Multi çok hoşuma gittiği için koydum.
İyi okumalar ❤️
Odamdan çıktığımda üstüme atlayan bir Bella beklemiyordum. Bella benden biraz uzaklaştı ve beni süzdü.
-"Çok sade ama çok güzel!" Yüksek sesle ve heyecanla konuşmasıyla gülümsedim.
-"Teşekkür ederim sende çok güzel olmuşsun." Bu söylediklerime bir İngiliz Hanımefendisi gibi narince gülümsedi ve koluma girdi.
-"Teşekkür ederim canım ama biraz daha konuşursak geç kalacağız." Onaylayan mırıltılar çıkardığımda cisimlendik. Büyük salon gibi bir yer karışımızda duruyordu. Her zamanki gibi midem bulanınca bir kaç saniye duraksadım. Sonra başımı kaldırdım ve Bella'yı süzdüm. Uzun gece mavisi elbisesi ile hoş görünüyordu.
Etrafıma bakındığımda karşımdaki büyük salonun parti salonu olduğunu anladım. Güzel giyinmiş ölüm yiyenler kapıdan içeri şakalaşarak giriyordu. Sanki çok masummuş gibi görünüyorlardı. Attıkları kahkahaların samimiyetsizliğine yüzümü buruşturdum. Bella kolumu dürtünce ona döndüm.
-"Burada dikilmeye devam mı edeceğiz. Hadi girelim." Başımı iki yana salladım.
-"Cisimlendiğim için biraz başım dönüyor. Sen gir ben biraz hava alıp öyle gireceğim."
-"Tamam canım kötü hissedersen beni bul." Kafamı salladım o da gülümseyip içeriye girdi.
Söylediklerim yalandı. Sadece bir kaç saniye midem bulanmıştı ama ben şuan kendimi içeriye girmeye hazır hissetmiyordum. Belkide arkadaşlarımın gelecekteki katilleri duruyordu karşımda. Çok fazla ölüm yiyenin bulunduğu bir ortama girmek için kendimi hazırlamam gerekiyordu. Yan taraftaki banka yürüdüm ve oturdum. Bahçede bir kaç insan vardı. Gülüşüyorlardı. Onca masum insanın gülüşünü yok eden ölüm yiyenler karşımda gülüp eğleniyordu. İçimdeki kusma istediğini bastıramayınca hemen bahçenin arkasına koştum ve kendimi daha fazla tutamayarak kustum. Hepsi midemi bulandırıyordu.
Yanıma aldığım suyu kafama diktim ve kalanını çöpe fırlattım. Nefes nefese kalmıştım. Üstümün temiz olduğuna emin olduktan sonra tekrar ön bahçeye gittim. Tekrar orada gülüşenleri gördüğümde yumruklarımı sıktım. Hepsinin suratının ortasına birer tane yumruk geçirmek istiyordum. Daha fazla oyalanmayıp içeri girdim.
Beyaz ve altın sarısı detaylarla tam bir parti salonuydu. Etrafta eğlenen ölüm yiyenler samimiyetten uzak görünüyordu. Tamam birbirlerine karşı samimi olabilirlerdi. Ama şuan Tom Riddle onlara konuştukları kişiyi öldürme emrini verseydi düşünmeden yaparlardı. Arkadaşlık duygusunu benimseyememiş samimiyet yoksunu varlıklardı ölüm yiyenler.
Bana doğru yaklaşan Bella'yı gördüm ve kaşlarımı çattım. Tamam ortada kabak gibi yalnız kalmak hoş değildi ama yanımda Bella olması zoruma gidiyordu işte. Bana işkence eden, kan statümü aşağılayan kadınla arkadaşmışız gibi konuşmak kendime olan saygıma zarar veriyordu.
-"Ah şimdi iyi misin?"
-"İyiyim iyiyim.Yemek ne zaman yenilecek?" Soruma karşı konuşmaya başladı.
-"Şimdi yenilecek baksana ev cinleri masayı kurmayı bitirdi bile." Kafasıyla aşağılayacı bir biçimde ev cinlerini gösterdiğinde aklıma Dobby gelmişti. Dobby aklımda canlanınca tebessüm ettim. Salonun en köşesinde bulunan uzun yemek masasını görmemiştim. Yavaş yavaş masaya yürüyen ölüm yiyenler gibi bizde masaya ilerledik ve oturduk.
Sağ tarafımda Rodolphus,sol tarafımda Bella ve Bella'nın yanında ise Lucius vardı. Anladığım kadarıyla bu üçlü iyi arkadaşdı. Rodolphus bana döndü ve gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Butterfly Effect (Tomione)
FanfictionHermione Granger arkadaşlarının ölmesini engellemek için geçmişe dönüp Lord Voldemort'u bir şekilde durdurmayı kafasına koyar. Tom Riddle&Hermione Granger