Yetişkin içerik olmas...