İYİ OKUMALAR♥️
Yaklaştı ve hızla bileğimi kavradı. Bütün gücümü toplayıp bileğimi çekmek istedim. Bileğimi kurtarmamla dudaklarımızın buluşması bir oldu.
***
Elleriyle yüzümü avuçladığında sanki hasret kalmış gibi öpmeye başladı. Ne kadar geri çekilmem gereksede sanki yıllardır buna ihtiyacım varmış gibi hissettim. Tereddütle ellerimi boynuna doladım. Öpmesine karşılık verdiğimde dudaklarında hafif gülümseme belirdi.
Yağmurun altında sırılsıklam halde birbirimizi öpüyorduk. Alt dudağımı emmeye başladı. Bir an ne yaptığımın aklıma gelmesiyle geri çekildim. Gözlerine bakacak cesaretim yoktu. Hızla eve doğru ilerledim. Arkamdan bağırsa da umursamadan içeri girdim.
"Azra." Yaklaştığını anladığımda koşarak merdivenleri çıktım. Odaya girdiğimde ilk iş kapıyı kitledim. Kapının kolunu zorlayarak
"Azra, aç kapıyı konuşalım. Ne oldu? Lütfen böyle yapma. Hadi. Aç kapıyı Azra. Ben mi birşey yaptım? Aç kapıyı, hadi. Lanet olsun!! Aç kapıyı!!" Diyerek sesini yükseltti. Kapıya yumruk attığında irkildim.
"Konuşmak istemiyorum, git." Dediğimde boğazımda oluşan yumruyla sesim kısıldı. Nefesini sesli bir şekilde verdiğini duydum. Ayak sesleri uzaklaşınca gittiğini anladım.
Aynadan kendime bakarken daha demin olanlar gözümün önüne geldi. Ne olursa olsun onu öpmemeliydim. Kahretsin!
Rahatlamak için uzun bir duşa girdim. Çıktığımda dolaptan siyah bir eşofman üzerimede beyaz bol sweat aldım. Üzerimi giyindiğimde art ardına üç kez hapşırdım. Evet. Şifayı kaptım. Hayırlı olsun. Saçımı kurutmadan yatağa girdim. Daha erkendi ama uykum gelmişti. Gözlerimi yumdum ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Gözlerimi açtığımda telefonuma bakındım. Tabi ya çantam salonda kalmıştı. Çalışma masasındaki dijital saate baktığımda gecenin dördüydü. Burnumun akmasıyla banyoya koştum. İşimi hallettiğimde kapının kilidini açarak odadan çıktım. Gözlerim yarı açık yarı kapalı yürürken duvara çarptım. Kafamı tutarak karşıma baktığımda Mahirle karşılaştım. Ona mı vurmuştum?
Göz göze geldiğimiz de hızla gözlerimi kaçırdım yanından geçeceğim sırada kolumdan tutup karşıma geçti.
"Bir daha gözlerini kaçırma." Dediğinde dik dik gözlerine baktım ve
"Bir daha bana emir verme." Dedim. Sesim kısılmıştı. Omzuna çarparak yanından geçtim. Elimdeki su dolu bardakla mutfaktan çıkarak salona ilerledim. Çantamı sırtıma takarak merdivenleri çıkmaya başladım. Tam Mahirin odasının önünden geçerken iki kez hapşırdım. Yan gözle Mahirin odasına baktığımda hızla yerinden kalkıp yanıma geldi. Kolumdan tutmasıyla kendine çevirdi. Elinin tersini alnıma yaslayarak ateşime baktı.
"Azra ateşin var!" Demesiyle kucağına alması bir oldu.
"Napıyorsun?" Diyerek itiraz ettiğimde
"Azra ateşlisin, sesin gitmiş, betin benzin atmış, hapşırıyorsun. İyi değilsin." Diyerek yatağına yatırdı. Gideceği sırada bileğinden tutarak gitmesine engel olmak istedim. Bana döndüğünde konuşmak istemedim. Gözlerimle demek istediğimi anlatmaya çalıştığımda
"Akşam yemeği yemedin. Üstelik sesin gitmiş. Birşeyler hazırlayacağım." Diyerek elini çekmek istedi. Bileğini sıkarak
"Şuan birşey yemek istemiyorum. Uyumak istiyorum." Dedim.
Bir süre endişeyle baktı. Onaylayarak kafasını salladı. Bileğindeki elimi eline götürerek gözlerimle yanıma yatmasını söyledim. Sesim gittiği için fazla konuşmak istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bendis ve Eresbos
Teen FictionBENDİS VE ERESBOS ( AY VE KARANLIK ) Azra küçüklük arkadaşının katili olan Mahiri ilk gördüğünde işlerin buraya geleceğini düşünmemişti ondan etkilenmişti ama intikam almalıydı... İntikam almakla başlayan savaş bitmek bilmiyordu. AZRA & MAHİR NOT: S...