Erikle başlayan hikayem mandalina ile son bulsun istedim.
Erik ağacı kesildiğinde umutlarım kesildi...
Mandalina ağacı dikildiğinde ise bileklerim kesilmiş olacak...Severdim aslında dünyayı , yaşamayı belki farkında olmayışımdan belki de umursamayışımdan. Severdim her bahar ananemlere gidip erik yemeği , dutla boyanmasını ellerimin.
Önce dutu kestiler sonra eriği tutunduğum her dal yavaşça göçüyordu bu dünyadan. Yedi yaşındaydım kesildiğinde umutlarım annem kardeşime hamile.
Kardeşim doğduktan bir ay sonra düştü babam o lanet evin lanet çatısından. Severdim babamı belki o da beni, on beş gün görmedim babamı komşularda akrabalarda kaldım. Babam iyileşip eve döndüğünde ona yaptığım geçmiş olsun kartına bakmadı bile. Gerçi ilk gördüğünde tanımadı bile beni. Değişti sonra babam bakmaz oldu gözüme, yapmaz oldu o kötü şakalarını, en acısı da sevmez oldu bizi ,annemi ablamı beni kardeşimi, gülüşlerimizin yankılandığı o evde kavgadan başka çıt çıkmaz oldu.
Dört yıl sonra kavgalardan kaçıp ona sığındığım son dayanağım, dedem, yumdu gözlerini bu dünyaya.
Üç yıl sonra başladı konuşmaya susmak bilmeyen zihnim. Kes diyordu durmadan ilk denemem iki bin on altı... Yapamadım ama susmadı da zihnim intihar fikri öyle yerleşti ki beynime çıkaramadım.
İki bin on sekiz, en yakın arkadaşıma, "ölürsem senden iki isteğim var: dolabımda bir kutu sana hatıra, mezarıma mandalina dik benim hatırıma."
