Stay-Taekook (Omegaverse) (Askıda)

-3: What the hell was that?-

Taehyung

Kahvemden bir yudum alıp tekrar terasın kenarına koydum. Busan manzarasına bir kere daha göz attım. Yan tarafımda sigarasını içen adama baktım. Şirketin en seksi, en havalı adamıydı. Genel olarak şirkettekilere göre benden sonra geliyordu ama ben onu kendimden de üstün görüyordum. Onunla yatmak istemiştim ve başarmıştım da. Geçirdiğimiz harika bir gece olmuştu. Bilincim yerinde olmasa da çoğu şeyi hatırlıyordum. Jungkook'un vücudunu düşünmek bile beni tahrik etmeye yetiyordu. Ona karşı sadece cinsel arzum vardı ama o bana karşı gerçek duygulara sahipti. Bundan uzun süredir haberdardım çünkü anlamıştım. Her konuştuğumuzda suratımdansa dudaklarıma daha çok bakıp dudaklarını yalıyordu, herhangi bir yakınlıkta hafif kekelemeye ve terlemeye başlıyordu. Bana sunduğu duyguların gerçek olması incitiyordu çünkü ben aynı duyguları ona vermiyordum ve onun için ne kadar incitici olduğu acı bir şeydi.

"Ne kadar süre buradasın?" Sigrasının son dumanını üfleyip söndürdü. Bunu yaparken onu yan bakarak izlemeye çalışmıştım. Dumanı üflemesi bile seksi geliyordu artık bana.

"1-2 saat sanırsam. Jimin'in dosya arşivi ne kadar dağınık bilmiyorum." gülümsedim.

"Benim işim yarım saate biter gibi, istersen yardım edebilirim." bana doğru baktı. Ben de aynı şekilde ona baktım. Derin bir sessizlik oluştu. Gözlerini gözlerimden ayırmadı, ben de ayıramıyordum. O şekilde kaldığımız sürenin uzun olduğunu farkedip utanarak ensesini kaşıdı.

"Yani, eve daha çabuk gidebileceksem olabilir." başımı salladım.

Kahveden son bir yudum alıp bardağını çöpe attım. Jungkook da kahvesini eline alarak benimle birlikte aşağıya inmeye başladı. Aramız garipti ama ben normalleştirmek istiyordum. Jungkook için bu havanın normale dönmesi aşırı zordu bunun farkındaydım. Normale dönmek için uğraşıyordum ve normal arkadaş olarak da devam edecektik. Odaların olduğu kata gelince o Jimin'in odasına ben de kendi odama doğru ilerlemeye başladık. Paltomu askıma asıp kendimi masamın karşısındaki koltuğa attım. Gözlerimi kapattığım her an gözümün önüne onun eşsiz vücudu ve kafamda kesik kesik yer alan gece geliyordu. Bana çok aşıktı, çünkü hatırladığım yerlerde de dolu dolu tutku kokuyordu. Bunu hissetmemek için aptal olmak gerekirdi. Ah tanrım, onun vücudunu, öpüşünü ve bakışlarını tekrar hissetmek istiyorum. Yattığım yerden kalktım ve masama geçip kalan işlerimi halletmeye koyuldum.

***

Jungkook

"Orospu Jimin, bu ne dağınıklık? İnsan olan geldiği an yerleştirir bu hayvan olduğu için rastgele koyuyor." daha F bölümünü düzenlemeye yeni geçmiştim ama bir harf bitmek bilmiyordu ve ben de sinirimi Jimin'e söverek atmaya çalışıyordum.

"Yoongi ile bir ortak noktaları daha, boşuna birlikte değiller." kafamı kapıya doğru çevirdiğmde Taehyung'u görünce elimdeki dosyaları düşürmüştüm. Hızla eğilip toplamaya başladım. Tae de oradan yanıma gelip bana yardım etmeye koyuldu. Topladıktan sonra kalkıp sıraya dizmeye koyuldum. "Yapabileceğim bir şey var mı?" başımı sallayıp koltuğun üzerindeki dosyaları gösterdim.

"G harflerini alıp sıraya dizer misin acaba?" başını sallayıp eşyalarını kenara bıraktı ve ceketini çıkartıp koltuğa oturdu. Gömleğinin kollarını kıvırırken gözümü ondan alamamıştım. Çok asil, çok güzel, çok zarifti. sikeyim Harika bir şeydi bu çocuk. Tam bana doğru bakmak için kafasını çevirecekken dosyalara döndüm. Umarım görmemiştir yoksa çok pis rezil oldum.

"Sigarayı bırakacağını söylemiştin, devam ediyorsun bakıyorum." başımı salladım.

"Şu sıralar bana iyi gelen ikinci şey, pek niyetim yok yani." başını salladı.