Bölüm-30

1.5K 88 1
                                    


Lady'nin evine girerken göz yaşlarımı dindirmeye çalıştım. Bu alışabileceğim bir durum değildi. İçeri girdiğimde duvardan destek alıp ayakta zor duran Lady'i gördüm. Nasıl bu hale geldi? Daha birkaç gün önce sapasağlamdı.

''Lady!" diye cırlayıp yanına koştum, ve ona yardım ettim.

Minik bir öksürük kaçmıştı ağızından. Sırtını dikleyerek kollarımdan yavaşça sıyrıldı. Derin, derin nefesler veriyordu.

''Neden geldin?''

''Alex öleceğini söyledi." dedim.

''Evet, vaktim gelmiş Bella. Artık, hatta şuan da son nefeslerimi veriyorum."

''Yalan söylüyorsun. Alex ve beni barıştırmak için böyle söylüyorsun." Göz yaşlarım tekrar fazlalaştı. Gerçekten kötüydü ama sadece kendimi kandırıyordum.

''Hayır Bella bunu yapmaya çalışmıyoru--'' Bir an lafı bölündü çünkü yere düşmüştü. Hızlıca yanına gittim ve elini sıkıca tuttum.

''Lady sen--'' Lanet olsun söyleyemiyordum.

''Bu hayatın kuralı Bella. Siz vampirler ölümsüz olabilirsiniz ama biz büyücüler sizin gibi değiliz." Boğazım düğümleniyordu.

''Evet bunu biliyorum!''yanağımdan akan göz yaşı onun yanağına damladı.

''Bak kızım; bunu sana daha önce söyleyecektim ama nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum. Artık vaktim geldi ve şuan son kez gördüğüm kişi tek sen olduğun için rahatça kendimi tanrıya teslim edebileceğim.'' Bunlar beni ağlamaya zorlayan sözler. Korumaya çalışırken, onu yordum ve şimdi kaybediyordum.

''Sana asamı vermek istiyorum. Bunun içinde sadece bir sihri gerçekleştirebilecek değerinde kadar var. Ve bu sihir herhangi bir şey olabilir. Ne olursa olsun'' dedi ve asasını parmağıyla bana gösterdi.

''Bunu neden bana veriyorsun?''

''Çünkü güvenebileceğim. Ve bu son hakkı en iyi kullanabilecek kişi sensin." dedi ve ben bir süre bakışlarımı asaya odakladım. Tekrar Lady'e döndüğümde gözleri kapanmaya başlıyordu.

''Lady sakın!'' Hayır! Gitmeyecekti. Ellerim titriyordu.

''Şunu sakın unutma. Sen benim doğurmadığım kızımsın. Seni ben doğurmadım ama seni hep kızım gibi gördüm.'' Nefesimi tutuyordum ve hala ağlıyordum.

''Ailene sahip çık ve şunu unutma bu bir veda değil. Bedenim yanınızda olmayabilirim, ama ruhum hep sizinle kızım. Sizi seviyorum." dedi ve gözlerini bir süre tavana dikip mavişleri bir anda siyaha döndü. Ve gözleri kapandı.

Bir an kendi kendine havalandı. Karnında oluşan ışıklar sayesinden tekrar gözlerini açtı ve yukarı baktı içinden bir ışık dışarı süzüldüğünde bunun ruhu olduğunu anladım. Sonra bir anda bedenide ortadan kayboldu.

''HAYIR!!'' diye evreni sarsacak bir çığlık attım. Başım acayip dönüyordu ve göz renklerim değişiyordu.

Halton'ın Ağızından

Salonda Danny ile oynarken bir anda Bella'nın koca çığlığını duydum. Bu evi sallamıştı. Asıl tuhaf olan başım dönüyordu, dişlerim bir büyüyor bir küçülüyordu. Ally yanıma sürüne sürüne geliyordu.

''Baba kendimi iyi hissetmiyorum.'' dediğinde yanına gittim ve ona destek verdim.

''Bende kızım. Sen hemen kardeşinin yanına geç.'' Dışarıdan gelen şimşekler beni ürkütüyordu.

Pencereden baktığımda hem şimşek çakıyordu hem de kar yağıyordu. Bu çok tuhaf. Daha sabah güneş vardı.

Birkaç dakika sonra Bella evin içerisinde belirdi.bGözleri ağlamaktan kızarmıştı. Elinde Lady'nin asası ve büyü kitabı vardı. Hızlıca yanına gittim ve onu koltuğa otutturdum.

''Bella ne oldu?'' Bakışları düz karşıya bakıyordu. Vampirler şok geçirir mi?

''O öldü Halton.'' O an taş kesilmiştim. Lady nasıl ölür? Bu söylediği benimde gözlerimi dolduracaktı.

''B-Bu imkansız!''

''O bizim için geçerli bir kelime. Büyücüler için değil.'' Tekrar ağlıyordu. Zaten gözleri geldiğinden beri yaşlıydı.

Onu böyle görmek içimi acıtıyordu. Ona şimdi destek olmam gerekti. Kocası olarak bu görev bana ait. Lady'i bende çok seviyordum. En zor günümüzde yanımızda olmuştu. Bella'ya sıkıca sarılıp saçlarına minik bir öpücük kondurdum. Kollarımı sıktığında derimi çiğnediğini fark ettim.

''Halton nasıl dayanacağım ben buna?'' dediğinde yanağımdan bir damla göz yaşı aktı. Yanından kalkıp önüne geçtim. Diz çöktüm ve yaşlı gözlerini benimkilerle buluşturdum.

''Dayanacaksın! Sen güçlüsün, bu zamana kadar biz neler atlattık, bunlarıda atlatacağız...birlikte.'' deyip elini tuttum. Bir süre gözlerimin içine baktı ve sonra tekrar ağlamaklı bir yüzle bana sarıldı. Açıkçası bende dayanamıyordum.

Biz birbirimize sarılırken sırtımızda ve üstümüzde baskı hissettik. Minik oğlum ve cadı kızım da bize sarılmışlardı. Hepimiz uzunca birbirmize sarılmıştık. Böyle bir aileye sahip olduğum için çok şanslıyım.

Bella'nın Ağızından

Bu sarılma bana biraz da olsa iyi gelmişti. Ailemin mutlu kolları bana destek veriyordu. Onların bana verdikleri bu destek karşılığında benim de bir hediyem olmalıydı. Hepsinin kollarından sıyrılıp yüzlerine baktım.

''Size şimdi çok önemli bir şey soracağım.'' dedim ve Halton lafa girdi.

''Söyle sevgilim?'' dediğinde derin bir nefes aldım.

''İnsan olmayı ister miydiniz?''

''NE!?'' dediler hepsi aynı anda ve gülmeye başladılar.

''Tabii ki isteriz. Bunu herkesten çok isteriz.'' dediklerinde gülümsemeye başladım. Onların neden bunları istedikleri belli. O hayata alıştılar ve insanlardan uzak yaşamak zorunda kaldılar. Geri dönüp, fani mücadelesine devam etmek istiyorlar.

''O zaman yarın dönüştürdüğüm herkesi toplayın. Son bir görevimiz var!''

Vampir KarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin