Nisa'nın Ağzından ||
Mekandan çıktıktan sonra eve kadar yürümeye başladım. Tek başımaydım, Barış yoktu. Tüm gece için neler hayal etmiştim elimde nelerle dönmüştüm? Ama aptalın tekiydim ben. Tüm bu Aycan oyununu başlatan da bendim. Kıza cesaret veren, Barış'la bir araya getiren hep bendim. Cemal ve Berkan'ı bile dahil etmiştim işin içine. İstediğim oluyordu işte, Aycan'ı Barış'ın gözüne sokmayı başarmıştım. Mutlu ol hadi Nisa, o gün konuştuğun gibi konuşsana yine gerizekalı. Kendime deli gibi kızgındım ama Barış'a da çok kızgındım. Senin her anında yanında olan bendim, gerçekten beni görmüyor muydu? Sevmeye layık görmüyor muydu beni? Ve beni bile görmezken Aycan'a nasıl bakabilmişti? Öfkeliydim işte, herkese ve her şeye...
Çıkmaz bir sokaktaydım zaten uzun zamandır. Yorulmuştum artık yorgun adımlarla ilerlemeye çalışıyordum. Ama işte artık çıkmaz sokaklarda bitmişti. Yürüyecek adım atacak ne halim ne de yolum kalmıştı... Uzun bir yolun ardından eve geldiğimde yorgun bedenimi suyun altında biraz olsun dinlendirmiştim. Kafamı dağıtmak istiyordum, bir kağıt kalem alırken aynı zamanda kafamı dağıtacak hareketli müzikler de açmıştım. Ellerim istemsizce aklımdan çıkmayan ve artık çoktan her detayını ezberlediğim yüzü çizmeye başlarken hareketli müzikler dahi biraz olsun modumu yükseltmeme yardım etmemişti. Sonunda daha fazla kendimi tutamağımda gözlerimden dökülen damlalar kısa bir süre sonra hıçkırıklara dönüşmüştü. Neden bu kadar zordu? Neden bu kadar imkansızdı? Neden canım bu kadar yanıyordu ki?
Bir süre ağladıktan sonra kendimi toparladım. Pes etmek, düşmek yoktu. Sen güçlüsün, her şeyi halledebilirsin dedim kendi kendime... Gözyaşlarımı silerken çalan telefonumda onun ismini görünce yutkundum. Deli gibi açmak istiyordum ama aynı zamanda ona çok kızgındım. Onun da suçu yoktu biliyordum. Ama yine de kızgındım işte. Telefon uzun uzun çaldıktan sonra tam susmuştu ki yine aramaya başladı. Açmaya niyetim olmadığından sesini kıstım ben de. Ne yapacağımı artık bilmiyordum bile. Evde biraz daha oyalanmaya çalışsam da başarılı olamamıştım. Duvarlar artık üzerime üzerime geliyordu sanki... Ben de ceketimi alıp evden çıktım biraz hava almak iyi gelebilirdi. En azından öyle umuyordum.
Hızlı bir tempoyla yürüyordum yolda. Düşünmemeye çalışıyordum bugünü, bundan sonra olabilecekleri... Hepsini aklımdan çıkarmak istiyordum. Adımlarım beni bilmediğim sokaklara yönlendirirken aslında her şeyin kaderin bir oyunu olduğunu anlamak üzere adımlıyordum. Uzun bir süre yürüdüğümde yorgun düşmüş bir şekilde duraksadım, gökyüzüne çevirdim bakışlarımı... Çok güzeldi, çok sakindi burası ve yıldızlar da bugün apayrı güzeldi. Ay ışığı denizin üzerinde yansırken ortaya çok güzel bir manzara çıkmıştı. Bakışlarım gökyüzünden çekildiğinde o her seferinde aklımı başımdan alan gözlerle karşılaştım. Bir süre oraya yapışmış gibi kalakalsam da sonra öfke yeniden tüm vücudumu sarmıştı.
Çok kızgındım, beni yalnız bırakıp Aycan'la olduğu için çok kızgındım. Gözlerimi ondan ayırırken arkamı dönüp oradan uzaklaşmak için bir kaç adım atmıştım ki Barış'ın elleri bileğimi sarıp beni durdurmuştu. Ona dönüp baktığımda derin bir nefes aldım. Yüzüne vuran ay ışığı onu daha da mükemmel gösteriyordu ve şuan bu hiç iyi değildi. "Nisa, konuşalım, lütfen. Aradım açmadın zaten. Be..." "Konuşmak istemiyorum Barış, iyi geceler sana." Yine gitmek istesem de Barış buna izin vermemişti. Bana bakışlarını gördüğümde başımla onayladım onu. Sanırım Barış'a hayır diyebilmeyi öğrenmem gerekti. Sıkıntıyla bir nefes verirken Barış ile beraber oradaki bir banka oturmuştuk. Nasıl yapıyordum bilmiyorum ama bir yolunu bulup her defasında Barış'la karşılaşmayı başarıyordum.
"Bana çok kızgınsın değil mi?" "Hayır değilim... Neden olayım ki değil mi? Her anında yanında olmaya çalışan birini, toparladığın ilk an yalnız bıraktın diye sana niye kızgın olsun ki?!" Söylediklerim ve ses tonum birbirinden o kadar alakasızdı ki Barış sıkıntıyla bir nefes vermişti. Elleri yüzümü sararken gözlerimiz buluşmuştu yine. Her ne kadar kızgın da olsam bir bakışına, bir hareketine eriyordu içimdeki buzlar. "Nisa biliyorum çok kızdın, haklısın da. Ama yemin ederim seni korumaya çalışıyordum." "Barış ben anlamıyorum, nasıl beni korumaya çalışıyor olabilirsin?" "Şşş sorma güzelim, şuan onu sorma." Sıkıntıyla kendimi geri çektim ve banktan kalktım. Bir kaç adım attım üzerimdeki gerginlikten kurtulmak istedim.
Telefonuma gelen bir bildirimle birlikte dikkatim oraya kaymıştı şimdi de. Aycan yazmıştı. Hızlı bir şekilde okumaya başladım ki her kelimeden sonra kalbimde hissettiğim acı da içimdeki öfke de büyüyordu. Kısaca özetleyecek olursam yaptığımız her şey ona Barış'la konuşması için cesaret vermiş. Barış'la konuşmuşlar ve Barış başta olumsuz olsa da sonra Aycan'ı dinleyince düşüneceğini söylemiş. Aycan da bunlar için bana teşekkür ediyordu. "Aycan'la konuşurken de benim için mi konuştun?! Ona düşünüp karar vereceğini söylemen de tamamen benim için zaten, aynen!" Barış da bir öfkeyle ayağa kalkıp tam karşıma geçmişti. Vücudu epey gerilmişti ve bu yüzündeki kasların, vücudundaki damarların daha da belirginleşmesine neden olmuştu.
"Sen bana bu konuda hesap soramazsın Nisa..! Her şeyi en başından sen ayarlamışsın zaten, istediğin oldu işte! Yarın gider bir ilişki istediğimi söylerim, planların işe yaramış olur değil mi Nisa?!" Barış'ın da bana karşı öfkeli olduğunu fark ettiğimde biraz duraksadım. "Öyle değil Barış... B-Ben..." "İkimiz farklı yerlerdeyiz biliyorum. Ben senden uzak dururken bile bunu senin için yapıyorum sen ise beni kendinden uzak tutmak için planlar yapıyorsun." "Saçmalıyorsun şuan." "Saçmalamıyorum her şey ortada işte. Yaptıkların bunu gösteriyor Nisa." "Senin yaptıkların neyi gösteriyor?! Her şeyi benim için yaptığını söylüyorsun ama her şeyin sonunda üzülen ben oluyorum, neden?!"
"Özür dilerim, seni üzmek istemedim. Ben sadece..." sakinleşip kedi gibi döndüğünde ben de sakinleşmiştim. Ruh halimiz değişip dururken ne yaptığımızı asla anlamıyordum. Ellerim benden bağımsız yüzünü avuçları içine sararken gözlerimiz buluşmuştu. "Barış... Beni üzen sen değilsin, seni kaybetmekten korkuyorum ben ve son zamanlarda seni kaybediyorum. Gerçi ben seni hiç kazanmadım değil mi?" Bakışlarımızı ayırıp ellerimi geri çekmiştim ki Barış yeniden ona bakmamı sağlamıştı. "Nisa... Sen beni o gün hayata döndürdün ya, benim ruhum sende can buldu." "O zaman neden yanımda değildin bugün..?" "Dedim ya senin için, senin arkandan kimse kötü bir şey demesin, benim yüzümden o durumlara düşme diye..."
"O ne demek şimdi?" "Nisa... Boşver. Hadi gidelim evine bırakayım seni." "Barış o ne demek şimdi?" Israrla sorarken Barış başını iki yana sallamıştı. "Sorma işte şuan zamanı değil." "Ben hiçbir şey anlamıyorum Barış. Gerçekten hiçbir şey anlamıyorum ve sen benim aklımı karıştırıyorsun." Barış bana baktığında sinirle gülmüştü. "Sen karıştırmıyorsun benimkini çünkü." "Ben ne istediğimin farkındayım en azından. Ya sen? Sen ne istediğinin farkında mısın? Değilsin. Daha Aycan konusunda bile net değilsin..." Sesim yükselmemişti ama yine de tonlamasından ona olan öfkemi açıkça hissedebilirdi. "Sen netsin öyle mi? Ne istediğini sen bilmiyorsun asıl Nisa..!" "Hiç de bile. Ben gayet netim!"
"Ne istiyorsun acaba, söyle ben de bileyim?! Bu belirsizlik yoruyor çünkü artık beni..." Ben sessizce ona bakarken verecek bir cevabımın olmaması sinirimi bozmuştu. "Ben de bundan bahsediyordum işte. Ne istediğini bilmiyorsun, o yüzden ne yaptığının da farkında değilsin... Bana da kendine de zarar veriyorsun sadece. Önce gidiyorsun Aycan'la aramı yapmaya çalışıyorsun, sonra gelip Aycan bana aşık olduğu için trip atıyorsun. Önce gelip beni öpüyorsun sonra da hiçbir şey olmamış gibi dev..." "Se-sen hatırlıyorsun..." Barış benden gözlerini kaçırırken ben ise hâlâ şaşkındım... Barış her şeyi hatırlıyordu... Ve bundan sonra olacakları kimse bilmiyordu.
Hello herkese ❤
1000 kelime ile geldim ve bence hoşgeldim 🙃 öncelikle 500 yorum beklediğimi haber vereyim de baştan ama acele etmeyin satır arası sohbet edelim 🖤
Yeni kapak hakkında ne düşünüyorsunuz, fikriniz önemli 😉 destekleriniz için teşekkür ederim iyi ki varsınız 🤗
Bol mutluluk dolu akşamlar dilerim. Yorumlarda uzun uzun konuşacağımız için burada fazla uzatmayacağım hepinizi seviyorum ve kaçıyorum şuan 🥑🥥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALACAKARANLIĞIM
FanfictionNisbar kurgusudur 🌼 Alacakaranlığım varla yok arası... Biz ne bütün olabilmiştik, ne de karşı koyabilmiştik birbirimize... Ben ise her geçen gün farketmeden onun olmuşum...