Episode / 21 - Final

1.1K 108 48
                                    

*İlk kurgumun final bölümüyle karşınızdayım 🥺

*çoooook uzun zamandır bu kurguya yb atmadığımın farkındayım ve bunun için özür dilerim

*çünkü

*aşırı meşgulüm bea, anca Thieves e atabiliyordum.

*neyseeee iyi okumalar muuah

Min Yoongi     

Balo günü Jungkook un odasında onu güzelce giydirmiş ve saçlarını özenle yapmıştım. Onu ikna etmekte epey zorlanmıştım ama sonunda beni kırmayarak kabul etmişti.

"Hyung saçımı yapmana veya bunları giymeme gerek var mıydı cidden?" Huysuz bir tonda mırıldandığında kaşlarımı çatmıştım. "Tabiki vardı. Baloya çapulcu gibi mi gitmek istiyorsun?"

İç çekip bir şey demediğinde yanağına kocaman bir öpücük kondurmuş ve, "Hadi geç olmadan seni bırakayım artık." Demiştim.

Başını onaylayarak sallamış ve ben önden aşağıya inerken o da arkamdam inmişti. Evden çıkıp arabaya bindiğimizde birkaç sokak boyunca sürmüş ve Jimin in evinin önünde durarak kornaya basmıştım.

Birkaç saniye sonra Jimin aceleci bir şekilde evinden çıkıp arabanın arka kısmına binmişti.

"Vaay Yoongi hyung, arabanı değiştirmişsin. Valla kıskandım ha. Aşırı güzel." Diye hayranlıkla arabayı süzdüğünde hafifçe gülmüş ve teşekkür etmiştim.

Bir süre sonra balonun yapılacağı salonun önünde durduğumda Jungkook emniyet kemerini açmıştı.

"Balo bitene kadar Hoseok un yanında olacağım. Bitince beni ara, sizi almaya geleceğim tamam mı?" Gülümseyerek konuştuğumda Jungkook başını olumlu anlamda sallamış ve Jimin ise, "Oh be taksiye para vermeyeceğiz." Demişti.

Onun bu söylediğine kıkırdayıp arabayı çalıştırarak oradan uzaklaşmış ve direkt olarak Hoseok la buluşacağımız tepeye doğru sürmeye başlamıştım.

Vardığımda ise arabayı köşeye park edip inmiş ve yerdeki örtünün üzerinde oturan Hoseok a gülümseyerek bakmıştım.

"Ben gelene kadar her şeyi halletmişsin." Mırıldandığımda o da gülümseyip yanını patpatlamıştı.

"Şarap aldım, seversin değil mi?" Sorduğu soruyla başımı olumlu anlamda sallayıp yanına oturmuş ve onun şarap kadehlerini dolduruşunu izlerken aptal aşıklar gibi gülümsemeye devam etmiştim.

"Hava soğuk esiyor, iyiki örtü getirmişim." Yanındaki örtüyü alıp açmış ve beni önüne oturtarak sırtımı kendi göğsüne yaslamıştı. Ardındansa örtüyü ikimizin üstüne sarıp kadehleri elimize tutuşturmuştu.

Başımı onun göğsüne sürtüp gökyüzündeki dolunayı izlemeye başladığımda ikimizde tek kelime bile etmiyorduk.

Hoseok kadehindeki şarabı bitirdikten sonra kadehi kenara koymuş ve elini siyah saçlarıma daldırıp okşamaya başlamıştı. "Şuan dünaynın en huzurlu adamı sayılabilirim."

Dediği şeyle kıkırdamış ve kendi kadehimi onun gibi kenara bırakıp ona doğru dönmüştüm. "İnan bana ben de aynı şeyi düşünüyorum."

Elini saçlarımdan çekip yanağımı okşamış ve ardından çenemi nazikçe tutup dudaklarımı minik bir öpücük kondurmuştu. Geri çekildiğinde ise huysuz bir tavırla dudak büzüp gözlerimi kapatmıştım. "Daha fazla öpücük istiyorum." Mızmızlanmamla sesli bir şekilde gülmüş ve bu da kaşlarımı çatıp gözlerimi geri açmama sebep olmuştu.

HAIRDRESSER / SOPEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin