411.Ders Lokman Sûresi 12-19

15 3 8
                                    

411. Ders :

21. Cüz, 31. Sûre, 411. Sayfa
Lokman Sûresi
12-19. Âyet-i Kerîm'eler.

 بِسْــــــــــــــــمِ اللهِ الرَّحْمـٰـنِ الرَّحِيــــــمِ


12

وَلَقَدْ آتَيْنَا لُقْمَانَ الْحِكْمَةَ أَنِ اشْكُرْ لِلَّهِ 

"Andolsun ki biz, Lokman'a "Allah'a şükret!" diye hikmet verdik."

Hz. Lokman Hz. Eyyûbun kızkardeşi veya teyzesinin oğlu olan Azer'in evlatlarından Bauranın oğludur. Hz. Davud'a yetişti ve O'ndan ilim öğrendi. Cumhur'a (ekser âlimlere) göre nebi değildi, ama bilge bir insandı.

Hikmet, ulema örfünde "teorik bilgileri öğrenerek insanın ruhunun kemâle ermesi ve gücü yettiğince faziletli fiilleri noksansız yapacak şekilde meleke hâline getirmesidir."

Onun hikmetiyle ilgili şöyle anlatılır:

Hz. Lokman, Hz. Davudun yanında aylarca kaldı. Hz. Davud zırh yapıyordu. Bu süre zarfında zırhla ilgili bir şey sormadı. Hz. Davud zırhı bitirdi ve onu giyip şöyle dedi: "Sen ne güzel bir savaş elbisesisin!"

Hz. Lokman da şöyle mukabele etti: "Susmak bir hikmettir, ama yapanı çok azdır!" Hz. Davud, Hz. Lokmana bir koyun kesip en hoş iki yerini kendisine getirmesini emretti. Hz. Lokman, koyunun dilini ve kalbini getirdi. Günler sonra, koyunun en nahoş iki yerini getirmesini emretti. Hz. Lokman yine koyunun dilini ve kalbini getirdi. Hz. Davud bunun hikmetini sorunca şöyle cevap verdi: Bu ikisi hoş olduğunda en güzel iki şey olurlar. Ama nahoş olduklarında da en çirkin iki şey haline gelirler.

وَمَن يَشْكُرْ فَإِنَّمَا يَشْكُرُ لِنَفْسِهِ
"Kim şükrederse kendi iyiliğine şükreder."

Çünkü, şükretmesinin faydası, kendisinedir. Şükrün faydası ise

-Nimetin devam etmesi,

-Daha da artmasına layık kılmasıdır.

وَمَن كَفَرَ فَإِنَّ اللَّهَ غَنِيٌّ حَمِيدٌ
"Kim de nankörlük ederse, şüphesiz ki Allah Ğani – Hamîd'dir."

Ğanî'dir, şükre muhtaç değildir. Hamîd'dir, kendisine hamd ü senada bulunan olmasa da, zâtında hamd ü senaya layıktır.Hamîd, "Mahmûd" yani "kendisine hamdedilen" anlamına da gelir. Bütün mahlukat hâl diliyle O'na hamdederler.









13

وَإِذْ قَالَ لُقْمَانُ لِابْنِهِ وَهُوَ يَعِظُهُ
"Hani Lokman, oğluna öğüt vererek şöyle demişti:"

يَا بُنَيَّ لَا تُشْرِكْ بِاللَّهِ
"Yavrucuğum! Allah'a şirk koşma!"

إِنَّ الشِّرْكَ لَظُلْمٌ عَظِيمٌ
"Çünkü şirk, elbette çok büyük bir zulümdür."

Çünkü şirk, bütün nimetler kendisinden gelenle, kendisinden hiçbir nimet gelmeyeni eşit kılmaktır.













14

وَوَصَّيْنَا الْإِنسَانَ بِوَالِدَيْهِ
"Biz insana, anne ve babasını (onlara itaati) tavsiye ettik."

حَمَلَتْهُ أُمُّهُ وَهْنًا عَلَى وَهْنٍ
"Annesi onu her gün biraz daha güçsüz düşerek karnında taşıdı."

✔️3- Kur'ân-ı Kerîm / Meâl / Tefsîr Okuyoruz 📚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin