Dans Kraliçesi

158 16 59
                                    


15 Ekim, 1976

Alice, Lily'nin uzattığı şişeyi alıp kafasına dikti.

"Yuh. Bitirdin resmen." Lily uzanıp kaymak birasını elinden kaptı.

"Can sıkıntım yok olana kadar içmeye çalıştığım için kusura bakma. Siz ikiniz sınıf başkanı olduğunuzdan beri hayatımız %95 oranında daha da boktanlaştı." İki parmağıyla Remus ve Lily'i işaret etti kız.

"O kadar değil ya." dedi Mia. "Hayatımız zaten boktandı."

"Harbi, Alice haklı." dedi Sirius.

"Öz geçmişimi renklendirmek adına çaba sarf ettiğim için özür dilerim." dedi Lily. "Arada bir siz de geleceğiniz hakkında beş saniye kafa yorsanız fena olmazdı. Seneye mezun oluyoruz, hatırlatırım."

"Bu kadar kasmaya gerek yok, biraz anı yaşayacaksın güzelim." dedi Sirius.

"Sirius gün içinde ne yapacağını bile planlayamaz." dedi Remus. "Parmağındaki kurdele var ya. Donunu değiştirmeyi unutmamak için bağladı."

Sirius parmağındaki ipliğe baktı, sonra omzunu silkti. "Neyse ne. Ben yaşamımdan son derece memnunum. Geleceği planlamanın çok bir anlamı yok bence. Zaten buradan çıkar çıkmaz var ya... Ya mezarı boylarım ya hapse girerim."

"İkisini de senden erken yapacağıma bahse girerim." dedi Alice.

"Süper hedefler. On üstünden on veriyorum, hatta-" Lily'nin lafı bardaki kalabalığın coşkulu tezahüratı ile yarım kaldı, herkes dönüp onları bu kadar eğlendiren şeyin ne olduğunu görmek için etrafa bakındı.

Keşfetmeleri çok zaman almamıştı; Mary McDonald yuvarlak masalardan birinin üzerine çıkmış, gömleğinin bütün düğmelerini açmış, zorlukla dengede durmasına rağmen dans ediyordu. Yoğun istek üzerine gömleğini tamamen çıkarıp bir mendil gibi başının üzerinde sallamaya başladı.

Lily iç çekti. "Hangimiz indirmeliyiz onu sizce?"

"Marlene tabii ki," dedi Alice, fakat dönüp baktığında arkadaşını yerinde bulamadı. Onun nereye kaybolduğu da saniyeler içerisinde anlaşılmıştı, çünkü şimdi Marlene de Mary'nin yanında yerini almış, sırtını onunkine dayamış, hiç de seksi olmayan bir biçimde dans ediyordu.

"Süper." dedi Lily. "Şimdi gecenin sonunda şatoya sürüklememiz gereken kişi sayısı iki oldu."

"Şunu üç yap." dedi Sirius ve önündeki ateş viskisi şişesini kapıp kızların dans ettiği masaya yürümeye başladı.

"Vuhu! Yürü Pati." dedi James, seçimlerini destekleyen tek insan.

Sirius minnacık masada kendine zorlukla yer açarak dans etmeye başlamıştı, tezahürat yapan insanlar şimdi yuhalayarak onun inmesini bağırıyorlardı. Ağırlığıyla masayı devirmesine ramak kalmıştı. Birkaç kişi ona ellerindeki bira kapaklarını fırlatınca, Marlene ve Mary de onu iteklemeye başlayınca Sirius yere kapaklandı ve elindeki cam şişe binbir parçaya ayrıldı.

"Peki." Remus ellerini birbirine çarpıp ayağa kalktı. "Bizim yatma saatimiz gelmiş. Kusura bakmayın arkadaşlar, uykusu gelince şımarıyor bazen."

"Aah..." Sirius doğrulmaya çalışırken ellerine batan cam parçalarına baktı.

"Dokunma. Salak." Remus eğilip onu kollarının altından kavradı. "Bir yerine batacak. Uzaklaşalım, bana tutun."

"Nereye gidiyoruz ya?"Sirius kollarının arasından sıyrılmaya çalışıyordu. "İnsanlar beni istiyor, Aylak. Ben bir yıldızım. Tişörtümü çıkarttığımı görmek istiyorlar."

Alohomora | Çapulcular DönemiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin