Yazar notu: Namjoon'u vücut çalışması bittikten sonra tişörtsüz görme hayali olanlar kaç kişiyiz bakem
Jin
"Pas ver!" Saem'e hızlıca elimdeki topu fırlattım. Hızlıca yakalayıp potaya attı. Basket atınca sevinçle bağırıp havadan ikili beşlik çaktık.
Zamanın dolma sesi gelince hep birlikte soyunma odasına doğru gitmeye başladık. Giderken de şakalaşıyorduk. Şirketten birkaç kişi ile bir basketbol takımı kurmuştuk ve hep birlikte şirketin yanındaki spor salonuna gidiyorduk. Her çarşamba birlikte oynuyorduk. Jungkook, Jimin ve Hoseok basketbol dışı sporları tercih ettiği için takıma alamamıştım. Çok inatçı arkadaşlarım var. Aslında çok iyi basketbol oynayabilirler ama oynamıyorlar. Yok Jimin bacaklarım zorlanıyor ağrıyor diyor, Jungkook zaten fitness yapıyor hiç zamanı yok. Hoseok da işi ve bebeği nedeniyle gelemiyor, onlar olmasa da bir bahane bulurdu. Jin büyük diye sıkıcı oluyor. Şu an takımımdakiler 25-28 yaş arası. Yaşıtları aslında ama yok ben sıkıcıyım. Evet en iyi arkadaşlarıma aşırı sinirimi boşveriyorum. Soyunma odasında herkes işini hızlıca bitirip gidiyordu. Ben ise biraz daha geç çıkıyordum, işlerimi özenli yapma takıntım var.
"Geçmiş olsun." kafamı kapıya çevirdiğimde Namjoon'u görmem elimdeki havluyu düşürmeme sebep olmuştu.
"Sağol." havluyu alıp katlamaya başladım.
"Tenis günümüzü bugüne çekmişler. Koç hastaymış." normalde Cuma geliyorlardı.
"Ona da geçmiş olsun. Yazık olmuş." başını salladı.
Çantamı kapatıp tam çıkmak için arkamı döndüğümde Namjoon tişörtünü çıkarmaya başladı. Geçen seneden beri kas yapıyordu ve bu sene tamamlamıştı. Vücudunun gelişmişliği beni şaşırtırken arkasını döndüğünde gördüğüm sırt kasları beni ağlatacak cinsten harikalardı. Kollarına zaten lafım yok takım elbiseden görünüşü bile aşırı seksi oluyor. Bacak kaslarına da yorum bile yapamıyorum. Namjoon un insan olmadığını düşünüyorum çünkü bu kadar eşsiz, harika ve kusursuz bir vücuda sahip olunamazdı. Tam arkasını dönecekken korkup küçük bir çığlık attım. Noldu gibisinden yüzüme baktı.
"Hamam böceği geçti yanımdan." etrafına bakındı. "Özür dilerim sadece saç topağıymış." güldü. "Her neyse gitmem lazım. Kolay gelsin."
"Teşekkür ederim, görüşürüz." lafına başlarken vücudunu germeye başladı. Bu sefer duygularımı dışa vuracağımı anladığım için adeta koşarak dışarıya çıktım.
Salonun dışına geldiğimde soluklanmaya başladım. Etrafıma baktığımda kimseyi göremesem de hızlıca toparlanıp arabamın yanına geldim. Namjoon'u tişörtsüz ilk defa görmüştüm. Sikeyim harika bir adamdı. Bu adamdan cidden hoşlanıyordum. Hoşlanmadan fazlası olmamasını istiyordum çünkü çok iyi arkadaştık ve bunun bozulmasını istemiyordum. Hep vücudunun harikalığından kişiliğinin harikalığını unutuyordum. Her ay düzenli olarak bir hayır işi yapardı. Bunu çok az insan biliyordu. Ben de tesadüfen bir ay denk gelmiştim. Hayır yaptığı kişi de onun arkasından baktığımda bana 'Çok iyi niyetli bir insan değil mi? Her ay gelir. Çok severiz Bay Kim'i.' demişti. Bunu duyduğum gece duygusallaşıp ağlamıştım. Ah Namjoon, ne kadar da harika bir insansın. Gelecekteki eşin ve çocukların aşırı şanslı olacak. Telefonumun çalması ile hırkamın cebinden çıkartıp arabanın kapısını açtım. Arayan Hoseok'tu. Çantamı yan koltuğa atıp arabaya bindikten sonra cevapladım.
"Efendim Hoseok."
"Şey diyecektim acil toplantım çıktı da boşsan Haneul'a bakabilir misin?" bakmaya gitmek istiyordum çünkü sürekli işim olduğu için Haneul ile düzgün bir vakit geçirmem olmamıştı. Ve yine işim vardı ve bu da benim sinirlerimi bozmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stay-Taekook (Omegaverse) (Askıda)
FanficKim Taehyung: Şirketçe en seksi ve yakışıklı adamdı. Jeon Jungkook, kendini onun cazibesine en çok kaptıran kişiydi. Taehyung kendinden bile üstün görüyordu Jungkook'u. Jungkook onunla hayatını geçirmeyi hayal ederken Taehyung ise onunla sadece bir...