+18
Resmen meydan okumuştu Yibo karşısındaki kendinden geçmiş adama. Yüzündeki o arsız ifade yerini daha da utanmaz tavırlara bürürken, ona attığı adımlarla Xiao Zhan'ı zorla geriye adım atmaya zorluyordu. Yibo bir adım attıkça Zhan bir adım geriye gidiyordu.
Sadece birkaç adım sonra gidecek bir yeri kalmayan adam sırtını duvara çarpmış,yüzüne vuran gerçeklikle aldığı derin nefesi verirken o sıcacık hava Yibo'nun yüzünü adeta okşamıştı.
Hala yüzünden silinmeyen o piçimsi sırıtışı bahşederken sağ elini duvara koymasıyla Zhan tamamen duvar ve Yibo arasında sıkışıp kalmıştı.
''Yolun sonu Xiao Zhan''
Attığı ufacık kahkaha geceyi aydınlatan güneş gibi adeta ışık saçarken, gözlerini kenetlediği yüzü hiç bir zerresini kaçırmamak,aklının en derinlerine kazımak için gözlerini bir saniye bile kırpmadan izliyordu.
Wang Yibo boşta kalan eliyle üstüne koyduğu penisi bir kez daha eli arasında sıkıştırmış, bir-iki hareketten sonra parmakları kasıklarından başlamış, orada zaman kaybetmeden vücudunda gezdirerek yukarıya doğru çıkarıyordu. Boşluk bulduğu t-shirtünün altından soktuğu eli göbek deliğinin etrafında daireler çizerken, titreyen bedeni ayakta durmakta bir hayli zorlanıyordu ki ellerini Yibo'nun omuzlarına koymuş, yere düşmemek için geniş omuzlardan destek almıştı.
Elleriyle yukarıya doğru çizdiği yolda sıyrılan t-shirtü tüm bedenini ortaya çıkarırken, sıcak eller altında kıvranan beden bir yandan titriyor bir yandan da aldığı hazla ağzından çıkan mırıltı şeklindeki inlemeleri hava karışıyordu.
Yibo'nun kulaklarına dolan inlemelerle beraber adını her haykırmasında hareketleri dahada cürretkar bir hale gelmişti.
''Yi..Yibo.boo''
Ses tonu onu günaha davet ederken yavaş yavaş kısılan sesi hareketlerinin daha da sertleşmesine neden olmuştu. Kendine hakim olmaya çalıştıkça karşındaki adamın görüntüsü onu hiç olmadığı kadar azdırmış,küçük hareketlerle ve kışkırtmalarla başlayan oyun yerini adeta büyük bir kumara bırakmıştı. Ya şuan gözlerini karartıp beraber olacaklardı ya da ellerini çekip arkasına bile bakmadan bu hale getirdiği adamı çatıda bırakıp gidecekti.
Xiao Zhan'ın başını geriye doğru eğmesiyle ortaya çıkan boynu Yibo'yu resmen davet ediyor,soğuk havada hissettiği hazdan terlemiş ve bu ter damlaları saç uçlarından başlayarak yüzünden boyuna doğru akıp ince bir yol çiziyordu. Adeta gözleriyle takip ettiği ter damlası onu o ince uzun boyuna dudaklarını gömmek, delicesine öpüp, emerek morartmak için kışkırtıyordu.
İnlemelere ve adının haykırılmasına dayanamayan Yibo sesli bir şekilde yutkunmuş,hemen ardından o ince boyun girintisine yüzünü gömmüş adeta gözü dönmüş bir canavar gibi öpüyor, ısırıyor onun canının acımasına aldırmadan emiyordu. Diliyle kulağının altından başlayıp boynuna kadar çizdiği ıslak yol ise nefes alışverişlerini daha da hızlandırmıştı.
Boynunun en ince yerleri emilmekten morun en koyu tonunu almış,verdiği acı tarif edilemezken aldığı zevk adeta onu başka diyarlara götürüyordu. Tek hareketle Yibo'nun yüzünü elleri arasına almış, gözü dönen adamın dudaklarına yapışmıştı. Öpüşleri başta nazik olsa da şimdi sertleşmiş, her ikiside sırayla dişleri arasına sıkıştırdığı et parçalarını ısırıyordu. Bir kaç ısırıktan sonra gelen kan tadına aldırış etmeden devam eden öpücüklerle etrafa yayılan sesler gecenin karanlığına çoktan karışmıştı.
Ensesinde hissettiği elle hafifçe titreyen Yibo,karşısındaki adamın beline sardığı ellerinin tutuşunu sertleştirmiş ani bir hareketle kendine doğru çektiği bedeni kendi kasıklarına bastırmıştı.