1.

857 43 5
                                    

Saç diplerimdeki acıyla ve annemin bağırışıyla uyandığım bu sabaha hediye ettiğim ilk cümle şuydu "Yeni gün, aynı bok."
Saçlarımı çekeli 1 gün olmuştu ama hala acıyorlardı. Acıyan yere hafifçe dokunurken onun da dokunduğu yere dokunuyorum düşüncesiyle omuzlarımdan bir titreme geçti. Salak mıyım biraz? Evet.
Bu acının nedenini ona az para vermeme borçluydum. Bugün de çekmemesi için harçlığıma ek kumbaramdan 5000 won alıp kapıya koşturdum. Ayakkabılarımı bağlamadım,serviste bağlardım.
Serviste Nancy'nin yanına geçtim. Nancy kızıl, daha doğrusu turuncu saçlı,çilli bir kızdı ve uhm... çekik değildi. Her sabah sakız çiğnerdi. "Günaydın." Ayakkabılarımı bağlarken beni izledi "Günaydın." Burnuma gelen çilek kokusuyla gülümsedim.İşte rutin bir gün daha başlıyordu.Kulaklığımı taktım ve başımı koltuğa yasladım. "Beni gelince uyandır."
* "Taemin,bugün çok şirinsin." Ah yanaklarım! Alev aldılar. "T-teşekkür ederim Jonghyun hyung." "Hyung? Aramızda sadece bir yaş var." Mutluluktan ve şaşkınlıktan sarsıldım. Bir saniye,belki de nedeni bu değildir. *

"Kalk,geldik."Evet,nedeni bu değilmiş. Nancy sarsıyormuş.Araba dururken gördüğüm rüyanın etkisinden çıkmaya çalışıyordum. Gözlerimi ovuşturup cama baktım. O. Sigara içiyordu. Nefesim hızlandı. Çok... garip hissediyorum. Daha biseksüel mi değil mi bilmiyorum! Eğer değilse...sınıfımdaki en çirkin kız bile benden daha şanslı.
"Çok yakışıklı değil mi?" Nancy omzuma yaslandı. Afalladım. "Ne ? Kim?" Güldü. "O. Jonghyun." Göz göze geldik. Dumanı üflerken gülümseyip göz kırptı. Bana mı yoksa Nancy'ye mi baktığını anlamaya çalıştım ama anlayamadım. "O kadar da yakışıklı değil." Yalan söyledim Nancy! O kadar mükemmel ki,şu anda başım dönüyor. "Sigarası itici duruyor." Sigarayı bırak,eline bok alsa bile seksi durur. Arkama dönüp saçlarımı salladım ve gülümsedim. "Ben gibi sevimli,kedi gibi bir çocuk varken neden kızlar onunla sevgili olmak istiyor?" Seninle sevgili olmak istiyorum Jong!
Sırıtmamla Nancy hafifçe kafama vurdu. "Hadi inelim." Sızlandım. "Yah! Orası acıyordu!"

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Gözlerimi servisin kapısına dikmiş inenleri izlerken Minho ve Onew'nun yanımda belirmesiyle sigarayı yere fırlatıp üzerine basarak söndürdüm " Ne yapıyorsun? " Minho dirseğiyle beni dürtmeye çalıştığında bir adım ileri çıktım " Asıl sen ne yaptığını sanıyorsun? " göz ucuyla servisten inen Taemin'e baktım, güneş yüzüne vuruyordu, bebeksi yüzü parıldayarak onu daha da çekici yapıyordu. Onu sıkıştırıp dolgun dudaklarının tadına bakmamak için kendimi zor tutarken boğazımı temizledim " Hadi gidelim "
Okula yürürken bugün hangi kızla olacağımı düşündüm. Hangisini istersem elde edebilecek durumdaydım, ağızları açık bakan birkaç tanesine göz kırptıktan sonra Onew'ya yaklaştım " Yakışıklı olmak da zor iş be " derken bir kahkaha patlattım.
Şu okulda benden hoşlanmayan tek insan nasıl benim sevdiğim kişi olabilir diye düşünürken iç çektim. Yakışıklıyım, zenginim ve popülerim. Benden hoşlanmayan salaktır be... Taemin yanımızdan geçip sınıfına girerken saçlarımı karıştırdım. Ya da belki hemcinsine ilgi duymuyordur... Benim gibi bir hemcinsi varken nasıl ilgi duymayacak gerçi... Dövdüğüm için mi acaba? Yok canım...
Daha sonra Minho'nun kolumu tutmasıyla durmak zorunda kaldım " Ne var " kolumu çekip dik dik karşımdaki gökdelene baktım. Şunun boyu bende olsa Taemin'i çoktan tavlamıştım...

" Sınıfa girmeyecek misin? "
" Gireceğim? " derin nefes aldım, bunun için mi düşüncelerimi kesmişti yani..
" Ee o zaman ne diye sınıfı geçtik? "
Başımı çevirdim ve etrafa baktım, Taemin'lerin sınıfının önünde duruyorduk " Dersten önce küçüklerle biraz uğraşalım demiştim... Sonra hallederiz artık " gülümsedim ve yolumu değişmeden önce Minho'nun kulağına uzandım " Bugün fazla sinirimi bozuyorsun " daha sonra yürümeye devam ettim..

Benimsin. (One-Shot)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin