Siparişler gelince kahvaltı etmeye başlamıştık. Cemal'in bana olan bakışları ve benim ona attığım bakışlar nedeniyle epey gerilmiştik daha en başından... "Sen ne çabuk toparladın öyle ya." "Ne demek istiyorsun şimdi Cemo? Açık konuş biz de anlayalım." Berkan'ın sözleri üzerine başımı salladım. Benim bile anladığım yoktu ki bu adamı. "Diyorum ki daha düne kadar Damla'nın aşkından ölen adam ne çabuk hayata döndü böyle." Elim yumruk şeklini alırken derin bir nefes aldım. "Sen biraz daha böyle boş konuşursan canını çok yakarlar haberin olsun."
Damla'nın adını böyle iğrenç oyunlarına dahil ettiği için bir kez daha iğrendim ondan... Kendimden de öyle... Onun adını böyle şeylere sokacak insanlara yıllarca kardeşim dediğim için binlerce kez kızdım kendime. "Bir daha da Damla'nın adını böyle aptal imaların için ya da herhangi bir saçmalık için ağzına alırsan canını yakacak kişi ben olurum. Bu da sana yaptığım ikinci uyarım olsun." "Aa ama Barış sen de herkesin adını yasaklıyorsun bana, olmaz ki böyle..." Ona tiksindiğimi belli eden bakışlar atarken sakinleşmek için gözlerimi sıkıca kapatıp Nisa'yı düşünmeye başladım."Sizin aranızdaki bu gerginliğin sebebi ne bana bir anlatsanıza siz." Berkan'ın sözleri üzerine güldüm. "Ne olabilir ki? Cemal'in genel olarak tavırları işte..." "Ben olduğum gibiyim işte. Herkes ne yapabileceğimin farkında. Barış'ın herkesten sakladığı yüzü bizim aramızı bozan." "Herkesten saklamıyorum, sen kendini aşkla izlediğinden başka yerlere odaklanamadıysan demek. Hem senin şarkı işi ne oldu acaba? Onunla ilgilensene sen." "Ne o, o işi bıraktıysam ona mı başlayacaksın?"
Derin bir nefes aldım. Epey gerilmiştim tabii. "Ne diyorsun oğlum sen..?" "Sen seversin benim eskilerimi kullanmayı ondan dedim. Ama merak etme senin kullanman için çok güzel eskiler ayarladım ben sana." Bardağı taşıran son damla dedikleri bu olmalıydı. Dışarıya taşan küçük bir damlanın sesi bile beynimde bir uğultuya sebep oluyordu. Ne ara ayağa kalkıp yakasına sarıldım bilmiyorum bile. Berkan büyük bir güç harcayarak beni tutmayı başarmıştı. Lale ile Nisa da gerilmişti doğal olarak... "Sınırlarımı daha fazla zorlama istersen..! Yoksa beni kimse durduramaz burada!"
"Durun be yeter! Ne bu aptal imalarınız?! Barış öyle biri mi Cemo?!" Cemal sinir bozucu bir şekilde gülerken Berkan'ın boşluğundan yararlanıp yeniden üstüne atılsam da yumruğum Berkan'ın tutmasıyla yeniden havada kalmıştı. "Ne güzel kandırmışsın herkesi öyle Barış ya?! Şuna bak herkes nasıl da hayran sana..! Nisa bile inanmış onu sevdiğine şu hale bak..! Şaka gibi her şey!" "Ne diyorsun sen ya?! Sabahtan beri kışkırtıyorsun çocuğu... Sana bir şey diyeyim mi, sen bu gidişle daha çok dayak yersin." "Tamam Lale sen karışma bir de şimdi." "Ne Beko ya. Görmüyor musun sakin sakin oturan adamı ne hale getirdi..?"
"Barış sen de sakin ol kardeşim ben biliyorum seni, bir sakinleş." Ortalık gereğinden daha fazla gerilmişti. Sandalyelere geri otururken Cemal'e her an saldıracak gibi bakıyordum. "Cemal sen de git kardeşim uzatmayın, bir sakinleşin." "Ben neden gidiyorum rahatsız olan varsa kalkıp gitsin." "Ben şimdi rahatsız edeceğim seni!" "Barış! Yeter kardeşim. Cemo sen de git kardeşim uzatma işte!" Cemal giderken burnumdan solumaya devam ediyordum... Tabii ki Nisa'mın dokunuşlarını hissedene kadar... Masanın altından ellerimi tutan o sıcacık ellerle Nisa'ya döndüm. Minnetle ona bakarken o da sorun yok der gibi gülümsedi.
"Beko sen şunun peşinden gidip konuşsan ya bir. Bu böyle olmaz çünkü." Berkan Lale'yi onaylarken Cemal'in peşinden gitmişti o da. "Şimdi size gelelim bakalım." "Bize mi?" Nisa'nın sorusuyla Lale gülmüştü. "Ne zamandır birliktesiniz?" "Değiliz." Lale gözlerini devirirken ben sessizliğimi koruyordum. Gözlerim kapalı bir sekilde başımı sandalyeye yaslayıp tam anlamıyla sakinleşmeye çabalıyordum. "Senin Barış'ı, Barış'ın da seni sevdiğini biliyorum. Son zamanlardaki hareketlerinize bakacak olursak bir şeyler olmuş belli ki." "Y-yok öyle bir şey." Gözlerimi açıp konuya dahil oldum ben de.
"Seninle konuştuğumuz gece, eve giderken karşılaştık. Tartışıyorduk bir anda patladım işte." Lale bizi gülümseyerek izlerken Nisa da bana bakıyordu. "Bakma öyle güzelim, saklayalım dedik ama Lale bence sırrımıza ortak olmayı hak etti." Lale de gülmüştü. "O kadar dinledim sizi bu aşka şahit olmak benim de hakkım. Ama benden size bir tavsiye bu aralar dikkatli olun. Cemal kuyruğuna basılmış kedi gibi. Mantık devre dışı şuan onda. Uğraşır da sizinle boş vakti de çok bunun." "Lale ya..." "E yalan mı Nis? Zaten yüzü gözü morarmış klip çekimleri de kaldı."
Nisa ile biz bakışırken Lale de anlamıştı tabii durumu. "Tabii ya, Barış'ın marifeti bu değil mi? Barış sakin olman gereken durumlar var bence." "O da boş boş konuşmasın. Bir kere uyarmıştım ben onu. Daha Nisa ile ilk ayrıldıkları gün dedim ben ona." Sinirden damarlarıma kadar kasılırken Nisa araya girmişti. "O gün Cemal'le benim için mi kavga etmiştin? Ben de sandım ki... Barış ya." Nisa başını omzuma yaslarken gülümsedim. Bana huzur veriyordu hep. "Oh ya ne güzel oldunuz siz böyle. Bırakın onu bunu kendinize odaklanın siz. Bundan sonra ben de yanınızdayım."
Lale ve Nisa ile uzun uzun konuşmuştuk. Artık sakinleşmiştim. Nisa'nın başı hala omzumdayken kokusunu derin derin içime çektim. Sakinleşmem için başka tek bir şeye bile ihtiyacım yoktu. "Berkan geliyor." Nisa benden uzaklaşırken duruşumuzu düzelttik. "Geldin mi Bekuşum?" "Geldim boncuk geldim. Ama yok abi bu çocuk kafayı yedi. Valla bak, Nisasızlık yaramadı bu çocuğa." "Nisa'nın eski ilişkilerini konuşacaksak ben gideyim valla." "Noluyor abi sana?" Ben diyecek bir şey bulamazken Nisa çaktırmadan gülmeye çabalıyordu. Neyse ki Lale konuya dahil olup kurtarmıştı beni.
"Asıl size noluyor ya? Kaç gündür Barış ne yapsa sorgulama modundasınız? Hayır ben bile bunaldım. Haklı adam burada biten ilişkilerimizi mi konuşacağız yani?" "Tamam boncuğum kızma ya, sustum tamam." Lale'nin isyanıyla hemen sakinleşmişti Berkan... Onun bu hallerine güldüm, aşık oluyordu o da belli ki... Hayır, çoktan olmuştu bile. Çünkü insan sevdiğinin dudağından çıkan iki kelime için her şeyi göze alabilirdi. Şuan benim Nisa ne derse desin kayıtsız şartsız kabul etmem gibi tıpkı... Ellerimiz masanın altında yine birleşirken göz ucuyla ona bakıp gülümsedim.
"Benim kursa gitmem gerekiyor artık." Nisa'nın sesiyle herkes ona dönmüştü tabii. "Ben bırakayım mı seni fındığım?" "Gerek yok Beko, kendim giderim. Görüşürüz Lale'cim." Bana döndüğünde gülümsedim. "Bekle Nisa ben de geleyim seninle yeterince gerildim zaten bu ikisinin keyfini kaçırmak istemem." "Ya Barış deme öyle, keyfimizi kaçırmazsın da biraz uzaklaşıp kafanı dağıtsan iyi olur tabii." Berkan'a göz kırptığımda o da gülmüştü. "Görüşürüz kardeşim, çok bunalırsan bir telefona yanındayım." "Saol kardeşim."
Hesap işini hallettikten sonra Nisa ile çıkmıştık oradan. "Bugün kursa gitmiyorum aslında. Seninle kaçmak için yalan söyledim." "Benimle kaçmak için yalan söyledin demek. Ne yapsam acaba ısırsam mı ben o yanaklarını?" Yanaklarına minik ısırıklar bırakırken gülmüştü. "Yaaa Barış." Dışarıda sürekli biri görecek korkusu oluyordu ikimizde de o yüzden benim evime gitmiştik. Eve girince koltuğa bıraktım kendimi direkt. "Yok ben o çocuğu dövmedim ya içimde kaldı benim." "Sevgilim artık sakin mi olsan ya?" "Nisa nasıl sakin olayım ya? Damla'yı katıyor işin içine. Kız hayatta bile değil, nasıl kanıma dokundu biliyor musun?"
Derin bir nefes aldım sakinleşmek adına ama aklıma gelen şeyle bu mümkün olmadı tabii. "Üstüne senden kendi eskisi diye bahsetmesi peki... İt oğlu it, kullanıyormuşum seni güya. Berkan olmasaydı o masayı kafasında parçalardım ya ben onun..." Nisa elimi tuttuğunda sesi fısıldar gibi çıkmıştı. "Sevgilim sakin ol artık, benim için..." Derin bir nefes verdim. Şu iki sözcüğü kullanınca akan sular duruyordu. "Sana dedikleri için bu öfkem zaten. Benim hakkımda ne düşündüğü gram umurumda değil. Yemin ederim değil." Nisa dudaklarıma minik bir öpücük kondurduktan sonra sıkıca sarılmıştık birbirimize...
Hello 🖤
Bugün bölüm biraz geç geldi. Ama yeni vakit bulabildim. Biliyorsunuz zaten bu aralar ne kadar yoğun olduğumu 😟
Hepinizi seviyorum ve destekleriniz için teşekkür ederim iyi ki varsınız 😘 bol bol yorum bekliyorum sizlerden
Cemal bu bölüm sınırları zorlamaya devam ediyor ama umarım sonunda Barış bey katil olmaz.
Varsa kafanıza takılan bir şeyler buraya yazın. Soru cevap için ayrı bir bölüm oluşturmak istemiyorum çünkü 💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALACAKARANLIĞIM
FanfictionNisbar kurgusudur 🌼 Alacakaranlığım varla yok arası... Biz ne bütün olabilmiştik, ne de karşı koyabilmiştik birbirimize... Ben ise her geçen gün farketmeden onun olmuşum...