22- Burası Senin

2.4K 138 922
                                    

Bebeğimler kaç gündür bölüm yazamıyorum özür dilerim hepinizden galiba ben covid olmuşum test falan yaptırdım onlarla uğraşıyordum...

Luhan gözlerini sersemlikle hafifçe araladı. Günlerdir vücudunda hissettiği dayanılmaz ağrılara nazaran bugün hissettiği mayışmışlık ve rahatlamışlık hissi bedenini tekrar ele geçirirken gözlerini araladığı gibi tekrar kapattı.
Yanında bir haraketlilik hissederek tekrar gözlerini açtığında yanında gördüğü iri bedenle nerede olduğunu idrak ederek olduğu yerde taş kesildi.
Sehun bir bacağını yataktan sarkıtmış, bir elini Luhan'ın beline atmıştı ve dudakları hafifçe aralık, sarı saçları dağılmış şekilde uyuyordu. Ufak mırıltılar çıkararak hafifçe haraketlendiğinde, Luhan tedirgin olduğunu hissetti.

Kendini rahat yatağa iyice gömüp battaniyeyi kafasına kadar çekti, ne yapacağını bilmiyor, sadece utancını gizlemeye çalışıyordu. Sehun uyanırsa ona ne diyecekti? Ona karşı tavrı nasıl olmalıydı? Gerginlikle bir elini kaldırdı ve pembe saçlarını karıştırdı.

"hey çocuk, çok haraket ediyorsun. Uyumaya çalışıyorum şurada"

Luhan rahatlama ile bir nefes verirken hafifçe gülümsedi. Dün gecenin konusundan bahsetmemiş, onu utandırmamıştı. Luhan tüm gerginliğinin üzerinden kalkmasına izin verirken eskisi gibi takındı tavrını.

" çok uyuyorsun sarışın, benim gitmem lazım. Seni yeterince rahatsız ettim zaten..."

Hafif bir mahcubiyetle yumuşak battaniyeyi üzerinden iteleyerek kalktı ve ekledi.

"ş-şey ben kıyafetlerini sana geri getiririm. Teşekkür ederim"

Sehun bıkkınlıkla bir nefes verip hışımla ayağa kalktı ve küçük olanın önüne geçerek haraket etmesini engelledi.

"salak salak konuşma çocuk, bana kahvaltı hazırlamadan bir yere gidemezsin"

Sehun ona karşı nasıl davranacağını bilmiyordu. Onun gitmesini istemiyordu, ya başına birşey gelirse?
Luhan utancını gizlemeye çalışarak göz devirdi ve onun yanından geçerek adımlarını mutfağa yönlendirdi.

"senin yemediğin ne var ki zaten? Aç köpek..."

Sehun arkasından gülerek ona yaklaştı ve ince beline ellerini yerleştirerek yanağını onun yanağına sürttü sertçe.

"en son bana köpek diye hitap ettiğinde özür dilemen için yaşanan şeyleri hatırla seni aptal, burada seni kurtaracak kimse yok"

Luhan hafif korkusunu görmezden gelerek onun iri bedenini itti ve tısladı. Bu yakınlık hiç iyi değildi..

"sakalların batıyor lanet olası, git uzakta ağla"

Sehun zorlanmadan onu kolundan tutup yatağa geri sürüklerken fısıldadı.

"beni tıraş et o zaman küçük, bekliyorum..."

Luhan tükenmişlikle bir elini yüzüne vururken saçlarını karıştırdı.
"seni tıraş etmeyeceğim çocuk, git kendin yap"

Sehun gülerek onun ince bedenini yatakla buluşturdu ve zorlanmadan onun kollarını kafasının üzerine tek eliyle sabitledi, boştaki eliyle pürüzsüz yüzü okşadı ve iri elini onun boynuna götürüp tişörtünden içeri sokarken fısıltıyla sordu.

"emin misin çocuk? O zaman özür dilemek zorunda kalacaksın sanırım"

Luhan gözlerini büyütüp Sehun'a şokla bakarken kollarını onun elinden kurtarmaya çalıştı.
"h-hayır ben g-gitmek istiyorum, bırak beni sarı piç"

Sehun gözlerini kısarak güldü ve yüzünü onun yüzüne yaklaştırdı.
"heyecanlanıyorsun çocuk, durmamı istiyorsun ama-"

Boştaki elini onun boynundan çekip kalçasına yavaşça indirirken Luhan nefesinin kesildiğini hissetti.

Caliente (Dokai) ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin