38. Masal

1.2K 27 14
                                    

Yamaç Efsun'un gözlerinin içine bakıyordu. Efsun'un elleri Yamaç'ın tenindeydi. Bir eli saçlarını okşarken, diğeri de yüzünden ayrılmıyordu.

~

"Bir varmış bir yokmuş...
Babasının emanetini taşıyan ağaç'la konuşan avcı, ona yardım etmek istemiş. Elindeki taşı çekmiş almış zorla.
Adam vermek istememiş, gözlerinden yaş gelmiş.

"Zamanı değil", demiş avcı.
"Neyin zamanı değil ?" diye sormuş adam.

Avcı ona anlatmış.
"İlerde bu taşı eline almak zorunda kalabilirsin. Fakat şu an bırakmazsan eğer ilerde alamazsın" diye anlatmış.
Yani babasının emanetini koruyamaz diye.
Adam en sonunda ikna olmuştu.

Avcı ona yardım etmişti. Ağaç olan adam zor yürüyordu. Avcı yardım etmişti. Yürüdükçe bacakları açılıp üzerinde yapraklar dökülüyordu. Bir mucize gibi ağaç kendine geliyordu... İnsan olarak.

Avcı 1-2 gün kaldıktan sonra gitmişti. Bu iki gün boyunca hayatla alakalı bilgiler vermişti... Tekrardan "insan" olarak yaşayabilmesi için.
Adam evin içini ve etrafını temizliyordu. Artık eskisi gibiydi o ev.

Huzurlu bir şekilde bir kaç hafta geçmişti. Sonra bir gün ani bir şekilde bir ses gelmişti. Kadın sessiydi. Derinlerden gelen farklı bir aurası vardı.
Adam sese hayran olmuştu onu hiç görmeden.
Karar vermişti.
Gelen sese gidecekti. Üzerine evde bulduğu bir tüfeği yanına almıştı ve ilerliyordu. Hayran olmasına rağmen temkinli davranıyordu.

Bir alana vardığında ses durmuştu. Adam kimseyi göremiyordu. Ta ki uzakta bir kadın'ın durduğunu görene kadar. Güneşin ışıkları uzun saçlarının üzerine doğmuştu adeta. Altın gibi parlıyordu saçları. Arkası dönüktü. Yüzünü göremiyordu.

Adam yavaşca ilerliyordu elinde tüfeğiyle.
Yaklaştığında "Kimsin sen ?" diye seslenmişti.

Kadın sessizdi. Sonra ani bir hareket ile ona dönmüştü ve artık yüz yüzeydiler.
"Bilmem... Kimim ben ?"diye cevap vermişti.

Adam güzelliğine hayran kalmıştı. Konuşamıyordu. Sadece ona bakıyordu. Elindeki tüfeğini indirmişti.

"Ben bu ormanda doğdum büyüdüm. Orman'a aitim... Sadece onu biliyorum" demişti kadın.

Adam sesine, gözlerine öyle hayran kalmıştı ki onun yanına daha çok yaklaşıyordu.

"Yaklaşma !" diye uyarmıştı kadın.
Ama adam onu dinlememişti.
Yaklaştığı anda ayağı avcıların kurduğu bir tuzağa takılmıştı.
Acıdan inlemişti adam. Kadın telaşlı bir şekilde yanına yaklaşarak onu kurtarmıştı.
Sonra elleriyle adamın yara olan ayağını okşamıştı. Yara mucizevi bir şekilde geçmişti. İyileşmişti. Hissettiği acı aniden kaybolmuştu. Kadın ise ona dokunduğunda en mutlu anına gitmişti.

"Ellerinde ne var ?" diye sormuştu adam.
Kadın cevap vermemişti.

"Diğerleri gibi bana zarar mı vermeye çalışacaksın ?" diye sormuştu.

Kendimden geçtim, senden asla...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin