right here • yoonnie + taelice ✔

rh ✘ 0.5 "touch me."

need to know, doja cat.

•

Dersin bittiğine dair haber verdikten sonra pratik odasını terk eden dans hocasının ardından yorgun bedenimi yere bıraktım ve başımı geriye atarak gözlerimi kapadım.

Bedenim yorgun olduğu gibi zihnim de yorgundu.

İlk dans dersini kaçırmış olsam da ikinciye yetişebilmiştim fakat Jennie'yi görememiştim. Muhtemelen derslere girmişti, dans pratiklerini pek takmıyordu.

"Lalisa, çıkışta veya akşam bir şeyler yapmak ister misin?"

Yanıma doğru yaklaşan adım sesleri ve kalın ses dikkatimi çektiğinde gözlerimi aralayarak yanımda duran bedene döndüm. Jinyoung benden bir cevap bekliyordu. Aslında evde bir işim yoktu, kabul etsem iyi olacaktı.

Ayrıca Taehyung yüzünden yeterince üzülmüş ve kırılmıştım zaten. Kendime yeni bir yol çizmeliydim, o piçin sürtüğü olmak yerine.

"Çok isterdi, fakat aile yemeğine katılacak."

Cevap verecekken benden önce davranan kişiye döndüm. Taehyung, elinde salladığı telefonuyla içeri sallana sallama girerek cevaplamıştı.

Kaşlarım çatılırken yerimden ayaklanarak bedenimi ona doğru döndürdüm. Elini pantolonun cebine atmış ve yanıma yaklaşıyordu.

"Benim neden bundan haberim yok?"

Dişlerini göstererek sırıttığında göz devirirken ellerimden birini belime yerleştirdim ve doğruldum soğuk zeminden.

"Var işte."

"Olsaydı ailem haber verirdi."

Yüzümdeki memnun sırıtış ile ona cevap verdikten sonra Jinyoung'a döndüm. Kaşları çatık bizi izliyordu.

Fazlasıyla donuk ve soğuk görünmesi beni korkutsa da eğlenceli biri olduğunu biliyordum.

"Şey, çıkışta değil ama akşam için konuşabiliriz. Numaran var zaten, anlaşırız olur mu?"

Dudakları kıvrılırken yanıma yaklaştı ve başını sallayarak "Pekala, bekleyeceğim seni." dedi.

Taehyung'a kısa bir bakış atarak pratik odasından çıktığında ben de çantama doğru ilerledim. Toparlanarak üzerime ceketimi geçirdikten sonra hâlâ sessiz duran bedene döndüm.

"Aile yemeğinde görüşürüz belki."

Yüzümdeki sırıtışla kapıya doğru ilerlerken arkamdan geldiğini adım sesleri sayesinde anlayabiliyordum.

Kapıyı açıp çıkacakken belime sarılan el ve hızla kapının kapanmasıyla dudaklarım aralanırken sırtımı kapıya yaslayan Taehyung'a baktım.

Dişlerini dudaklarına geçiriyordu ve gözlerini gözlerimden ayırmıyordu. Ayrıca ciddi duruyordu, ilk defa.

"Beni ekemezsin, Lalisa."

Nefesi yüzüme çarparken parmaklarını yüzümde sürtmeye başladı. Önce çene kemiğim ve daha sonra da yanağımda dolaşan uzun parmaklar yutkunmama neden olurken dik durmaya çalıştım.

"Sen beni bir hiç olarak görüyorsan, ben de seni öyle görürüm Kim Taehyung."

Erkeksi bir kahkaha bıraktı. Belindeki elini kısa büstiyerim içine ittiğinde soğuk elleri ürpermemi sağladı. Beni yine yavaş yavaş etkisi altına alıyordu. Nasıl başarıyordu?

"Kim sana böyle dokunabilir ki? Jinyoung mu?"

Memnun gülüşü doldurdu odayı.

"Sanmam, kendisi için gay diyordular en son."