"Eee kimseyi öldürmedin mi bugün?" Deliriçenin bed sesi koridorda yankılanırken nefesimi dışarıya verdim. "Merak etme o şerefe ilk sen nail olacaksın." Dedim yürürken. Deliriçe yüksek seste bir kahkaha atıp.
"İlk olamayacağımı sen de ben de çok iyi biliyoruz Su." Emre, duraksayıp bana baktı. "Gerçekten mi?" Diye fısıldadı sadece benim duyabileceğim bir seste. Onu duymamazlıktan gelip yürümeye devam ettim.
"Adın su mu ?" Diye devam etti ardından. Hızlıca ona döndüm. İlk önce etrafımı tarayıp tekrar Emre'ye döndüm. "Hayır! Adım Alev." Emre kafasını aşağı yukarı sallayıp "Anladım.. Adın Su" Emre'yi hemen ittirip "Bana bak! Deli olduğumu sakın unutma! Adım Alev dediysem Alev. O öldü anladın mı?" Ardından bir şey demesine izin vermeden merdivenlerden hızlıca indim.
Parmaklıkları açan gardiyan ile içeriye girdim. A bölümünden gelen çığlıklarla parmaklıklarına yaklaştım.
"Kapat çeneni ucube!" Devam eden ses ile parmaklıklara elimi geçirdim sertçe. Ses durmuyordu. Gittikçe yükseliyordu. Kafamın içinde öten alarm çanları, harekete geçmiş çığlığın susması için beni yönlendirmeye çalışıyorlardı.
"KES SESİNİ!" Parmaklıklara tekrar vurup "KES DEDİM SANA!" Kendimi kaybetmiş gibi hissediyordum tek isteğim sesin son bulmasıydı.
Sakin olmalısın Su..
Şeytan... geldi işte yine. Onun inine girdin aptal şey. Sana susmanı söyledim.Su orda mısın?
Duraksadım. Orada mıydım? Orası neresiydi peki? Ben neredeydim?Heyy suu.. Şeytanın melodik sesi kulaklarımda yankılanıyordu. Kafamı sertçe parmaklıklara geçirmem ile gerçekliğe döndüm.
SU??
"BENİM ADIM ALEV!!" Diye bağırdım demirliklerden içeriye doğru.Senin adın Su.. Demirlikleri sarsıp "ADIM ALEV!!" Diye bağırdım.
Biraz geçmişe gitmeye ne dersin Su? Gözünün önündeki lavları görüyor musun? Burası sence de sıcak değil mi?
Ellerimle kulaklarımı kapatıp "KES SESİNİ KES!"
Şşhh o bağırış kimin? Tanıdık gelmiyor mu sana? Gözünün önünde yanan paralar sana zevk veriyor su...
"KES! DUYMAK İSTEMİYORUM! SUS! SUS! SUS!" Şeytanın koluma dokunmasıyla gözlerimi kapatıp geriye çekildim. "DOKUNMA BANA DOKUNMA!" Şeytan, beni tutmaya çalışıyordu.
"BIRAK BENİ! BIRAK BIRAK" Kolumdan sertçe sarsılmamla gözlerimi açtım. Karşımda Emre korku dolu bakışlarıyla beni tutmaya çalışılıyordu. Kendimi yere bırakıp ağlamaya başladım.
Sanki bir daha hiç ağlayamayacakmışım gibi .. Kolumdaki acıyla, şeytan beni inine çekti. Karanlıktan korkan bedenim yorgun düşmüş, şeytana boyun eğiyordu..
**************
"İnanamıyorum abi gerçekten inanamıyorum. Herkes izliyordu kimse yardım etmiyordu ona." Bu şaşkın ses, Emre'ye aitti.
Çok yorgun hissediyordum gerçekten yorgun. Bu yorgunluk beden yorgunluğundan ziyade ruh yorgunluğuydu. Ruhum çok yorgundu. Saatlerdir uyuyor olmama rağmen hala yorgundum. Şeytan rüyalarımda beni 1 saniye olsun rahat bırakmamıştı. Benim rüyalarım uyanıkken gerçekleşiyordu hep. Uyurken sanki gerçek hayatı yaşıyor gibiydim.
"Burayı şikayet edeceğim. Umurumda değil 3 kuruş verdiği maaşı.. Bütün bakıcılar ellerini bağlamışlar kızın çığlıklarını dinliyorlardı. Eğer ben olmasaydım belki de kalp krizi geçirip ölecekti. Çıldıracağım bu kadar kolay olmamalı ! Bir insandan bu kadar kolay vaz geçilmemeli."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güherçile
Fiksi UmumGüherçile, anlamı buydu aslında her şeyin, bütün yaşadıklarımın, yaşayacaklarımın ve yaşayamadıklarımın. Barutla yan yana gelen patlayıcı bir madde benim de hayatım. Fakat benim hatam, maddeye barutla değil ateşle karşılık vermekti. Bütün hayatımı b...