Final

662 35 12
                                    

Büyük bir karmaşa halinde geçen tüm o anıları geri de bırakalı tam iki yıl olmuştu. Bu iki yıl boyunca geçmişime dair ne birileriyle konuşmuş ne de hiç kimseye gittiğim yerlerden bahsetmiştim. Varlığımdan haberdar olan tek kişi Damla olmuştu. Birkaç kez Hindistan' a uğramış daha sonra vaktimin çoğunu doğu karadeniz de herkesten uzakta, en iyi bildiğim sevdiğim, çocukluğumun geçtiği bu muhteşem topraklarda harcamıştım.

Hayat, bana geçen son yıllarda birçok şey öğretmişti. Sanki yaşanılanlar bir sarmal gibi hep birbirini takip ediyordu. Dedem, Nihat amcaya Nihat amca bana sonra ben Nihat amcaya derken süreğen bir hal almıştı. Şunu anladım ki geçmişte yaptığımız çoğu şey birgün farklı zamanlarda farklı kişilerce karşımıza çıkıyordu.

Dedemin yaptığı iyilik sayesinde Nihat amca benim elimden tutmuştu. Ben de vakti geldiginde ona yardım etmistim. Artık şunu çok iyi anlıyordum ki Nihat amcanın babamın ölümünde bir suçu yoktu. Olanlar bir kazaydı.

Belki de tüm bu olanlar bugüne dek yaşanılacak olanların habercisiydi. Ben sadece kendimi yaşanılanlardan sonra o kadar yorgun hissediyordum ki geçmişe dair olan her şeyi bir kenara bırakıp önüme geleceğe dair güzel umutlara bakmak istiyordum. Sanırım artık daha sakin ve huzurlu bir hayat yaşamak istiyordum.

En huzurlu hissettigim yerde her şeyin başı olan büyük hayallere yelken açtığım bu karadenizdi. Belki her şey eskisi gibi olmayacak anne ve babam yanımda olmayacaktı. Ama ben onların bana bıraktığı mirası geri de bırakmak yerine ona tutunup yeniden hayallerime yelken açmayı sürdürecektim.

Şu otuz yıllık hayatım boyunca sığdırdığım onca şeyi geride bırakıp kendime yeni bir hayatın kapılarını açmak aslında zor bir karar olmuştu. Ama alıştığım bir hayatı yaşamak benim için çok daha kolay olmuştu. Kendimi o kadar huzurlu ve mutlu hissediyordum ki sanki biri gelip bu mutluluğu çalacakmış gibi hissediyordum.

Kendim için yaptığım yayla daki evime çıkıp çocuklarla birlikte uçurtma uçurtmaya dalmışken bir an da aşağılarda gelen bir sesle geriye dönüp baktığımda birisinin benim adımı seslendiğini duymuştum.

"Asya."

"Çocuklar siz devam edin ben geliyorum."

Elimde ki uçurtmanın ipini çocuklardan birisine uzatıp tepeden aşağıya doğru ilerlerken bana yaklaşan yüzün yabancı olmadığını fark ettim. Yaklaştığımda bu gelen kişinin Bade olduğunu gördüm.

"Bade sen nasıl buldun beni?"

"Bekle biraz nefes alayım. Dağ başında ne işin var senin?"

"Bade unuttum sanırım ama ben buralarda büyüdüm. Tabi biraz adres değişikliği oldu ama ortam aynı sayılır. Da sen neden buradasın?"

"Kızım iki yıldır ne bir haber aldık ne de bir ize rastladık öldürdün beni meraktan. Neden kimseye haber vermeden çekip gittin öylece?"

"Sen önce gel bir eve gidelim. Dinlen biraz o sırada anlatırım. Hem çocuklarda beni bekliyorlar."

"Ne? Tamam. Hadi gidelim."

Bade' nin küçük klübeme çıkması için yardım ettikten sonra valizi ahşap klübemin balkonuna bıraktıktan sonra kanepeye oturup bir süre sohbet ettik.

"Eee Asya anlat bakalım eni bile görmeyecek kadar ne oldu böyle?"

"Aslında biliyor musun Bade sana da haber verecektim ama bir süre maceradan uzak tek başına kafa dinleyip kendimle baş başa vakit geçirebileceğim huzurlu bir yer arıyordum o kadar. Bana en iyi gelecek yerde çocukluğumu yaşadığım bu iklim oldu."

Operasyon: Mühendis (Tamamlandı.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin