Ben Derin Karahan yirmi bir yaşında, beyaz tenli,kısa saçlı siyah saçlı,1.67 civarı boylarında 55 kilo birisiyim. "Bu kadar mı?" diye sordu psikoloğum. "Benden ne istiyorsunuz? Daha farklı bir bekletiniz mi var yoksa? Size kimliğimin görünen kısmını açıkladım." Ellerini birbirine kenetlemiş gözümün içine bakarak "Kendini tanımanı?" diye cevap verdi. Güldüm. Herhalde her seansta ki sessizliğim canını sıkmaya başlamıştı. Lâkin yeterince iyi cevaplar verememesi mesleğinde ki yetersizliğini gözler önüne seriyordu. Bu meslek dinlemeyi becerebilme dinlediğini çözebilme mesleği bu adamın kendi dertleri vardı. Gözlerinin içine bakıp "Peki ya siz kimsiniz Savaş Bey?" diye sorduğumda afallamıştı. Kendisini tanıdığından bile şüpheliyim "Sana yardım etmem için burda değil misin Derin? Bunun için buraya gelmiyor musun? Şimdi bu soruyu sormanda ki amaç ne?"ilk defa mantıklı bir cümle kurmuş olmasına sevinmiştim, psikoloğum Savaş'a tekrar baktım. Mimiklerimi inceliyordu. Alaycı tavrım onu yoruyordu. "Hayır şahsen benim kimsenin yardımına ihtiyacım yok fakat sizin benden önce kendinizi tanımaya ve aynadan gözlemlemeye ihtiyacınız var. Şahsen başkalarını çözmek kadar kendini tanımakta önemlidir."Seni sadece tanımaya çalışıyorum her seansta susuyorsun sorularımı görmezden geliyorsun ben sana yardım etmek için bu koltukta oturuyorum."gözlerinin içine baktım. Mesleğini beceremeyen insanların emekleri ne kadar boş geliyordu gözümde. "Sonuç olarak yardım istemeyen birisine yardım edemezsiniz,etmeye çalışsanız bile boş bir efordur. Karşınızdaki kişinin gözünde boş harcanan efor. Hem zamanınıza hem de verdiğiniz değere yazık olur.Yanlış mıyım Savaş Bey? İyileşmek istemeyen birisini ne kadar iyi edebilirsiniz ki? Ama kendinizi tanımak başkalarının değil de kendi acılarınızı dindirmek size de iyi gelecektir." sustu."Yardıma ihtiyacım yok benim umuda da. Umutsuz birisi değilim ben. Buraya sadece sevdiğim bir insanı kırmamak için geliyorum. Ayrıca başkalarından önce kendinizi tanımayı deneyin. Ve bunu sürekli söyleme sebebimi bence bir düşünün." "Kendimi tanımadığımı nereden çıkardın?" gözlerimi kapattım. Gerçekten görmüyor muydu? Sırıttım. "Meslek seçiminizden." diyerek saate baktım " Sohbetiniz için teşekkür ederim ama seans vaktimiz bittiğine göre burdan ayrılmak durumundayım." "Derin bir daha bir şey anlatmayacaksan gelme lütfen. Bu alaycı tavrın saygı sınırını aşıyor. Sana yardım etmek istiyorum. Ama sen ya görmezden geliyorsun ya da alay ediyorsun. Madem sevdiğini kırmamak için buraya geliyorsun bari bir faydası olsun zamanını ve başarısız geçen seanslara yazık." durdum. "Ben burda ki sessizliği seviyorum. Ve tekrar geleceğim.Kendinize iyi bakın Savaş Bey." Cevap vermesini beklemeden çıktım odadan.Yaptığım yüzsüzlüktü ama yeni bir psikolog aramak istemiyordum. Randevumu ayarlayıp binadan hızlıca ayrıldım..
"Sen kimsin Derin?" Sorusu aklımda dolanırken kim olduğumu düşündüm,kimim ben? Bilmiyorum. Hayatım aniden tepe taklak olmuştu. Ben ne zaman böyle olmuştum? Hiç tanımadığım bir Derin olmuştum. Aniden hayatım tamamen değişmişti. Uzun süreli depresyonun içindeydim. Yaşadıklarım kolay değildi ama hayatımın devam ettiğini kabullenmem gerekiyor. Bunların farkında olmak ama bir türlü alışamamak çok zor. Kayıplarımı kabullenemeden hayatımdan herkesi çıkarmıştım. Tanıdığım zannetiğim insanlar hepsi güvenimi kırmıştı. Yokluğum bu kadar mı anlamsızdı?
İnsanlar birbirlerini kendileri için seviyorlardı. "Ben sensiz naparım?" cümlesinde ki "Ben" bile insan mahlukunun kendisinden başka kimseyi düşünmediğini gösterir. Ailemsiz bir hiç gibi hissediyorum. Ben onlarsız hiç ben olmamıştım. Şimdi ki Derin miydi gerçek olan yoksa eskiden sevgi dolu olan mıydım? Kimdim ben sorusunun cevabı bu kadar belliyken "Ben Kimim?" sorusunun cevabı belirsizlik doluydu. Eski ben değildim.Ve eski ben geri gelmeyecekti. Eski benin iyi yönleri saflığı insanlara kötü gözle bakmayaşı gitmişti. İyi Derin saf Derin anlayışlı Derin gitmişti. Kendim hakkında belki de bildiğim en büyük gerçek. Ailemin değerini bilmiş olmamdı. Bana elimdekilerin değerini bilmem gerektiği öğretilmişti. Sağlığımın,yaşamın,sevginin her şeyin. Ailem bana önce insan olmam gerektiğini öğretmişti ve ben bunu sorgusuz sualsiz öğrenmek için çabalamıştım. Eski Derin buydu. Şimdi ise değer verdiklerim yanımda yoktu. En çok ihtiyacım olduğu zamanda herkes gitmişti ve ben yalnızlığımla boğuluyorum.
Bilmediğim bir hayattı bu,her gün uyandığım sabahlardan farklıydı günlerim çekilmezdi,bomboş olmuştu varoluşumun anlamı nerdeydi. İşe yaramaz birisi haline gelmiştim.
Ben nerdeydim,kimdim ben... Sahile doğru yürürken gri gökyüzüne baktım gökyüzü benim gibi buhrandaydı. Yağmura hazırlanan gökyüzü nemli ve kasvetli.Banka oturup hırçın dalgaların denize vuruşunu usul usul seyrettim. Bugün hem dalgalar hem de gökyüzü kızgındı. Benim içim ise kırgınlık dolu. Bakışlarımı insanların üzerinde gezdirirken gözüm tanıdık birisini arıyordu. Sanki birazdan tanıdığım birisi gelecekmiş gibi hissederken gözlerimi kapattım. Sonbahardaydık bugün 21 Kasım 2016'dı. Ve ben bugün yirmi bir yaşıma girdim.
İki sene önce bugün hayatımın tamamen değiştiği bugün eskisi gibi geçmiyordu. Eski neşesini kaybetmişti. Belki de bugünün gerçek neşesi beni doğuran annemin içinde saklıydı. Artık ben olmadığım sabahlara uyanacağımı, arkadaşlarımın hepsini kaybedeceğimi yapayalnız olacağımı o gün aslında hissetmiştim. Daha işler sarpa sarmadan o gün içimde ilk defa boşluğu amansız karanlık boşluğu hissetmiştim. O gün içimde anlayamadığım bir korku vardı. Doğduğum gün öldüğüm gün olmuştu. Ailemi soğuk toprağa gömdüğüm gün yalnızlığa kapılarımı açmıştım ve diğer insanlar beni o kapıya kadar karşılayıp gitmişlerdi. Bazıları beni o kapıdan itmişti. Bunca sene dostum dediğim insanlar bile aklımın ucundan geçmeyen şeyler yapmış canımı yakmışlardı. Gözyaşlarım yanaklarımdan usulca akarken kendime söz verdim. Değişecektim. Ben bu hayatta ki yerimi,benliğimi bulup dimdik bir şekilde yaşamaya devam edecektim. Annemin neşesini yaşatacaktım. Bu hayata beni eziyetlerle getiren kadın için güzelleştirecektim.Ne olursa olsun hayattan kendimden kaçmayacak,direneceğim.Benim hikayem daha yeni başlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Boşluk
Chick-Litİnsan hep yalnız hisseder mi? Ben yapayalnız hissediyorum duvarlarımın arasında. İçimde yarattığım boşluktayım. İnsanlardan kaçarken yaranan boşluğumda kayboldum. O boşluğun içinde savaş var. Kendimle savaşıyorum. Peki ya umut? Umudun varlığını d...