Umay doktor elin'de kahvesi ile hastahane'nin bahçe'sinde oturuyordu Mart ayındayılar. hava'nın en soğuk olduğu zamandı kiraz çiçek'leri dallar'dan neredeyse tamamen dökülmüştü ama yerdeki çiçekler bile hastahane'nin bahçesine güzellik katıyordu gelen hastaların dertler'ini , Azıcık da olsa unutuyordu bu güzel kokan bahçe
Etrafına baktığındı, az ileride tekerlekli sandalyede buraya doğru gelen yaşlı bir amca vardı. bu amca bir hafta önce hatahaneye, araba kazası geçirdiği için gelmiş olan, hasta bay min'di geldiğinde bacakları kötü durumdaydı araba iki bacağını da ezip geçmişti sol dizine platin tatmıştık bu onu biraz zorlayacaktı ama yinede yürüyebilmesini sağlayacaktı.
Ama neden tek başınaydı? hasta bakıcı bayan ciohi neredeydi ?
Tek başına zorlandığını düşünerek için elimdeki kahveyi banka indirip hızla yanına ilerledim.
-min amca bayan çiohi nerede neden tek başınasınız
Min amca:ileride bir çocuk yere düşüp başını yaraladı onun yanına gitti.
-sizi odanıza çıkarmamı istermisiniz?
Min amca:hayır biraz bahçede kalıp son gunlerimin güzel kiraz çiçekleriye geçmesini istiyorum. İlerideki Bankın yanına kadar yardım eder misin?
Benim oturduğum bankı gösteriyordu. arkasına geçerek oraya doğru itteledim.
Bankın yanına yavaşça yerleştirdim.Umutsuzca kahveme baktım .bu soğukta şimdi buz gibi olmuştur. gidip bir daha mı alsaydım hem min amcada belki içerdi sormakta fayda vardı.
-sizde kahve istermisiniz?
Min amca:hayır ama bir gün övünerek anlattığin türk kahvenden içmek isterim .
-o gün eminim tadını çok seviceksinizdir.
Min amca: bende öyle düşünüyorum.
Min amca derin bir iç çekti
Min amca: Türkiye'den buraya gelmistin aile'ni özlüyorsun degilmi ?
-tabi ki özlüyorum ama görüntülü konuşarak, Azda olsa hasret giderebiliyorum.
Min amca:zamanın varken bol bol görüş onlarla, ben zamanında ailemi o kadar ihmal ettim ki sonunda yalnız kaldığımda onları ne kadar ihmal ettiğimi anladım.sen benim gibi yapma! güzel bir hayat yasa hiçbir zaman yalnızlığın güzel olduğunu düşünme!
Zaman çok hızlı geçiyor. ailemi kaybettiğimde sadece 45 yaşındaydım. şimdi ise 77 yaşında ölmek üzere olan bir adamım.
Sakura'ya(kiraz çiçeği) bakınca daha iyi anlıyorum hayatın gelip geçici olduğunu.- lütfen yalnız olduğunuzu düşünmeyin ben, yanınızdayım bayan çiohi'de bizimle
Daha çok seneyi bizimle geçirip mutlu olucaksınız .Sözümü bitirdiğimde, birşey dememişti. bende üstüne başka şeyler eklemek istememiştim.
Sessizce yere düşen kiraz çiçeklerine bakıyorduk bir zaman sonraMin amca :bilirmisin kiraz çiçeğinin efsanesini?
-tam olarak bilmiyorum
Min amca:benden dinle o zaman ve hayatını güzel yaşa ;
Sakura Efsanesi yüzlerce yıl önce antik Japonya‘da geçer. O zamanlarda, derebeyleri arasında birçok savaşçının öldüğü, bütün ülkeyi üzüntüye, yalnızlığa boğan korkunç savaşlar olmuştur. Barışın olduğu zamanlar çok kısadır. Bir savaş bitince yenisi başlar.Bütün bunlara rağmen, savaşın hiç uğramadığı çok güzel bir orman vardır. Yapraklarından nefis parfüm kokuları gibi kokuların saçıldığı ağaçlarla dolu bir orman… Ve hayatları boyunca işkence gören antik Japon halkına teselli veren bir ormandır. Ne kadar savaş olursa olsun, ordulardan hiçbiri o güzel ormanı savaşla lekelemek istemez.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sakura
Short StorySakura ne kadar güzel olsada,o kadar kısa güzelliği sürüyor. bir insanın hayatı gibi, hayatımızın değerini bilip istediğimiz. mutlu yolu seçmemiz dileğiyle...