suck me like a Candy √

8: küçük notlar

Yeni bir sabaha daha gözlerini açtığında bulunduğu yere aşina olmayışı sebebiyle aniden doğrularak kalkan Taehyung, dün gece en son nerede ve ne yaptığını hatırlamak adına kendine biraz zaman tanımış ve gözlerini ovuştururken de bulunduğu yatak odasını incelemeye başlamıştı. Dün gece Jimin'leydi, koltuğun üzerinde bir süre öpüşüp sarılmışlardı ve sonrasında da yorgun düştüğü için onun göğsüne yaslandığını hatırlıyordu. Sonrasında uyuyakalmış olmalıydı ve Jimin de muhtemelen onu kendi yatağına yatırmıştı. Yani burası... Jimin'in yatak odasıydı?

Şaşkın şaşkın etrafına bakınıyor olmasının sebebi daha önce hiç sevgilisinin yatak odasını görmeyişindendi; ne zaman Jimin'e gelse ya gecesinde evine dönerdi ya da birlikte koltukta uyuyakalırlardı fakat şimdi, buradaydı. Bu bir aşama kaydettiklerini mi gösterirdi pek emin olamıyordu Taehyung ama sonuçta Jimin, kendi özelini yavaş yavaş sevgilisine açıyordu.

Üzerindeki battaniyeyi atarak yataktan ineceği sırada, dün giydiği kazağı, ceketi ve pantolonunun yerine bir şort ve tişörtle olduğunu fark etti ve komodinin üzerine bırakılmış katlı kıyafetlerini gördüğünde rahatlıkla nefes aldı. Jimin, gece ona rahat kıyafetler giydirmiş olmalıydı fakat neden şu anda yanında değildi? Üstelik bugün cumartesiydi ve bildiği kadarıyla Jimin hafta sonları çalışmazdı. Odadan çıkmadan önce son bir kez daha odayı inceledi; nostaljiyi seven birine göre yatak odasını oldukça modern döşemişti, gardıropları hiç kullanılmamış gibi gıcır gıcırdı, yatağı bir su yatağıydı ve dehşet derecede rahattı, lacivert tonlarının hakim olduğu oda, biraz karanlık biraz da ferahtı ve bu zıtlığı aynı anda sağlamış olması bile sevgilisinin ne kadar zevkli biri olduğunu gösteriyordu.

Meraklı biri olduğundan -kesinlikle birazdan yapacağı şeyi buna bağlamıyordu- Jimin'in gardırobunu açarak içini biraz-cık karıştırdı. Eski dönem kıyafetlerini sevdiğinden bir dolabın tamamını onlarla doldurmuş olmasına şaşmıyordu, üstelik takım elbiseleri, günlük kıyafetleri de yerli yerindeydi. Neredeyse 5 çekmece dolusu kol saati mevcuttu, üstelik geçmişten günümüze gelen neredeyse her marka saat burada yer alıyordu.

Jimin'in sadece öğretmenlik yaptığı halde -ara sıra ek işleri de oluyordu ama genel olarak bir öğretmendi- bu kadar parayı nereden bulduğunu düşünmeden edemedi o an, mesela Taehyung'un kendisi, ailesinden zengindi, Seokjin'in babasıyla kendi babasının kardeş şirketleri vardı ve iki genç de babalarının paralarını çatır çatır yiyiyorlardı. Fakat durum Jimin için aynı değildi, bu varlığa sahip olabilmek için çok çalışmış olması gerekliydi? Pekala, Taehyung artık her şeyin arkasında bir neden arıyor olmasını çok sinir bozucu buluyordu ama bunu da durduramıyordu; özellikle dün geceden sonra aklına koyduğu gerçek kanıt bulma işini başlatmışken, tam burada pes edemezdi. Kalenin içine girmişti ya hu! Sırada fethetmesi vardı!

Kafasında küçük notlar almaya başladı.

1- Jimin'in parasının nereden aktığı bulunmalı.

2- Eski saat ve eski kıyafet düşkünlüğü sorgulamaya değer.

Odadan çıkıp koridordan ilerlerken duvarlara asılmış tablolarda gezdirdi gözlerini, tanıdığı birkaç ressam harici, bu tabloların çoğunun kime ait olduğunu bilmiyordu.

3-Evdeki tabloların orijinalliği ve kime ait oldukları merak konusu.

Evde toplam 4 oda bulunuyordu, Jimin'in odası dışındaki diğer 2 odanın biri çalışma odasıydı, koca bir kitaplığı vardı ve epey de büyük bir odaydı, içeriyi karıştırmak istese de burası onun epey zamanını alırdı ve Jimin hala evdeyse ve kendisini bu odada yakalarsa bahane olarak ne sunacağını bilemiyordu. Diğer bir oda ise ıvır zıvır eşyalarla doluydu, boş koliler vardı, ampüller, piller, mumlar gündelik hayatta lazım olabilecek gereçlerdi işte. Bu odayla da pek ilgilenmeden 3. odanın kapısını açıp içeri girmek istediğinde, kilitli oluşu yüzünden geri çekildi ve herhangi bir anahtar deliği olmadığından şüpheyle etrafına bakındı. Yere eğildi ve altta bir boşluk aradı, bulamadı ve homurdanarak ayağa kalkıp ellerini beline yerleştirerek neler yapabileceğini düşündü.