36. Hâlâ çok güzelsin

1.4K 178 201
                                    

Her şey güzeldi. Changlix ikilisinin ilişkisi gayet güzel gidiyordu. Neredeyse bir hafta boyunca bir kez olsun tartışmamış, birbirlerine olan yaklaşımları hep daha uzlaşmacı ve düşünceli olmuştu.

Felix, Changbin'in kendisine daha çok bağlanması için onun gözünün içine bakarken büyük olan sevgilisinin bu tutumunun farkındaydı. Hâlâ onun endişesini tamamen geçiremediğini bilmek büyük olanı kötü hissettirse de elinden geleni yapıyordu işte. Felix'i bu düşüncelerinden vazgeçirmenin kolay olmayacağını biliyordu. Hemen bunu beklemesi de bencillik olurdu zaten. İkisinin de hâlâ eksikleri vardı.

Odasının kapısının çalındığını duyup gereken komutu verdiğinde Felix'in içeri girmesiyle gülümsedi. Sevgilisi de aynı şekilde gülümsemesine karşılık vermişti.

"Gel, otur." dedi Changbin. Koltukta yana kayıp Felix'e yer açtı. Sarı saçlı aynı şekilde yanına yerleşti. Büyük olan içinde bulundukları durumla koltuğa yaslanıp rahat bir tavır takındı. Gözleri sevgilisindeydi.

"Neden çağırdın?"

"Özlemiş olamaz mıyım?"

Omuzlarını silkti Felix. Ellerini pantolonun ceplerine soktu.

"Olabilirsin tabi de başka bir şey varmış gibi sezdim."

"Var evet, ne kadar hoşuna gider emin değilim ama anne ve babama bizi söyledim."

Şaşırdığını belli eden bakışları bir süre Changbin'in yüzünde takılsa da saniyeler içinde toparladı ve merak ettiği soruyu sordu Felix.

"Ne dediler?"

"Babam kiminle olduğumla ilgilenmiyor bile. Annem de ilk başta dediğim gibi yaptığımın yanlış olduğunu söylese de kararlı olduğumu fark edince onay verdi."

Başını salladı Felix. Changbin'e sarılıp içinde hissettiği mutluluğu onunla paylaşmak istedi ama sarılması daha yeni başlamış ve o mutluluğunu paylaşamamışken Changbin'in telefonu çaldı.

Büyük olan sevgilisinden yavaşça ayrılıp telefonuna uzandı. Cebinden çıkarıp eline aldığı telefonun ekranında hastaneden aradıklarını fark edince yaşadığı heyecan ve korku karışımı duyguyla oturduğu yerden fırladı.

Kulağına götürdü telefonu. Gergin bir şekilde nefesini verip "Alo?" dedikten sonra karşı taraftan gelecek olan sesi dinledi.

"İyi günler Bay Seo. Sizi bir konu hakkında bilgilendirmek için aramıştık."

Felix'in meraklı bakışları eşliğinde başını salladı.

"Evet?"

"Bay Hwang'ın uyandığını bilmenizi isterim."

______________________

Changbin, arabasından hızla inip arkasına bile bakmadan hastaneye doğru koştu. Arabayı kilitlemek için bile bir saniye durmamış, koşarken elindeki anahtarın düğmesine basmıştı.

Hyunjin'in uyandığını düşündükçe yaşadığı o mutluluk hissinin tarifi yoktu. Tüm pişmanlıkları üzerinden kalkmış, hissettiği çaresizlikten sonunda kurtulmuştu.

Hyunjin'in uyanmasıyla birlikte tekrar gülümseyebileceğini (?) bilmek... Koridorun ortasında birden durdu.

Sahi Hyunjin gülümseyebilecek miydi? Felix'le sevgili olduğunu söylediğinde ne yapacaktı? Daha da doğrusu Changbin bunu söyleyip söylemeyeceğinden emin bile değildi. Bunu yapabilecek cesarete sahip olup olmadığını sorguladı.

Yumruk yaptığı ellerini sıkıp derin bir nefes aldıktan sonra başını kendi kendine salladı ve asansöre geçti. Bu sefer yüzleşmek zorundaydı. Nereye kadar kaçabilirdi ki?

Küçük Hesaplar | Changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin