Fanfaronade | rosékook

I

"Ne oluyor lisa?"

Lisa odamın kapısını çalmadan kapıyı kırarmışçasına içeri girdi. "Kızım tüm medya çalkalanıyor sen gelip buna takılıyorsun." sitem edercesine konuştuğunda istemsizce kaşlarım çatılmıştı. Önemli bir şey olsaydı menajerim Chan hemen haber verirdi.

Lisa sormamı beklemeden direk karşımda bulunan tekli koltuğa oturup telefonuyla ilgilenmeye başladı. Birkaç dakikadan sonra elindeki telefonu masama koyup ne tepki vereceğimi beklemeye başlamıştı.

Yavaş bir şekilde telefonu elime alıp haberi inceledim.



DISPATCH KOREA

                     23.634.956 beğenme

 DISPATCH KOREA  Big Hit Entertainment'ın kurucusu Bang Si-Hyuk, BTS üyesi Jeon Jungkook'un CEO olarak atandığını doğrulamıştır. Jeon Jungkook'un instagram  hesabında paylaştığı kutlama fotoğrafları durumu kanıtlar nitelikte olduğu belirtiliyor.

                   408.596 yorumun hepsini gör

Garipsemiştim. Bana böyle bir isteğinden asla bahsetmemişti. Gerçi düzgün bir ilişki bile yaşayamamıştık. Tebrik etmem gerekir miydi? sonuçta kötü ayrılmamıştık ve benim nezaketen tebrik etmem gerekiyordu. Evine mi gitmeliydim yoksa mesaj mı atmalıydım? Hangisi daha uygun olurdu?  Ben bu sorularla boğuşurken Lisa ne düşündüğümü anlamaya çalışır gibi yüzüme bakmaya devam ediyordu.

"Gerçekten de kutlamam gerekir mi bir eski sevgilisi olarak?" eski sevgili dediğimde dahi canım yanıyordu. "En güzel şekilde kutlaman gerek ne olursa olsun onunla bir yaşanmışlığın oldu. istersen mesaj at belki yemeğe çıkarsınız." Lisa'nın ilk defa dalgaya vurmadan tavsiye vermiş olması beni şaşırtıyordu. Gerçi bu konularda fazlasıyla hassastı.

Takıntılı fanlar yüzünden Taehyung ile hep ilişkilerini saklamaya çalışmışlardı ve en sonunda ikisi de devam ettiremeyeceğini anlayıp birbirlerinden arkadaşça ayrılmışlardı.İkisi de hala seviyordu. En azından Lisa seviyordu. 

"Yarın birlikte kızlar gecesi yapalım mı Lalis? buna ikimizin de ihtiyacı var." Bir kedi gibi sırnaşmaya başlamıştım. Lisa iğrenircesine yüzünü buruşturunca dudaklarımı büzmüştüm. 

Bu sefer Lisa gelip bana sarıldığında ben de uzatmamayı seçerek sıkıca sarılmıştım. Ona sarılmak her zaman çok iyi geliyordu bana. Tüm acılarımı güzel kalbiyle dindiriyordu.

Kapıdan içeri hızlı bir şekilde menajerim girdiğinde ikimiz de irikilmiştik. "Sen neden arkandan at koşturuyormuş gibi giriyorsun içeri?" cidden sinirlenmeye başlamıştım. Chan çekinerek Lisa ve bana bakıyordu.

"Haberleri duymuşsunuzdur fakat sizin için kötü bir haberim var. Jungkook'un ceo olması şerefine bir yemek organize edilmiş. Listede sm jyp yg ve cube var. Başkan yg'yi senin temsil etmen gerektiğini söyledi ki en doğalı da bu olur. Ben tarihi ve yeri sana mesaj olarak atarım." 

Bir çırpıda konuştuğunda Chan'ın dediklerini hala sindirmeye çalışıyordum. Gerçekten onunla yüz yüze gelmek zorunda mıydım?

Bir süre daha ortamı sessizlik kapladığında Chan gerildiğimi fark edip bana sarılmıştı. "Gerilmene gerek yok Rosie ben de gelmek zorundayım eğer rahatsız olursan erkenden gidebiliriz birkaç saat ortalıkta gözükmemiz yeterli olur."

Chan bir menajerim olmasından çok yakın arkadaşım gibiydi. İdol olduğum zamanlardan beri yakındık. Ben ceo olmaya karar verdiğimde hiç düşünmeden menajerim olmayı teklif etmişti.
Bir süre itiraz etsem de bu şekilde daha rahat edeceğini, idol hayatından sıkıldığını söylemişti.

Sarılışına karşılık verdim. Uzun bir süre sarıldığımızı Lisa'nın öksürükleriyle anlamıştım. "Ben sizi rahat bırakıyım siz özlem gidermeye devam edin." Chan'den hemen ayrılıp gözlerimi Lisa'ya dikmiştim.

 Yüzüme sinir bozucu bir gülümseme yerleştirerek " Lisa bu sefer iyi bir arkadaş olarak sana zaman veriyorum 5 saniye içinde buradan kaybolmazsan kaküllerine yarın sabah veda etmiş olacaksın. Süren başladı."

Lisa dediklerimi duyar duymaz hiçbir şey demeden odadan koşarcasına çıkmıştı. Chan ve ben Lisa'nın bu haline kısa bir süre şaşırsak da odayı kahkahalarımız doldurmuştu.

Chan ile yavaş yavaş kendimize gelmeye başladığımızda gözüm saate kaymıştı. İş çıkışı çoktan gelmişti ve ben hiçbir evrağı doğru düzgün inceleyememiştim. İçimden güzel bir küfür savurdum. Chan ile daha fazla muhabbete dalarsam bu evrakları asla bitiremezdim.

"Chan sen eve geçebilirsin benim incelemem gereken evraklar var onları halletmem gerek." bıkkınca konuşarak koltuğuma geri oturmuştum. Chan gülümseyip ve boş bardaklarımı almak için masama yöneldi. "Seni aradığımda telefonu açmazsan yanına gelirim şimdiden söylüyorum." 

Yanağına küçük bir öpücük bırakıp kafamı salladım ve evraklarıma yöneldim. Beni düşünüyor oluşu hoşuma gidiyordu. Gerçekten iyi bir arkadaştı. Odanın kapısının kapanma sesini duyduğumda tüm dikkatimi önümdeki evraklara vermeye başladım.





   ✯



   ✯

Telefonumdan gelen bildirim sesiyle irkilmiştim. Saat gece yarısına yaklaşıyordu ve ben hala bitirememiştim. Bildirime baktığımda kaydedilmemiş bir numaradan mesaj geldiğini görmüştüm. Hızlıca bildirime tıkladığımda asla geleceğini düşünmediğim o mesaj gelmişti.

 Bilinmeyen numara: Bir tebrik mesajı yok mu roseanne?