BÖLÜM 22

382 43 155
                                    

Bu bölüm de Yorumlarını istiyorum :) LÜTFEN.... Hiç yorum yapmayıp oy verenler de dahil benim hoşuma yorumlarınız gidiyor verdiğiniz Oy'lar değil :(( 



Aşkın Böylesi

....

'Ait olduğun yeri bilene kadar gelme...'

Bir hafta boyunca beynimde yankılanan tek cümle bu olmuştu. Boş bakışlarımı Tv de gezdirirken yorgun bedenimle koltuğa yaslanıp öylece durdum. Hareketsiz, ölü gibi...

Hala söyledikleri beynimi delip geçerken ne yapacağımı bilmemek... beni daha da deli ediyordu. Derin bir nefes alıp bakışlarımı Tv deki reklamdan tavana dikerken yine başım ağrımaya başlamıştı.

Bana, ait olduğun yeri bilene kadar gelme demişti. Peki ya ne demek istemişti, ben ait olduğum yeri bilmiyor muydum?

Gözlerimi kapatıp alnımı parmaklarımla ovuşturdum. Son konuşmamızın ardından geçen 1 hafta olmuştu ve onun gidişinin üstünden neredeyse 1 ay geçmişti. Ve ben... onu çok özlemiştim.

Bunu, sesini duyduğum andan itibaren anlamıştım ama iş işten çoktan geçmişti bile. Ve ben, şimdi ne yapacağımı bilmiyordum. Kapalı gözlerimi açarken alnımı ovaladığım kolumdaki saate baktığımda öğle 14:32 yi gösteriyordu.

Ya günler çok hızlı geçiyordu ya da ben günlerin nasıl geçtiğini bilmiyordum. Gözlerimi kapatacağım sırada zilin çalmasıyla başımı kaldırıp kapıya baktım. Bu saatte kim gelmiş olabilirdi ki.

Yerimden kalkıp kapıya ilerlerken '' Jungkook, elim dolu kapıya baka mısın?'' annemin talimatına gülümserken kapıyı açıp gelene baktım. SeokJin amcayı görmeyi beklemiyordum, yüzümdeki gülümseme zoraki gülümsemeye dönüşürken kalbime giren ağrıyla bakışlarımı kaçırdım.

Kendimi suçlu gibi hissediyordum ki öyleydim.

''merhaba Jungkook...'' bakışlarımı kısılmış gözlere çevirirken başımı yavaşça sallayıp kapının önünden geçmesi için çekildim. Konuşacak ne gücüm ne de yüzüm vardı.

İçeri geçerken arkamdan kapıyı kapatıp ona salona kadar eşlik ettim ama arkasından. Yüzüne bakacak yüzüm yoktu, oğlu benim yüzümden benden ve ailesinden uzaklaşırken ona bakacak yüzüm bile yoktu.

İlk defa kendimi bu kadar güçsüz hissediyordum.

Koltuklardan birisine oturup açık televizyonu izlerken çaprazındaki yere geçip oturdum. Ona bakmaya bile çekinirken hastane saatinde neden burada olduğunu sormak istesem de soramadım ve bakışlarımı ondan olabildiğince başka yerlerde gezdirdim.

Annem gelene kadar.

Elindeki meyve tabaklarıyla gelip SeokJin amcanın yanına otururken bakışlarımı utanarak Jin amca da gezdirdim.

'' hoş geldin SeokJin''

''sana da merhaba Jimin, nasılsın...''

''her zaman ki halimdeyim işte... şey, Taehyung nasıl'' bakışlarımı Jin amcadan çekip anneme çevirirken sanki düşüncelerimi okumuş gibi bu soruyu sorması beni sevindirmişti. Bakışlarımı zorlukla Jin amcaya çevirirken beni izlerken yakalamak... yerimden kıpırdanmama sebep olmuştu.

''gayet iyi, yani bugün okula sınavların tarihlerini öğrenmek için gidecekti. Ne kadar raporu olduğunu söylesem de sadece sınavlara gireceğini söyleyip beni dinlemedi. Eskisinden de iyi gibi gözüküyor yakında dönebilir...'' derken bakışlarını üzerimde yarı beni suçlayan yarı bana üzülen bakışları olurken dudağımın kenarı yukarıya doğru bükülmüştü.

AŞKIN BÖYLESİ ( BTS ver. 2 )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin