Bendis ve Eresbos

29.BEKLENMEDİK

İYİ OKUMALAR♥️

Yaklaşık beş dakika sonra elinde poşetle geldi. Arabaya bindiğinde poşeti kucağıma koydu. İçine baktığımda bir sürü aburcubur vardı.

"Bunlar canının sıkılmasına engel olur umarım." Diyerek arabayı çalıştırdı. Sevinçle ona sarıldım.

"Sen bir tanesin." Diyerek yanaklarından öptüm.

***

Ne yaptığımın farkına vardığımda hızla geri çekildim.

Utancımdan ellerimle oynamaya başladım. Yere bakarak

"Yani.. teşekkür ederim." Dedim. Gözümün ucuyla baktığım da gülerek beni izliyordu.

Tekrar yola çıktık. Aptalsın Azra. Hiç çikolata görmemiş gibi neden çoçuğa atlıyorsun. Lanet olsun!! Mahire baktığımda gülüşünü saklamaya çalıştı.

"Öpücük için sağol." Dedi gülerek. Biliyordum böyle birşey diyeceğini. Sertçe koluna vurduğumda kahkahası yükseldi.

"Aptalsın!!" Diyerek önüme döndüm.

"Öpmek ayıp değil Azra." Dedi ciddileşerek.

"Utanma." Diyerek eklediğinde sessizce

"Bana için gidiyor, biliyorum." Dedi.

"Mahir!!!" Diyerek koluna vurdum.

"Tamam. Sakin ol. Şaka yaptım." Dedi.

"Sen fazla kaşınmaya başladın. Şaka yapmışmış." Dedim.

"İtiraf et. Seninde için gidiyor. O kadar yakışıklı olduğumu söylüyorsun. Öptüğünde pişman olmadın söyle işte."

"Pişman olmadım. Ama sana içim gitmiyor." Dediğimde yüzü düştü.

"Diğer kızların içlerinin gittiği şeyleri ben yaşıyorum zaten." Diyerek ters köşe yaptım. Yüzünü gülümseme kapladığında bana döndü.

"Demek öyle." Dedi.

"Ne o? Bu seni mutlu mu etti?"

"Eveeet." Diyerek uzattı.

Bir saat sonra araba durdu. Yol boyu çikolata yiyerek gelmiştim.

Ben arkadan montları alırken Mahirde bagaja yöneldi. Yanına ilerlediğimde bir elinde piknik sepeti diğer elindede battaniye vardı. Bunları ne ara almıştı.

"Bunlar nereden çıktı?"

"Hizmetlilere hazırlamalarını söylemiştim." Dedi.

Elleri dolu olduğu için bagajı ben kapattım. Arkasından ilerlediğimde bir gölün tam ortasında kamelya vardı. Köprüden ilerleyerek kamelyaya geldik.

Hayranlıkla etrafı izlerken sırtıma koyulan montla irkildim. Mahir arkadan belime sarıldığın da geri çekilmedim.

"Burası çok çok güzel." Dediğimde ağzından tek hecelik kahkaha döküldü.

"Beğenmene sevindim." Dediğinde kafasını boynuma gömdü. Kollarına sarıldım. Sanki bu anı bekliyordum. Derin bir nefes alarak kokumu içine çekti. Öylece manzarayı izledik.

Bir süre sonra bu anı bozarak Mahire döndüm. Çekinerek

"Acıktım." Dedim.

Dudaklarından kahkaha dökülerek masaya yöneldi. Piknik sepetindekileri boşaltmaya başladı. Bende sepetten çıkanların kapaklarını açtım.

Masa hazır olduğunda karşılıklı oturduk. Resmen yemeklere gömüldüm. Mahirin bakışlarını farkettiğim de utançla ona baktım.

"Yemekler kaçmıyor Azra. Az yavaş ye." Dedi gülerek.