Any | hyunlix

XVIII¦"Hiç Olmak İstemiyorum. "

kız justin bu şarkıyı any e mi yazdın LJSDDJDHSHSGS

bölümle aşırı uyumlu dnfjrkkrjrr

Ve ıhm, sizi azıcık👌rahatlatmaya karar verdim

Yorum yapanları istediği yerinden öpüyorum ;)

İyi okumlaaarrr :**

,

Justin Bieber, Let me love you

XVIII¦"Hiç olmak istemiyorum. "

Sırılsıklam aşkları filmlerde görüp içten içe özenen bir insan olduğumu es geçemezdim. Başroldeki kadın olma isteğimi, adamın o kadının gözlerinin içine bakarken rol icabı da olsa sevdiğini hissettirmesi, bakışlarıyla onu sıkıca sarması,

Öpmelere doyamaması,

Dokunuşlarıyla yakması,

Uzak duramaması..

Hep onu arzulaması,

Sürekli yanında olmasını istemesi,

Geceleri onun soluğuyla ısınması,

Yorulduğunda, elini tutması..

Yorulduğunda elini tutması.

Çok yorulmuştum ve bunun aklıma yatar hiçbir yanı yoktu. Kimi psikologlara göre aşk, hastalıktı. Kimine bilim adamına göre, yok oluştu. Kimine göre ise, hayatın ta kendisiydi. Bizim.. Bizim aşkımız neydi peki?

Bu duygu, bünyeme pek yabancı olmasa da, sanırım ilk defa bu kadar yıpratıcı, yoğun ve es geçilemezdi.

Es geçemiyordum, çünkü o da es geçmemişti. Kiminle öpüştüğümü umursamıyordu,

Arkadaşının tehditlerini umursamıyordu.

Sağlığını... Onu bile umursamıyordu.

Ya bizi, gerçekten de umursuyor muydu?

Nasıl olduğunu anlamamıştım. İnanın ki, fırtınasına nasıl kapıldığımı, inceden inceden içime nasıl böylesine derince kazındığını anlamamıştım. Şu anda tek anladığım şey,

Artık ya onunlaydım,

Ya da onunla.

" Bu doğru mu.." demiştim. Gözlerim, dayanma sınırına çoktan ulaştığından, yaşlarımı yanaklarıma yanaklarıma bırakıyor, enerjimi daha da çekiyordu sanki.

Çok yorulmuştum ve elini tutmaya ihtiyacım vardı.

"Bana.. a-aşık mısın?"

Kalbim boğazımdaydı.

Sorumla birlikte, irileşen irislerini aralanan dudakları da takip ederken sadece, evet, ya da, hayırlı o cevabı bekliyordum. İstediğim cevap belliydi.

En başından beri.

Fakat Hyunjin, sanki dünyanın en zor sorusunu sormuşum gibi direkt cevabı vermek yerine susuyor, parmakları belimi gittikçe daha da çok sıkıyordu.

Başım yana eğildi, kalbim bu sefer korkuyla atmaya başlarken hıçkırmış, "Hyunjin..?" diye fısıldamıştım yalvarırcasına. Sesim çatlamıştı. Çok sıkıyordum kendimi. Öyle çok sıkıyordum ki hem de, boynuna sarılan kollarım dahi kaskatı kesilmişti. "Cevap ver."