442.Ders Yâsin Sûresi 41-54

20 4 5
                                    

442. Ders :

23. Cüz, 36. Sûre, 442. Sayfa
Yâsin Sûresi
41-54. Âyet-i Kerîm'eler.

 بِسْــــــــــــــــمِ اللهِ الرَّحْمـٰـنِ الرَّحِيــــــمِ



41

وَآيَةٌ لَّهُمْ أَنَّا حَمَلْنَا ذُرِّيَّتَهُمْ فِي الْفُلْكِ الْمَشْحُونِ
"Onların nesillerini dolu gemide taşımamız da onlar için bir delildir."

Bundan murat şöyle durumlardır:

-Ticarete gönderdikleri evlâtları,

-Beraber oldukları çocukları ve kadınları. Zira, "zürriyet" kelimesi kadınlar hakkında kullanılır. Çünkü onlar, nesillerin bir nevi tarlalarıdır.

Ayette "nesillerini" şeklinde özel olarak ifade edilmesi, onların gemide yerleşmelerinin daha meşakkatli ve orada tutunmalarının daha hayret verici olmasındandır.

Denildi ki: "Dolu gemi"den murat, Hz. Nûh'un gemisidir. Buna göre, Allahın onları gemide taşıması, önceki atalarını taşıması manasına gelir. O ataların sulblerinde olanlar da, onların zürriyetleri, yani nesilleridir.[1>

Ayette "zürriyetlerini" kelimesinin tahsîsen zikri, nimet olarak nazara verilmesinin daha etkili ve daha ziyade hayret verici olması yönündendir. Ayrıca, bir vecizlik de söz konusudur.









42

وَخَلَقْنَا لَهُم مِّن مِّثْلِهِ مَا يَرْكَبُونَ
"Ve onlar için, o gemi gibi binecek şeyler yarattık."

"Mesela, deve gibi binekler yarattık." Nitekim deveye "kara gemisi" denilir.

Veya bundan murat, diğer gemi ve kayık çeşitleri de olabilir.[2>













43

وَإِن نَّشَأْ نُغْرِقْهُمْ

"Eğer dilesek onları suda boğarız."

فَلَا صَرِيخَ لَهُمْ
"Artık o zaman ne onların feryadına yetişen bulunur."

وَلَا هُمْ يُنقَذُونَ
"Ve ne de onlar kurtarılır."













44

إِلَّا رَحْمَةً مِّنَّا وَمَتَاعًا إِلَى حِينٍ
"Ancak tarafımızdan bir rahmet ve bir zamana kadar yaşatmak başka."

Ancak bir rahmet ve hayat ile faydalandırmak için, ecellerine kadar kendilerine bir süre verilir.











45

وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ اتَّقُوا مَا بَيْنَ أَيْدِيكُمْ وَمَا خَلْفَكُمْ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ
"Onlara:"Önünüzdekinden ve arkanızdakinden sakının ki size rahmet edilsin" denildiği zaman..."

"Önünüzdeki" derken daha önce meydana gelmiş olaylar, "arkanızdaki" derken de ahirette hazırlanan azaba dikkat çekilmektedir.

Veya "Gökten ve yerden önlerinde ve arkalarında olanları görmediler mi?" (Sebe, 9) ayetinde olduğu gibi, sema ve arzdan gelen felâketler olabilir.

Veya dünya ve ahiret azabı olabilir. Bunun aksi de düşünülebilir.[3>

Veya bundan murat, önceden yapılan günahlar ve sonradan yapılacak olan günahlardır.









✔️3- Kur'ân-ı Kerîm / Meâl / Tefsîr Okuyoruz 📚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin