Kafayı yememe ramak kalmıştı. Sabahın 7sinden beri bu lanet mağazada çalışıyordum hala. Her gelene hoş geldiniz diyip, ateşlerini ölçüp, gülümsemekten yorulmuş insanların etrafa dağıttı kıyafetleri düzeltip yerine koymaktan bıkmıştım. Gerçekten saygıları yoktu. Küçük bir çocuk gelip tüm katladığım kıyafetlere çarparak reyondan düşürmüştü. Annesi af dilerken hiç bir şey yokmuş gibi gülümsemiştim. İşimin bitmesine daha 2 saat vardı. Mağaza yavaş yavaş azalırken üzerimde ki yük birazda olsa azalmıştı. Birinin mağazaya girdiğine görünce ateşini ölçmek için yanına gitmiştim... Tanrım, cideen. Bence kendimi ateşimi ölçmem gerekiyor şu anda. Karşımda dikilen bedene hoş geldin diyip ateşine kontrol edip içeri geçmesine izin vermiştim. Yerini ezbere bilirmişcesine kravatların olduğu reyona geçip özenle hepsini inceliyordu. Kararsız kafası karışmış olmalı ki eline aldığı en güzel 2 kravata bakıyordu. Ayaklarım istemsizce ona doğru giderken hiç şikayetci değildim.
Merhaba, yardımcı olabilirim isterseniz. Kararsız kalmış gibisiniz de.
'Evet, geçerken bu ikisine de bayıldım. Napmam gerek kararsızım'
Kravatları seviyor olmalısınız. Elinizde kiler bence buradakilerin en iyisi seçimleriniz güzel.
'Evet, çok seviyorum. Ama takmak için kullanmıyorum aslında.'
Oh, peki ne için kullanıyorsunuz ki.
'Yatakta'
Siktir, siktir, siktir. Ne diğcemi bilememiş saçmalamıştım
Yerinizde olsam sağ tarafınız dakini seçerdim
'Demek bunu beğendin hm? Aslında bende onu seçicektim sanırım.'
Şey, kusura bakmayın ama yatakta nasıl kullanıyorsunuz bunu?
'Göstermemi ister misin güzelim'
Güzelim. Güzelim. Neden bu adamın etkisi altında kalmıştım bir anda. Jimin'in bana seslenmesi ile adını bilmediğim çocuktan ayrılmış arkamdan hala bana bakan 1 çift göz hissediyorum. Ki yanılmamıştım.
Taehyung
Her zaman ki mağazamın aksine bugün başka bir mağazaya gitmeye karar vermiştim. İçeri girdiğimde yanıma gelen bedene bakıp ateşimi ölçmesi için bileğimi uzatmış. Yanından geçerken ki aldığım çilek kokusu burnumu doldurmuştu. Aslında yabancı olduğum bu mağazada az çok Kravatların nerde olduğunu tahmin edip o yöne gidince her zaman gelmişim gibi elimi atmamla bulmam bir olmuştu. Kravat koleksiyonum vardı evet, ama sadece bir koleksiyon. Pek takmazdım. Ama aşırı hoşuma gidiyorlardı. İlk 4 elemeyi geçip finale kalan Kravatlara bakerken burnuma tanıdık gelen çilek kokusu ile yanıma gelene baktım. Kararsız kaldığımı anlamış olmalı ki yardıma gelmişti. Bu çocuk fazlasıyla dikkat çekici yakışıklı ve, ve tatlıydı evet öyleydi.
'Merhaba, yardımcı olabilirim isterseniz. Kararsız kalmış gibisiniz de.'
Evet, geçerken bu ikisine de bayıldım. Napmam gerek kararsızım
'Kravatları seviyor olmalısınız. Elinizde kiler bence buradakilerin en iyisi seçimleriniz güzel.'
Evet, çok seviyorum. Ama takmak için kullanmıyorum aslında.
'Oh, peki ne için kullanıyorsunuz ki.'
Yatakta
İnanın o an ne dediğimin bende farkında değildim. Şaşkınlıktan tepki vermeyen bedene bakmıştım. Korkmuş olmalı mıydı?
'Yerinizde olsam sağ tarafınız dakini seçerdim'
Demek bunu beğendin hm? Aslında bende onu seçicektim sanırım.
'Şey, kusura bakmayın ama yatakta nasıl kullanıyorsunuz bunu?'
Göstermemi ister misin güzelim.
Kafayı yemiştim bu kadar hoş kokuya sahip yanımda hemen yakınımda duran bedene bakarken kafayı yemiştim. Emin olun sizin karşınızda böyle dehşet verici bişey olsa sizde aynısını yapardınız.
Tam bişey diğcekti arkadaşı seslenince gitmek zorunda kalmıştı. Adı jungkook olmalı, üzerine yazmıyordu ama küçük arkadaşı öyle seslenmişti.
Onun beğendi kravatı alıp kasaya giderken gözlerimiz buluşmuş. Minik bir gülümseme sunmuştu. Ona karşılık bende gülümseyip kasa da ki işim bitince mağazadan çıkmıştım. Kesindi artık. Her gün bu mağazaya gelecektim.