BÖLÜM 2

134 12 1
                                    

İLKNUR TEYZE AĞZINDAN : Cihattan haberi aldıktan sonra duvarlar üstüme üstüme geliyordu. O panikle taksi durağını nasıl aradığımı bile hatırlamıyorum. Soluğu takside aldiğımda neler olucağını düşünmeye başladım.

  Demire sahip çıkarmadığım için Savaş benim için çok önemliydi. İkisinde sahip çıkamadım. Eşim öldüğünden beri ikisinede ne annelik nede babalık görevimi yerine getiremedim. 1 dakikada aklımdan tonlarca şey geçiyordu. Bir yandan pişmanlık duyuyordum bir yandan da Savaş nasil olucak, neyi var? Aklimdan geçiyodum. Daha ne olduğunu bile bilmiyordum. Belki durumu çok kötüydü. Kötü şeyler olucakti belkide hiç bir şeyi yoktu. Tek bildiğim Savaş uyaninca öfkesine yenik düşüp bunu yapanın yanına bırakmıyacağıydı. Taksicinin sesiyle kendime geldim. Parayi verip kendimi hastaneye attım. Danışmaya art arda sorularla oğlumun nerde olduğunu öğrenmeye çalıştım. Kulaklarim uğulduyor sesleri duyamiyordum. Zar zor işittiğim oda numarasina doğru koşmaya başladım. Tam kolidora geldigimde o odadan üstü beyaz çarşafla kapatılmış ceset çıkıyordu. Vücudum artik bana itaat etmiyordu. Cesedin önüne geldiğimde kalbimde cümlelere dökemiyecegim şekilde acı hissettim. Ayaklarim attik beni taşımıyordu. İşte bu benim yıkıldiğim andı. Kafami kaldirdiğımda buraya doğru koşan bir aile gördüm. Destek alarak ayağa kalktiğımda oda numarasının 217 olduğunu değil de 213 olduğunu fark ettim. İçim huzurla doldu. Ama bu saniye sadece 2 saniye sürdü. Maktülün ailesinin acı suratını gördüğümde orda yatanın kendi oğlum olabileceğini düşündüm. Kendimi toparladiğımda kolidorun sonundaki odaya doğru yürüdüm. Kapiyi açıp Savaşı gördüğümde yeniden doğmus gibi olduğumu hissettim. Hayat bu sefer bize gülmüştü. Yavaşça Savaşın yanına gittiğimde ona ne olduğunu anlamaya çalışiyodum. Görünürde pek bişey yoktu. Baş ucuna oturup yıllardır benim için çalışan o ellerden tutup derin düşüncelere daldım.

      O kadar acizdim ki hiç bir zaman çocuklarımı istediğim gibi yaşatamadim. Hayat bize hiç gülmemişti hep sırtını dönmüştü. Hiç bir zaman çocuklarimin mürvetini göremicem. Bu hastalıkla fazla yaşiyacagimi düşünmüyorum. Hem yaşasam bile onların biriyle evleneceğini düşünmüyorum. Hangi anne istemezki oğullarının altına araba çekmek,ellerine telefon verip, güzel evlerde büyütmek.Ama benim kendime hayrım yok onlara nasıl olsun. Onlara verebildiğim tek şey SEVGİ.

      Düşüncelerimden Cihatla birlikte odaya giren hemşire ile kurtuldum. Hemşireye Savaşın durumunu sorduğumda "Gayet iyi" cevabını verdi.Bende biliyorum iyi  olduğunu ne olduğunu öğrenmeye çalışıyordum.Hemşire;"ufak bir yaralanma önemli bir şeyi yok birkaç saat içerisinde taburcu olur."dedi. Hemşirenin odadan çıkmasıyla birlikte Cihata neler olduğunu sormaya başladım. Cihatta bilmiyirdu ne olduğunu "Tesadüfen görüp hastaneye getirdim. Başka bir bildiğim yok Savaş uyandiğında ona sorariz." dedi.

    Savaş yavaş yavaş kendine gelmekle birlikte bişeyler mırıldanmya başladı.

Savaşın ağzından: Bana her ne bok verdilerse başım çatliyordu. Hafif doğrulmaya çalıştiğimda karnimdaki acıyla kasıldım. Karşımda annemle Cihati görmemle birlikte şok oldum. Ne boka geldilerse iyiydim ben. Sürekli bana iyimisin diye sormalarindan sıkıldım. Iyiydim işte. "Iyiyim iyiyim sormayın ikide bir turp gibiyim ben."  Acım vardı ama kimseye belli etmiyordum.  Bana acımalarını, üzülmelerini istemem. Taburcu saatini beklemeden kolumdaki serumu çıkarıp doğrulmaya çalışmamla birlikte annem ve cihatın koluma yapışmaları bir oldu. Kollarımı onlardan kurtarıp ayağa kalktım. Şu hastane kokusundan kurtulmak istiyordum artık. Çok bile kalmıştım. Annem beni durduramayacağını bildiği için üstümü giymeme yardim etti ve sonunda  o pislik yerden çıktık. Kızlara bakmayı özlemişim.

     Ağzımdaki şu ilaç tadını atmak için kantine dogru ilerledim. Kadından bir tane su istedim (rica etmek benim işim değildi). Ordan bir kız tost istedi. Kadın direk ona yönelerek tostunu hazırlamaya başladı. Kıza dönerek;

-Sıranı beklesene önce ben istemiştim niye atlıyosun.
+Duymadım senin istediğini.
-Niye sağırmısın ?
+Hıı hıı sağırım o yüzden senle konuşabiliyorum.

      Kantinciye dönerek hadi ya altı üstü bir tane su vericeksin.
+Ne bu atar?
-Sen daha afar görmemişsin.
+Senin yaptığın atar benim hoşuma gider.

   Kantinci suyumu verdi ve o lanet kızdan kurtdum sonunda. Arkada bekleyen annemlerin yanına gittim. Cihat az önce tartışdıgım kıza dalmıştı. Hadi gidelim dememe rağmen Cihat hala kendine gelemiyordu. Onu sarsmamla birlikte yüzume mal mal bakmaya başladı."Hadisene oğlum gidiyoruz"dedim.

Birinin ağzından ( Cihat veya Savaş): Egosu boyundan büyüktü. Acaba bu egoyu nasıl besliyo ? İşte böyle kızlar oldukça gelde sikme. Kaşıniyolar. Ama fena değildi gideri vardı. Masum birine benziyordu. Bi insan bu kadar tatlı bu kadar doğal olmayı nasıl beceriyo ? Saçlari bu kadar güzelse acaba kokusu nasıldır?  Sanırım aşık oluyorum.

SİZCE KİM AŞIK OLDU ?

BU FARKLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin