Söylenilen sözler mi daha tesirlidir, yoksa davranışlar mı? Birinin 'Seni seviyorum' demesi sahiden bizi sevdiğini mi gösterir? Duymaktan ziyade hissetmeye ehemmiyet verirdim her daim. Lâkin zamanı onunla geçirdikçe anladım ki insan sevgi dilendiği birinden ne görse ve ne duysa bunu sanki ilahi bir serzenişmiş gibi algılıyor. Ben bunu biliyorum. Bu kutsallıktan artık haberim var.İnci için o gece tam manasıyla huzurun adıydı. Muzaffer'in kolları arasında sabahlayan İnci'nin kalbinde saadetin tanımı değişmişti artık. Saadet; benim seni dilediğim yer ve zamanda senin de beni aynı şevk ve ihtirasla dilemendir.
Leyla, sabahın ilk ışıklarının odaya sızmasıyla gözlerini hafif hafif aramalaya başladı. Uyanır uyanmaz hemen yanında yatan Fatin'i gözünün alabildiğine süzerek derin bir 'oh' çekti. İçinden yatağa çizilmiş gibi diye geçirdi. Hala yanıbaşında uyuyan Fatin'i alnından usulca öpüp uyandırmadan yataktan kalktı. Sabahlığını kıvrak hareketlerle üzerine geçirip odadan ayrıldı. Uyuduğunu düşündüğü İnci'nin odasına sessizce girerek karşılaştığı manzara ile bir anda neye uğradığını şaşırdı. Muzaffer'in kollarında huzurla uyuyan İnci'nin yüzüne usulca baktı. Uykuda olsa bile yüzündeki ifade ne kadar da mesut olduğunun kanıtı gibiydi. İnci'nin bu hali onu mutlu etmişti etmesine ama bir yandan da endişenin sivri pençeleri yüreğine yüreğine vuruluyordu. Ne yapacağını, nasıl yapacağını şaşırmış halde yatak odalarına döndü. Fatin uyanmış, şaşkın gözlerle yanında yattığını sandığı Leyla'yı arıyordu.
"Günaydın Fatin'ciğim."
"Günaydın yavrum, erkencisin."
"Uyku tutmadı."
"Gece de döndün durdun hep yatakta."
"Uyutmadım seni, özür dilerim."
"Hayır canım, ziyanı yok. Sadece..."
"Bir şey yok Fatin."
"Öyleyse niçin yokmuş gibi davranamıyorsun Leyla?"
"Sahiden yok. Evhamlanma boşu boşuna."
"Hasta falan mısın? Bak, eğer öyleyse söyle bana rica ediyorum. Hem hekime de görünmedin zaten."
Leyla, odayı adımlayarak sırtını yatak başlığına yaslayıp doğrulmuş Fatin'in kucağına oturup dudaklarına küçük bir buse kondurdu.
"Endişeye mahal yok..."
"Ben işimi kış tutayım yaz çıkarsa bahtıma demişler. Sen de öyle ya da böyle o doktora gideceksin hanımefendi. Arzu edersen Nejat Bey baksın, ha?"
"Ay yok canım..."
"Hem o gece de çok ilgilendi sağ olsun."
"Hatırlatma şu geceyi rica ederim! Hadi kalk da kahvaltıya inelim bir an evvel."
"Hiç kalkamam efendim, kusura bakmayın."
"A a a nedenmiş o?"
Fatin, imalı bir gülüşle;
"Kucağımda oturuyorsun da ondan." diyerek Leyla'yı tuttuğu gibi yatağa yatırıp gözlerinin içine baktı.Leyla, biraz utangaç, biraz endişeli, biraz da halinden memnun bir sesle;
"Şimdi de sen benim kucağımdasın sanki..."
"Sanki değil, gayet öyleyim ve bundan da oldukça memnunum."
"Bu memnuniyetinizi bozmak istemem Fatin Beyciğim lâkin sabah sabah da pek münasip değil gibi sanki."
"Canım böyle şeylerin gecesi gündüzü mü olur?"
"Ev ahalisi uyandı Fatin. Şimdi bir duyan gören olur. Hoş mu canım?"