KORUMA | bxb

Göl

30.10.2020

***

Mayomu giyip elime havlumu alıp odamdan çıktım. Aşağıya inip havuz kenarına indim. Deniz ve arkadaşları havuzda yüzüyorlardı. İğrenir bir bakış atıp yanlarından geçip yürümeye başladım.

''Doruk nereye gidiyorsun?'' Deniz'in bana sorduğu soruyla diğerleri de bana döndü.

''Göle gideceğim.''

''Iyy pis yerde yüzmeyi mi düşünüyorsun?'' Buse'nin söyledikleri ile burun kıvırdım. Sizden başka pislik mi vardı etrafta...

''Mikrop kaparsın Doruk.'' Seda'nın söyledikleriyle onlara döndüm.

''E havuza girsem yine mikrop kapacağım'' İlk anlamaz şekilde baktılar. Jeton düşünce su fırlatmaya başladılar.

''Gerizekalı!''

''Defol burdan!'' Kahkahalarla terk ettim orayı. Cihangir'in evine doğru gittim. Verandaya baktığımda kimse yoktu. Gidip kapıyı çaldım.

Biraz beklemeye başladım. İçerden konuşma sesleri geldi. Kapı açıldığında eşofman ve tişörtle çıktı karşıma. Adam böyle bile yakıyor bee...

''Doruk senin ne işin var burada?''

''Ne demek ne işin var. Sevgilimi-'' Cümlemi tamamlamadan eliyle ağzımı kapattı. Sonra telefona dönüp:

''Ben arayacağım seni Emir'' deyip telefonu kapatıp bana döndü. Emir diye biriyle konuşuyordu. O akşam konuştuğu kişi.

''Hayırdır. Bu havlu ne?''

''Göle gidip yüzeceğim hadi sen de gel.''

''Olmaz Doruk işim var. Sen de havuza gir. Kaybolursun şimdi.'' Sinirle kaşlarımı çattım. Hiç ilgilenmiyordu benimle. Her şey sevişene kadar mıydı?

''Bende Samet'e sorarım o zaman'' Arkamı dönmemle saymaya başladım. 1,2,3-

''Tamam bekle bekle. Baş belası.'' Gülüp içeriye girdi. Genişçe sırıtıp verandadaki sandalyeye oturdum. Birkaç dakika sonra şortu ve üzerindeki tişörtü ile çıktı.

''Hadi gel.'' Beraber ormana doğru gittik. Hâlâ ürküyordum burdan. Yanımda gelmesi iyi olmuştu.

Yaklaşık 20 dakika yürümeyle su sesi yaklaşmaya başlamıştı. Ağaçların ardından baktığımda suyu görmeye başlamıştım.

Gölün kenarına geldiğimizde havlumu yere serip eşyalarımı üzerine koydum. Tişörtümün eteklerinden tutup çıkardım. Terliklerimi çıkarıp suya girdim.

''Hadi Ciho gel su çok güzel''

''Ciho?'' Tek kaşını kaldırıp bana baktı. Gülerek ona su fırlattım.

''Bebeğim sen de bana takma isim takabilirsin Ciho.''

''Do... Do nasıl? Do, Re, Mi, Fa, Sol-''

''Ay sus yeter! Tamam sen takma.'' Kahkaha atıp tişörtünü çıkardı. Suya gidip yanıma gelmeye başladı. Gülerek geri geri gittim. Göğsüme kadar geldiğimde durdum. O da yanıma geldi. 

Dibime kadar geldiğinde kafamı kaldırıp yüzüne gülümseyerek baktım. O da bana gülüp dudaklarıma eğildi. Dudaklarımız birleştiğinde ufak ufak öpüşmeye başladık. Elini kaldırıp kafama doğru getirdi. Ensemden tutacağını sanmıştım ama bir anda kafamı suya sokması ile şok oldum. Sen görürsün şimdi Ciho!

Bir süre suda çırpındım. Sonra bilerek suyun altında da bir süre bekledim. Sudan çıkmadığımı görünce kollarımdan tutup çıkardı. Gözlerimi kapatmış bekliyordum. Endişeyle yüzüme bakıp tokat attı.

''Doruk! Doruk duyuyor musun beni? Doruk!'' Cevap vermeyince kucağına alıp sudan çıktı. Çimlere koyup yüzümü sarsmaya devam etti.

''Doruk korkutma beni cevap ver!'' Nefes alıp almadığımı kontrol ediyordu. Belli etmeden ufak ufak alıyordum ama tam dibimde olunca belli etmemek için nefesimi tutmuştum. Geberiyom lan!

Dudaklarıma yapışıp nefes vermeye başladı. Daha da nefessiz kalıp yüzüne öksürdüm.

''Dur la ölüyom!'' Biraz nefes almaya başlayınca yüzüne bakıp güldüm. Endişeli gözleri sinirli bakışlara dönmüştü.

''A-o'' Yerimden kalkıp göle koştum. O da yerden kalkıp bana doğru koşmaya başladı.

''Gel buraya!'' Çığlık ve kahkaha karışık bir şekilde göle uçtum. Arkamdan gelen Cihangir belimden tutup tekrar suya attı. Nefes nefes çıktığımda kahkaha atıyordu. Zıplayıp sırtına çıktım ve suya soktum. Tabii ben de üzerinde olunca bir miktar boğuldu.

Gülerek -arada boğularak- yüzmeye devam ettik. Bir ara kucağına çıkıp öpmeye başladım. Kalçamdan tutup destek verdi. Aleti kalçamı zorlamaya başlamıştı bile. Yiğidim bir sakin be...

Hafif hafif sürtünmeye başlamamla ağzımın için inledi. Suda biraz ilerleyerek göğsüne kadar geldi. Şortumu sıyırıp kucağında pozisyonumu düzeltti. Kendi mayosunu da sıyırıp içime girdi.

''Lan senin hazırlıktan haberin yok galiba!'' Acıyla inleyerek söylediklerime gülüm boynuma gömüldü. Hafif hafif hareket edince zevkle inledim. Belli bir ritim tutturmuştuk. Var ya biri bizi burda görse....

Aletim göbeğinde sıkışarak bile büyümeye devam ediyordu. Bir elimi boynundan çekip Doruksu ile ilgilendim. Sona geldiğimizde aynı anda boşaldı. Bir daha kimse burda suya girmesin. Bütün döllerimizi boşalttık.

Rahatlamayla kafasını geriye atıp soluklandı. Kollarımı hızla boynuna doladım. Çok mayışmıştım şuracıkta uyurdum valla.

Bana bakmaya başladığında ben de ona diktim gözlerimi.

''Çok güzelsin Doruk. Gerçek olmayacak gibi...''

''Güzel değil yakışıklı!'' Gülerek yüzümün her yerine öpücük kondurdu. Biraz daha yüzüp sudan çıktık. Havluya uzanıp soluklanmaya başladık. Elini başının altına koyup gökyüzüne bakmaya başladı. Kafamı ona çevirip sinsice sırıttım. Bana bakıp kaşlarını çattı.

''Aklından neler geçiyor senin?''

Sırıtmamı genişletip kucağına çıktım.

''Sıra bende.''

''Hayır hayır hayır! Aaa!!!''

*****

''Doruk mahvettin ulan beni!''

''Sen yaparken iyiydi. Azıcık topal yürü de göreyim seni'' Gülerek konuşmama göz devirip paytak paytak yürümeye başladı. Böyle bile seksiydi herif...

Evine geldiğimizde hâlâ gülüyordum. Verandaya ulaştığımda bekleyen birini gördüm. Bana bir bakış atıp Cihangir'e baktı.

''Emir!'' Demek Emir buydu. Şöyle bir süzdüm de yakışıklı adamdı. O da beni süzdü ama Cihangir'in ilk günkü inceleyen bakışlarını gördüm. Sanki bir şeyler ararmış gibi inceliyordu.

''Ne işin var burada?'' Cihangir'in sözleri ile ona döndüm.

''Telefonunu aradım ama ulaşamadım.''

''Evde unutmuşum.'' diyen Cihangir, arkadaşının yanına gidip selamlaştı. Bana endişeyle bakıp kafasını kaşıdı. Beklentiyle ona baktığım esnada Emir denen adam Cihangir'i süzdü.

''Sen neden böyle yürüyorsun? Bir şey mi oldu?''

''Iıı şey... Düştüm'' Kıkırdayıp ağzımı kapatmam ile bana döndü ikisi de. Bozuntuya vermeden etrafımı izlemeye başladım.

''Sen neden geldin Emir?''

''Konuşmamız lazım.'' deyip bana baktı. Anladık istemiyorsun beni. Hıh!

''İyi ben gideyim o zaman aşk- akşam görüşürüz Cihangir'' dedim anında toparlayarak.

''Görüşürüz Doruk'' El sallayıp Emir'e kafa selamı verip eve doğru yürüdüm. Kimdi ulan bu? Cihangir arkadaşım demişti ama bana bir şüpheli gelmişti. Zaten son zamanlarda olan her şey şüpheli geliyordu. Göreceğiz bakalım. Yakında çıkar kokusu...