Nisa Selin Elidemir
Gece üçte barışın ateşini kontrol etmeye kalktım. Yine yükselmişti uyandırmadan kollarından sıyrılıp aşağı mutfağa gidip sirkeli su ve bez alıp odaya çıktım. Tişörtünü çıkarttım, Bezide sıkıp alnına koydum soğuk olduğu için irkilip uyandı.
Barış:S-Selin.
Selin:Burdayım canım.
Diyerek elini sıktım diğer elimle de saçlarıyla oynayarak yeniden uyutmaya çalışıyordum.
Bezi birkaç kere değiştirdikten sonra ateşi düşmüştü tişörtünü giydirmeden yorganı üzerine örttüm ben de yanına sokulup kendimi yeniden uykuya bıraktım.
Uyandığımda barış hala uyuyordu ama ter içinde kalmıştı.
Selin:Barış.Hadi kalk sevgilim..
Barış homurdanarak uyandı.
Barış:Günaydın.
Selin:Günaydın. Nasılsın.
Barış:İyiiii.
Diyerek bana sokuldu.
Selin:Hadi sen duş al ben de yatağı toplayım.
Dediğimde barış yalandan öksürmeye başladı.
Barış:Güzelim bence sen yaptır.
Hafifçe omzuna vurup geri çekildim.
Selin:İyi alıştın hee. Hadi kalk.
Barış oflayarak banyoya girdiğinde ben de önce komidinin üzerindeki sirkeli su ve bezi mutfağa götürüp onları yerleştirdim sonra da gelip yatağı topladım. O sırada barış da banyodan çıkmış belinde havluyla yanıma gelmişti. Ve benim kalbim yine deli gibi atıyordu .
Selin:S-sen giyin, ben de k-kahvaltıyı hazırlıyım.
Diyerek kapıya yöneldiği de kolumdan tutup beni kapıyla arasına aldı.
Barış:Utanınca ayrı güzel oluyorsun biliyor musun.
Başımı boynuna gömüp bir süre orada kaldım.
Selin :Üstünü giyin sevgilim ateşin çıkacak yine.
Barış beni başıyla onaylayın a ben de kapıya dönüp açmaya çalışırken barış yine engelledi. Ona döndüğümde ne olduğunu anlamadan dudaklarıma yapıştı ben de yanaklarından tutarak karşılık veriyordum ama bu sefer çok farklı öpüyordu, sertti. Dudaklarımı bırakıp boynuma inerken izler bırakıyordu. Başını kaldırınca bu sefer ben onun boynuna geçtim. Durmamız gerektiğinin ikimiz de farkındaydık ama duramıyorduk.
Telefonumun çalmasıyla ayrılmak zorunda kaldık ikimiz de nefes nefeseydik. Telefonu açtım arayan emirdi.Selin:E-efendim.
Emir:Barış nasıl diycektimde. Noldu nefes nefese kalmışsın.
Selin:Yok ya, yok bişey sana öyle gelmiş.
Emir:Pek inanmadım da neyse. Ee barış nasıl.
Selin:İyi toparlandı bayağı.
Emir:Tamam canım sen pek müsait değilsin galiba ben sonra ararım.
Selin:Tamam görüşürüz.
Emir:Görüşürüz.
Telefonu kapatıp barışa baktığımda sırıtarak bana bakıyordu. Ben de gülerek başımı öne eğdim.
Barış:Bence çıkman lazım güzelim yoksa ben kendimi durduramıycam.
Dediğinde gözlerimi belerterek barışa baktım. Sonra başımla onaylayıp dudağına kısa bir öpücük bıraktım ve odadan çıktım.