"Nereye gidiyoruz?"
"Yoongi'nin yanına." Taehyung'un kendi boynuna sıkıca sarıldığını hissettiğinde adımlarını hızlandırdı Jimin. "Kararını vermeden önce onu dinlemeni, ona merak ettiklerini sormanı istiyorum."
Jimin'in evi otoyolun yakınında olsa bile, Yoongi ve Jungkook'un kaldığı ev, ormanın biraz daha içinde kaldığından arabayla geldikleri yolu şimdi yayan devam ettiriyorlardı. Jimin, Taehyung'u sırtına almıştı; sevgilisinin bacakları beline sarılmış, kolları da boynuna dolanmıştı ve Jimin hızını çok fazla arttırmamaya dikkat ederek Yoongi ve Jungkook'un evine doğru ilerlerken Taehyung'un soğuk havaya karşı attığı heyecanlı çığlıkları dinliyordu.
"Ben kararımı çoktan verdim ama."
Jimin onu şş'layarak susturdu. "Biz ne konuştuk? Önce dinleyeceksin, o zaman senden cevabını isteyeceğim, anlaşıldı mı?"
Taehyung dudaklarını bükerek çenesini sevgilisinin omzuna yasladığında, saçlarını uçuşturan rüzgar, suratına çarpan soğuk hava bile artık umrunda değildi. Jimin'in bu kadar ısrar ediyor oluşunu anlayamadığı gibi neden özellikle Yoongi'yle konuşmasını istiyordu ki? Yoongi ne biliyordu? Yoongi onu kararından vazgeçirebilecek ne diyebilirdi?
Sanki tüm bu sorularına yanıt olmuş gibi Jimin bir evin önünde durup kilitli olmayan kapıyı iteleyerek açtığında, somurtmayı keserek sevgilisinin sırtından dikkatlice inmiş ve derin bir nefes alarak Jimin'i karanlık koridorda takip etmeye başlamıştı.
Bu ev Jimin'in evinin aksine tamamen kan kokuyordu ve salon olduğunu düşündüğü yere adımladıkça duvar kenarlarındaki lavinyalar Taehyung'un oldukça dikkatini çekmişti. Duvarlarda tablolar yoktu, ev yıkık döküktü, salona girdikleri anda da kocaman bir delik onları karşılamıştı.
"Bu eve... Ne olmuş?"
Taehyung korkuyla Jimin'in koluna tutunduğunda ve gergince etrafına bakındığında, Jimin'in önce çatılan ardından da gevşeyen kaşlarına dikkat kesilmişti. "Yoongi, duvarı sen mi kırdın?"
Salonda gördüğü kadarıyla Yoongi yoktu, o zaman Jimin neden Yoongi'ye sesleniyordu ki?
"Jimin, Yoongi burada değil ki-"
"Aslında buradayım." Delinmiş duvarın diğer tarafından bir el çıkıp Taehyung'u korkuttuğunda, Jimin gülerek onun beline elini yerleştirmiş ve kanepenin arkasına doğru ilerlemişlerdi. "Üzgünüm, ev biraz dağınık da," Yoongi duvardaki delikten üstünü başını silkeleyerek içeri girdiğinde, homurdanıyordu. "Geleceğinizi haber verseydiniz Jungkook'a etrafı toplatırdım."
"Duvarı sen mi deldin?" Taehyung anlamamışçasına kaşlarını çattığında Yoongi kanepenin etrafından dolanıp bacak bacak üstüne atarak rahatça oturdu. "Hayır Jungkook deldi. Onu duvara fırlatınca bedeni duvarı delip geçti."
"Bunu neden-"
"Neden birlikte oturup sohbet etmiyorsunuz, siz ikiniz?" Jimin, Taehyung'u omuzlarından kavrayıp Yoongi'nin yanına şaşkın bakışları arasında oturttuğunda, genç oğlan neye uğradığını şaşırmış halde gözlerini bir Jimin, bir de Yoongi üzerinde dolaştırmaya başladı.
"Yoongi'ye sorulacak soruların vardı değil mi Taehyung?"
"Bekle, biliyor mu?" Yoongi parmağıyla Taehyung'u işaret ettiğinde, Jimin başını salladı. "Peki şimdi benden ne yapmamı bekliyorsunuz tam olarak? Tebrik falan mı etmeliyim, anlayamadım?"
Jimin gözlerini devirdi ve ciddi ses tonunu bozmadan "Taehyung vampir olmak istiyor." Diye söylendi.
"Yani...?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
suck me like a Candy √
Fanfiction[ vmin ] Kim Taehyung sevgilisi Park Jimin'i baştan çıkarmaya çalıştığı her an koca bir ret yer. [ text+ düzyazı ] bebişime: @MinkiYunki