Bölüm 5- DENK GELEN BAKIŞLAR

126 96 7
                                    

🧚🏼‍♀️

•~• Soğuk bir kış gününü bazıları için güzelleştiren, bazıları için öldüren yağmurlar vardır. Gökyüzü parçalanırcasına uğuldayarak can çekişirken, yıldırımları yanaklarından süzülerek yeryüzüne düşer. Kimi zaman kimseye ve hiçbir canlıya zarar vermeden. Kimi zaman ise aralarında çekim bulunduğu düşünülen ağaçlara düşüp, onları yerle bir ederek.

<> Bu kara harelerden düşen yıldırımlar daha yeryüzüne ulaşmadan ortalığı yerle bir edebilirdi.

•••

~Az önce yapılan moral konuşmasına rağmen kalbim tekrar boğuluyormuş gibi çırpınmaya başladı. Nefes alışlarım ritimsizleşirken herkes benim dudaklarımın arasından çıkacak cümleleri merakla bekliyordu. Bu haldeyken kekelemeden konuşabilirsem eğer mutluluktan çığlık atabilirdim. Dudaklarımı araladım ama konuşmak için değil, derin nefesler alarak konuşmama hazırlanmak için. 'Sakin ol Hazal'

Gözlerimi yumdum ve onlara neler söylemem gerektiğini düşündüm. Biliyorum bunun için çok geç kalmıştım ama yine de bir umut belki aklıma bir şeyler gelebilirdi.
Söyleyeceklerim değil ama söylememe yardımcı olacak şeyler hatırladım. Uzun zamandır tek fikir değil birden fazla fikirlerle yönetilen bir Kraliyet olduğundan ve halkın refahının sürekli bazı şeylerin altında kaldığından bahsetmişti Gazel. Evet bunlarla ilgili bir şeyler söyleyebilirdim.

Gözlerimi tekrardan araladım, öne doğru bir adım daha atıp, dudaklarımın arasından ciğerlerime derin bir nefes çektim ve konuşmaya başladım.

-Biliyorum, söyleyeceklerim kulağa biraz tuhaf gelebilir. Ama babam ve annemi benden daha iyi sizler tanıyorsunuz. Babamın yönetimindeyken her şey kusursuz ve sorunsuzdu. Tabii bana anlatılmış olana göre.

Kalabalıktan onaylayıcı uğultular duyuldu.

-Babam sizler için neler yaptıysa ve neleri göze aldıysa, ondan geri kalmayacağımdan emin olun. Sizler için fikirleri sadece ben sunacağım ve hiçbir işi aksatmadan yerine getireceğim. Halkımın güvenliği, maddi durumları ve rahatlığı benim rahatlığımdan ve güvenliğimden daha ön planda olacaktır. Sizler için yapacaklarımdan hiçbir ve hiçbir zaman şüpheniz olmasın.

Daha fazla ne söyleyebileceğimi düşünürken Gazel bu kadarının yeterli olduğunu ve biraz geriye çekilmem gerektiğini fısıldadı. 'Acaba çok mu saçmalamıştım. Benim hakkımda neler düşündüklerini keşke okuyabilsem.' Elimi kalbime götürdüm ve birkaç adım sağa atarak geriye çekildim. Gazel benim az önce bulunduğum konuma gelerek bir şeyler konuşmaya başladı.

-Bugün sizlerin şahitliği ile Kraliçe Hazal'ın taç giyme töreni olacaktır.

Kalabalıktan kulak patlatacak derecede alkış koptu. Alkış sesleri hafifleyince Gazel devam etti.

-Bir Prenses evlenmeden Kraliçe olamaz. Fakat ülkemizin bir Kral-Kraliçe'ye ihtiyacı olması bakımından, Kraliçe Hazal'ın düğün töreninin olacağı güne kadar geçici bir yönetim ünvanı alması zorunludur.

Gazel hafifçe geriye çekilerek konuşmasının bittiğini belirtti ve bana dönerek gülümsedi. Bugün taç giyme töreni olacağından bana neden bahsetmemişti? Neden ben her şeye son anda hazırlanmak zorunda kalıyordum. Ben ona ve etrafa alık alık şaşkınca bakarken arkamızdan adım sesleri yaklaştı. Hafifçe arkamı döndüm ve kimlerin geldiğini kontrol ettim. 2 muhafız gelmişti. Ellerinde bordo renginde, altın rengi işlemeli bir yastık ve üzerinde ise muhteşem bir taç tutuyorlardı.

Taç o kadar güzel ki mutluluktan çığlık atmamak için çok zor tuttum kendimi. Onu bir an önce ait olduğu yerde görmek istiyorum.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
PERİ HALKALARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin